''Yeni dünya düzensizliğine hoşgeldiniz''

Eczacıbaşı, Sabancı Üniversitesi tarafından Sabancı Müzesi'nde düzenlenen ''Mahremiyet: Başlangıç mı Son mu? "  konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, arama motorları, kredi kartı şirketleri, güvenlik sistemleri ve bilgisayarlar tarafından gözetlendiğimizi ifade ederek, ''Herhangi bir arama motoru kullandığımızda, bu aramamız büyük bir veri tabanında saklanıyor. Kişisel bilgilerimiz herkese açık bilgi haline gelebiliyor. Kişisel bilgilerin herkese açık bilgi olmasını istiyor muyuz? Hayır, zannetmiyorum. Mahremiyetin sona ermesi mi gerekiyor? Toplantının konusu da 'Mahremiyetin sonu mu, başlangıcı mı?' Yoksa bütün bu dijital karmaşaya rağmen mahremiyeti koruyabilir miyiz?'' diye konuştu.

Eczacıbaşı, dijital verilerin kolaylıkla üretilip kopyalandığını ancak bundan kurtulmanın çok güç olduğunu ve çok uzun süre internette kalabildiğini söyledi.

''Mahremiyetle ilgili kaygılar giderek artıyor. Sadece bireyler için değil hükümetler için de önemli bir konu'' diyen Eczacıbaşı, Wikileaks'i örnek göstererek, bu sayfaların nasıl çoğaltıldığını, hükümetlerin bunlara karşı nasıl çaresiz kaldığını hatırlattı.

Eczacıbaşı, o nedenle bunun kişilerin mahremiyeti kadar devletler için de önemli bir konu olduğunu dile getirerek, ''Bu nasıl gerçekleştirilecek? Hükümetlerin dijital olaya müdahalesi global olarak sıcak tartışma konusu'' dedi.

''Yasa taslağı yürürlüğe girmeli"

G-8 zirvesinde dijital mahremiyetin tartışıldığını ve liderler tarafından farklı görüşler dile getirildiğini hatırlatan Eczacıbaşı, şunları kaydetti:

''Türkiye'de kişisel verilerin korunması anayasal hak olsa da Türkiye'nin mahremiyet ve kişisel veri korunması konusunda spesifik yasası yok. 2003'den beri yürürlüğe girmeyi bekleyen bir yasa taslağı var. AB'nin Türkiye'ye aday ülke olarak yaptığı baskılar sonucunda bu yasa taslağının kısa süre sonra yürürlüğe girmesi gerekiyor. Bu yasa yürürlüğe girse bile mahremiyetin korunması konusunda Türkiye'nin yapacağı çok şey var. Mevzuat ve kanunlar sorunun asıl can alıcı noktasını ortadan kaldırmıyor. Mahremiyet saldırı altında. Ne yaparsak yapalım bu hayatın gerçeği.''

Eczacıbaşı, Google'ın yapılan aramaları gizli tutmasına rağmen bağımsız bir şirketin bu motordan sadece dün sabah saat 06.00'da 2 milyar 280 milyon arama yapıldığını açıkladığını belirterek, eğer kullanıcıların izin vermesi halinde Google'daki bütün bilgilerin 2038 yılına kadar saklanacağını söyledi.
 

''Mahremiyet ihlalleri"

Eğer gmail kullanılıyorsa, google'ın mail adresini bildiğini ve bütün e-maillerin aranabilir hale geldiğini, ev adresinin, banka hesabının, yapılan aramaların, kişinin nerede bulunduğunun bilindiğini anlatan Eczacıbaşı, bütün bu bilgilerin bazen istenmeden de sızdırıldığını kaydetti.

Eczacıbaşı, çok çeşitli mahremiyet ihlalleri örnekleri bulunduğunu, sosyal ağlar sayesinde artık insanların coğrafi olarak nerede bulunduğunun belirlenebildiğini belirterek, ''Bunun ne tür problemlere neden olduğunu insanlar biliyorlar mı? İstenmeyen bilgiler işverenlere ulaşacak. Bunu biliyorlar mı? Mahremiyetin tanımı zor. Algı zamanla değişiyor. Mahremiyetin teknik, sosyal ve psikolojik yönleri var. Yasal ve ticari yönleri de var. Bu konferansta bütün paydaşlar bir araya gelerek konunun değişik yönlerini inceleyecekler'' dedi.

AB Komisyonu Bilgi Toplama Medya Genel Müdürlüğünden Paul Hearn, bu toplantının AB tarafından desteklenen Mobilite Veri Madenciliği ve Mahremiyet (MODAP) projesi kapsamında düzenlendiğini ve bu projenin en önemli amacının yapılacak tartışmalar sonucunda önemli edinimlerin kazanılmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Herkesin unutulma hakkı olduğunu, bu nedenle veri korumaya ilişkin kanunların bulunması gerektiğini ifade eden Hearn, teknolojinin nasıl kullanılacağının ve kişisel verilerin bir başkası tarafından kullanılıp kullanılamayacağı konusunun güncel ve önemli bir tartışma konusu olduğunu ve toplantıda da bu konuların tartışılacağını kaydetti.