Yazmak Eylemi

Dil, bir ortaklık ve bir ritüel zamanıdır. Dil, sınıflandırılamayan şeylerin söze dönüşme anındaki buluşma noktasıdır.

Yazmak Eylemi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.11.2009 - 14:54

Yazınsal yaratı, dilin sınırlarındaki o tatlı kafa karışıklığıyla başlar. Dilin sınırları içinde başka bir kapıdan yazının sınırlarına dahil oluruz. Yazmak eylemi, bir düş gücünün sınırsız bahçesinde sayısız rengin bir araya gelişindeki uyumu, esrarengiz ve doğaüstü birlikteliği temsil eder.

Bu renkler, metnin tasarımındaki gerçek karakteri yani yazarı, yaratım anındaki yükselişiyle baş başa bırakırlar ve betimlemeler olarak doğmaya devam ederler. Bir renk bir başkasına karışır, biri diğerine ve yazının özgünlüğü bu şekilde ortaya çıkmaya başlar. Aynı dilde yazan farklı yazarlar, bu nedenle üslubun farklı dünyalarında başka başka duygusal diller yaratırlar.

Aynı dilden başka diller doğmaya başlar. Yazmak, simgelerden yaratılan bir mucize dünyadır. Tek bir cümlenin o sınırsız oylumu içinde gizlenen anlamlardan, hayata öykünmekten, birlikte yaşanılmış değerlere saygı duruşunda bulunmaktan, insanı sevmekten, insanı önemsemekten kaynaklı çok uzun bir yolu göze almaktır yazmak… Çağına tanıklıktan kaçmayan gerçek bir yazar;  gördüm, duydum, biliyorum ve hissediyorum demeyi sakınımsızca kabul etmektedir. Yazar hep oradadır, insanının hem yerel acılarının hem evrensel sancısının yanında… Kasketini bazen ters giyip çıkar sokağa, bazen bir kasaba kahvesinde tütününü kendisi sarıp içer, gün olur mahalle arasında küfürleşen kadınların omuzlarından tutup kavgayı ayırır, kırılmış bir kapının ardında kimsenin bulamadığı bir dünyanın içinde, kimsenin göremediği bir çocuğu, geçmişindeki başka bir çocukla tanıştırır… Yazmak, insanı tanımakla başlar, üslup insanı zaman ötesine geçerek sevme biçimidir… Üslup yazarı belirler, dil ise bir toplumu… Bu nedenle usta yazarlar, zaman ötesi bir dilin sevgili yaratıcılarıdır. Hiçbir küresel güç, gerçek bir yazarın sınırsız yaratısının karşısında duramaz ve en akıllıca yöntemlerle pazarlanmış hiçbir niteliksiz metin, bahsini ettiğimiz yazarların yapıtlarının gölgesinde kalmaktan kurtulamaz. 
 

Türk Yazınında Büyük Bir Usta: Haldun Taner

Kitap satışlarında, tıpkı bir pop yıldızının pazarlanışı gibi stratejilerin uygulanmadığı, piyasanın, tüketim biçimlerinde farklılık yaratmak adına edebi değeri olmayan metinler için çarklarını döndürmeye başlamadığı dönemlerde yazmak için yola çıkmış gerçek bir usta, Haldun Taner’den biraz söz etmek, kısaca bilgi vermek istiyorum. 1915 yılında İstanbul’da doğmuş olan Haldun Taner, Galatasaray Lisesi’ndeki öğreniminin ardından, Almanya’da Heidelberg Üniversitesi’nde Ekonomi ve Politika lisansına başladı. Burada ağır bir rahatsızlık geçirince İstanbul’a döndü, zatüre teşhisi konulduğu için tedavisi bitinceye kadar öğrenimine ara vermek durumunda kaldı. 1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü’nü bitirdi. Aynı üniversitede mezuniyetinin ardından Sanat Tarihi kürsüsünde asistanlık yapmaya başladı. Daha sonra Avusturya’ya giderek hep aklında ve yüreğinde olan bir serüvene başladı.

Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde felsefe ve tiyatro bilimi üzerine öğrenim gördü ve burada bazı tiyatrolarda reji asistanı olarak görev yaptı. 1957 yılında tekrar yurduna geri döndü ve Gazetecilik Enstitüsünde öğrencilerine dersler vermeye devam etti. Viyana’daki öğrenimi Haldun Taner’in kendi ülkesinde tiyatroyu bir bilim dalı olarak okutmasına da katkı sağlamış önemli bir dönemdir. Edebiyat yaşamına girişi skeçler ve öyküler yazarak gerçekleşti. İlk öyküsü, “Töhmet” Yedigün dergisinde "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle 1946'da yayınlandı. Yabancı bir gazetenin İstanbul’da düzenlediği bir yarışmada “Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” adlı öyküsüyle 1953’de birinci oldu ve sonrasında ard arda oyunları ve öyküleriyle yazın yaşamında birbirinden değerli yapıtlar vermeye devam etti. Haldun Taner, Türk edebiyatı ve tiyatrosu için çok önemli bir isimdir. Öyle ki, mizah unsurunu her iki türde de başarıyla kullanmış, yaşadığı toplumun profilini çok iyi analiz edebilmiş bir yazardır. Toplumsal çelişkileri ve duyarlıkları eşine az rastlanır bir gözlem yeteneği ile eserlerindeki karakterlere dönüştürebilmiş, onları ayrıntıları ve kendine özgülükleriyle biçimlendirmiştir. Bu pekala, önce bir yazar olarak, yaşadığı toplumu, insanını sevmekle ve değer vermekle ilgili bir durum, sonrasında da, yazmak eylemine verdiği önemle ilgili ciddi bir disiplin anlayışıdır. Onun mizah çizgisine ve yarattığı karakterlere hala öykünen, bu tip ve karakterlerden yola çıkarak yazmaya çalışan, prototip yaratan bir çok isme rastlamak mümkündür.

Haldun Taner öykülerini ve oyunlarını okuduğunuzda, bu kıyaslamayı yapmak, yazarın çok renkli penceresinin nice isimlere esin kaynağı olduğunu görmek daha da kolaylaşmaktadır. Avrupa’da birçok ülkede çevrilmiş ve oynanmış, “Keşanlı Ali Destanı” ülkemizde de en çok tanınan kült oyunlardan biridir. Epik tiyatro örneği olarak ülkemizde çağdaş bir yorumla sahnelenen özel bir oyundur ki, bu da Haldun Taner’in sürekli olarak Türk tiyatrosu ve yazını için biçem ve içerik katkılarını ortaya koymaktadır.

Usta oyun yazarımız Haldun Taner adına her yıl verilen ve bu yıl 22.’si düzenlenen   öykü ödülünü almaya hak kazanan isim 'Ayna Çarpması' adlı kitabıyla Murat Özyaşar’ın oldu. Özyaşar; “Haldun Taner öykücülüğü karşısında tüm düğmelerimi bir kez daha ilikliyorum.”  diye devam eden konuşmasında, usta yazara olan saygı ve hayranlığını da dile getirmiş oldu. Yazmaya karar vermiş birinin, Haldun Taner’i hem doğru bir insan hem de yazar olarak örnek almaması pek mümkün değildir. Çünkü Haldun Taner’in yarattığı  karakterler, her an yanımızdan yürüyüp geçen, yanlışlıkla otobüs kuyruğunda ayağımıza basan, eğilip kulağımıza ansızın bir şeyler fısıldayan birileri olarak yaşamaya devam edecek kadar doğal hem de kendilerine özgülükleriyle de ölümsüzdür. Haldun Taner’in öykü ve oyunlarından çıktığı belli, şimdilerde televizyonlarda sıkça görmeye başladığım karakterlerin kötü kopyalarını izlemektense, hepimize gerçek Haldun Taner eserleriyle güzelleşen günler dilerim…


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler