Yargının Saygınlığı

Yargının Saygınlığı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.01.2011 - 07:12

Yargı demokratik rejimlerin güvencesi ve onurudur. Yargının bu işlevini koruyabilmesi, sürdürebilmesi başta devleti yönetenlerin olmak üzere meslek mensuplarının ve sivil toplumun görevi olmalıdır, olmak zorundadır.

Yargıçlar karar verirlerken yasaların kendilerine tanımış olduğu “takdir yetkisi” ni titizlikle, özenle kullanarak “adaletin yerini bulması”nı sağlamak adına çok önemli hizmet yaparlar.

Yüksek yargı organları aldıkları kararlarla ülkedeki demokratik ve laik hukuk sisteminin işleyişine, sağlıklı gelişerek kökleşmesine katkıda bulunurlar. Yargıya, başta siyasilerden olmak üzere dışarıdan gelecek her müdahale ve baskı, toplumda hukuka duyulan güveni sarsar, hukukun saygınlığına gölge düşürür. Hukuka güvenin bittiği yerde ise devlet bitmiş olur. Son yıllarda yargı kurumunun sorumlulukları, yetkileri ve işleyişi üzerinde çok fazla ve ölçüsüz, gereksiz yorumlar yapılıyor, görüşler açıklanıyor. Sokaktaki vatandaşın haklı olarak kafası karışıyor. Toplumda; Yargı, hükümetin güdümünde olması gereken bir kurummuş gibi bir imaj oluşturulmaya çalışılıyor. Her mesleğin saygınlığını korumak, öncelikle o meslek mensuplarına düşer. Bu da, avukatlar da dahil olmak üzere tüm yargı mensuplarının meslek onuruna yakışan duruş ve davranışları ile yargıç ve savcıların verecekleri kararların toplumda her hangi bir şüphe ve tereddüt yaratmamasıyla sağlanabilir.

Sonuç olarak: Toplumun hukuka ve yargıya olan güven ve saygısını korumak, arttırmak herkesin görevidir. Bu görev şu veya bu nedenle gerektiği kadar yerine getirilmiyor, getirilemiyorsa avukatı, savcısı, yargıcı ile tüm meslek mensuplarının evrensel ve çağdaş hukuk anlayışı içinde mesleklerine sahip çıkmaları işin “olmazsa olmaz” koşuludur! Haydi göreve…


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon