'Yargının ölçüsüz eleştirilmesi son derece tehlikelidir'
YARSAV Yönetim Kurulu tarafından yargı üzerinden yapılan siyasi tartışmalara tepki gösterilerek, "Yargının usulsüz ve ölçüsüz eleştirilmesi, son derece tehlikeli bir eğilimdir. Sorumluluk sahiplerinin bu konudaki öncülüklerini esefle karşılıyoruz" denildi.
YARSAV Yönetim Kurulu, yargı üzerinden yapılan siyasi tartışmalara tepki gösterdi. YARSAV Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Uzunca süredir devam eden ancak son günlerde artık çığırından çıkan bir sorumsuzlukla topyekün yargı kurumunu yıpratmaya, siyasete malzeme ve araç yapmaya yönelik bir tartışmayı, üzüntü ve utançla izlemekteyiz" denildi.
Anayasa referandumunun ardından geçen bir yılın, yargı için ancak yüzyıla sığabilecek bir "dönüştürme, başkalaştırma, yeniden formatlama, genetikle oynama operasyonları" ile geçtiğini ifade edilen açıklamada, "Hatırlamadığımız kez ifade ettiğimiz üzere, Türk yargısının demokratik görünümlü süreçlerle işlevsiz korkuluğa dönüştürülme olgusunun mimarı, yürütmenin doğrudan yargının yönetimine el koyduğu, atananın seçtirildiği, seçilenin ihtiyaç anında bu sefer atandığı, ama son sözü yürütmenin yani Adalet Bakanının söylediği bugünkü HSYK'dır" denildi.
Gelinen süreçte yargının siyasallaştığı ve herkesin bir yerinden tuttuğu siyasi bir polemik nesnesi yapıldığı belirtilen açıklamada, bunun sonucunda da toplum nezdinde yargıya güvenin sarsıldığı ve yargı mensuplarının adeta "şamar oğlanına" döndürüldüğü belirtildi.
'Yargıya mütemadiyen vurulan darbeler'
Yargıcın hukuksuzluklarla mücadelesinde arkasında toplumun güveninden başka dayanağı olmadığı, evleri ve işyerleri birbirine karışmış yargı emekçilerinin gerçek sığınağının da bu inanç ve güven olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Yürütme kurumlarının önde gelen temsilcileri, siyasi parti yöneticileri ve ayrıca basın yayın organlarınca, yargı kurumu ve işleyen yargısal süreçlere ilişkin olarak, yargı mensuplarının kişiliklerini doğrudan hedef alan, eleştirinin kabul edilebilir sınırlarının çok ötesinde, bazen hezeyan derecesinde ve içlerindeki hamlıkları beyanla ayan kılan yorum ve açıklamalar yapılmaktadır. Bu sorumsuz açıklamalarla yargı, kurum ve mensupları ile bir iktidar mücadelesinin aracı ve malzemesi yapılmak-gösterilmek suretiyle topluma karşı en büyük kötülük işlenmektedir. Konumunu ve sınırlarını unutarak yargıya yönelik 'Bundan sonra bu tür kararlar verilmeyecek' emrivakilerini, 'Yargı vesayeti' kavramsallaştırmalarını ve içeriği keyfe göre doldurulan bu nitelemeyi kendisine ters gelen her yargısal tasarrufun arkasından yerli yersiz kullanmaları, 'Kendi çocukları olsaydı bu kararı verirler miydi?' türünden yargı mensuplarının kendi yakınlarının davalarına tam da bu nedenle bakamayacakları yolundaki temel hukuk anlayışını gözlerden kaçırarak topluma hoş görünme-popülizm kokan beyanları, yargı mensupları ile ilgili nefret suçu oluşturan etnik ima ve isnatları, yine namus ölçerliğe kalkışma hafifliklerini, göstere göstere yargıç ve savcı tasfiyelerini ve sorumluluk makamlarını hali hazırda işgal edenlerin etkileri kendilerine ait olmayan geleceğe sari buna benzer daha bir sürü sorumsuz tavır ve tutumlarını, hukuka saygı zaafiyetlerini, sistemin taşıyıcı kolonlarından olan yargıya mütemadiyen vurulan darbeler olarak görüyoruz."
'Sorumluluk sahiplerini esefle karşılıyoruz'
Erkler ayrılığı üzerine yapılandırılan çağdaş demokrasilerde, yasama ve yürütme gücünün, bağımsızlık niteliği vazgeçilmez özelliği olan yargı ile dengelendiği, kuşkusuz yargının bağımsızlığının mutlak dokunulmazlık ifade etmediği belirtilen açıklamada, ancak değerlendirme ve eleştiri yapılırken yargının toplumdaki özel rolüne dikkat edilmesi gerektiği vurgulandı.
Görevini layıkıyla yapması durumunda adaletin garantörü olarak yargıçların toplumun güvenini kazanmalarının çok önemli olduğu, yargıçların toplum ve devlet içindeki konumları, işlevleri ve önemlerinin göz önünde bulundurularak eleştiri ve değerlendirmelerde dikkatli olunması gerektiği kaydedilen açıklamada, "Yargının usulsüz ve ölçüsüz eleştirilmesi, son derece tehlikeli bir eğilimdir. Sorumluluk sahiplerinin bu konudaki öncülüklerini esefle karşılıyoruz. Yasamanın yürütmenin içinde eridiği, buharlaştığı ülkemizde yargının da zayıflatılması ile toplum, ancak kendine tabi olanlara bahşedilecek, diğerlerinden esirgenecek insafa terk edilecektir. Hukukla dizginlenmeyen Leviathan'ın icraatlarından geriye kalan, aradan on yıllar, hatta yüzyıllar geçse de özürle üzeri örtülemeyecek olan kan, gözyaşı ve utançtır. Yargıyı adaletin tesisi noktasında etkisiz, ancak derin siyasi amaçlara yönelik ise araç kılma, yönlendirme ve kullanmaya teşebbüs fiilleri ile suçun sınırları içinde dolaşan ve hukukun asla himaye etmeyeceği kişi ve kurumların tahribatlarını, yetkililerin ilgisine ve adına karar verdiğimiz toplumun takdirine arz ederiz" denildi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!