"Yapılanlar komplo"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Köylü, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtladı.
Savcı Pekgüzel, Köylü'ye, Harp Akademilerinde anabilim dalı başkanlığı yaptığı dönemde kendisine ait telefonu olup olmadığını sordu. Köylü de Harp Akademilerinde görev yaptığı 5 yılın son bir yılında Harp Tarihi ve Strateji Anabilim Dalı Başkanı olarak çalıştığını, kendisine ait odası ve telefonu olduğunu söyledi.

Pekgüzel de ''Karargah Evleri'' oluşumunun, istihbaratlarda bilgi akışını kurye ile sağladığı, telefon kullanmadığının belirtildiğini ifade etti. Köylü'ye, Mehmet Bora Perinçek ile yaptığı telefon görüşmesini hatırlatan Pekgüzel, bazı görüşmeleri neden özel cep telefonuyla gerçekleştirdiğini sordu.

Köylü de askeriyenin kendilerine bağladıkları resmi telefon ile cep telefonlarının aranmadığını, askeri hattın genelde meşgul olduğunu, makamında olmadığı zamanlarda, acil durumlarda ve karşıdaki kişiye odasından ulaşamadığı durumlarda cep telefonu ile aradığını söyledi.

Pekgüzel'in, ''Bazı kişiler hakkında hazırladığınız raporlar üzerine bu komplo ile karşılaştığınızı söylediniz. 'Karargah Evleri' raporu, Türk Silahlı Kuvvetleri değil, MİT tarafından hazırlanmıştır. Ciddi olarak üzerine durulması gereken bir rapor olarak görülüyor'' sözleri üzerine Köylü, kişilerin TC kimlik numaralarının bulunmasının, rapora ciddiyet kazandırmadığını, yoğun güvenlik önlemleri alınan askeriyede bu şekilde bilgileri elde etmenin imkansızlığı nedeniyle, bunun tamamen komplo olduğunu belirtti.

Savcı Pekgüzel'in, bu belgenin, birlikte çalıştığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığınca yürütülen ''Karargah Evleri'' soruşturması kapsamında bir süre tutuklu kalan Selami Selçuk Çakmaklı'da da çıktığını belirtmesi üzerine Köylü, Çakmaklı ile çalışmasının Şubat 2007'nin sonlarına doğru olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Selçuk Çakmaklı, kahraman bir F-16 pilotudur. Silahlı kuvvetlerde el üstünde tutulurdu. Çakmaklı benim emrimde görünüyordu ama ben göreve başladığım zaman kalp krizi geçirmesi nedeniyle istirahatteydi. Sonra 6 ay kursa gitti. 23 Şubat 2007'de geldi. Kalp hastası olduğu için kendisine ders vermedim. Rahatsızlığı sebebiyle emekli olacaktı. Komplo belgesi, benim odam kilitli olduğu, bilgisayarımın harddiski yandığı için o gariban çocuğun bilgisayarına koyuluyor. Bu nedenle 1 yıl içeride yattı. Ne yazık ki aramızda var (düşman). Asırlardan beri hiçbir şey olmayan silahlı kuvvetlerinin düşmanı içeride. Son 2-3 yıldır CD, belge çıkıyor. Kopyala at, flash belleğine, bilgisayarına.''
Pekgüzel'in başka bir sorusuna da Mehmet Ali Köylü, gazetede ''Karargah Evleri'' ile ilgili haber çıkınca yalan olduğunu söylediğini, MİT'in bununla ilgili bir rapor hazırlayabileceğini düşünmediğini, raporu davanın ek klasörlerinde gördüğünü kaydetti.

Savcı Nihat Taşkın'ın ''Kayseri'ye atanmanız Karargah Evleri soruşturmasıyla mı ilgili'' sorusunu Köylü, şöyle yanıtladı:
''Bu iddialarla ilgili kimse bana bir şey söylemedi ama ben bundan olduğunu hissediyorum. Bu yalanları duyduktan sonra 'Komutanlarım itibar etmez' diyordum. Bunca yıl Silahlı Kuvvetlere gecemi gündüzümü verdim. Sicil amirlerimden hep 100 aldım. 5 yıl erken terfi aldım. Sağlık sebebiyle uçuştan ayrılmak zorunda kalmanın ezikliğini hep hissettim. Akşam 5.30'ta mesai bittiğinde çıkmadım, gece 10'lara kadar kalıp içimi rahatlatmak istedim. Böyle bir subay bir gecede terörist yapılamaz.''
Sicil Kıdem Şube Müdürlüğünde bir dönem proje subayı olarak çalışan Köylü, TSK ile ilişiği kesilen personelin kendisine kin duyduğunu ve tehdit ettiğini anlatarak, ''Ama sadece kanunları, mevzuatı yerine getirmeme rağmen hedef oldum. Çok büyük ıstıraplar çektim. Yüksek Askeri Şurada alınan kararları, kararname olarak hazırladım. Bunlar, Genelkurmay Başbakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından imzalandıktan sonra yayınlandı'' dedi.