'Yeşil'i arayan savcı, Şemdin Sakık'ın ifadelerini istedi
Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında hakkında tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı çıkarılan ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın akıbetinin belirlenmesi için çok yönlü çalışma başlattı.
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürüttüğü 1994 yılında lojmanında intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında ifadesi alınan gizli tanık, kendisinin de bulunduğu bir ortamda, ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, ölümünden kısa bir süre önce tartıştığı Çillioğlu'na ''Senin defterini dürdüm'' dediğini iddia etti.
Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekili Özden Doğan'ın, bu iddia ve soruşturma dosyasında yer alan başka bilgiler dolayısıyla talebi üzerine, Yıldırım hakkında tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı çıkarıldı.
Başsavcıvekili, ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın akıbetinin tespit edilmesi için çalışma yürütüyor. Yeşil'in ölmüş olma ihtimalini de göz önünde bulunduran savcı, gizli tanık olduğu kendi isteğiyle ortaya çıkan Şemdin Sakık'ın 6 Kasım 2012 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmada verdiği ifadeyi istedi.
Sakık'ın, ''Yeşil''in uçak kazasında öldüğü iddialarını araştıran savcının, uçak kazasında ölenlerin mezarlarını açtırabileceği öğrenildi. Şemdin Sakık, Ergenekon Davası'nda verdiği ifadede, ''2001'de Malatya'da düşen casa tipi uçakta ölenler arasında 'Yeşil' olarak bilinen Mahmut Yıldırım'ın da olduğunu'' iddia etmiş, Kuzey Irak'tan kendisini getiren 5 kişilik ekibin başında da Mahmut Yıldırım'ın olduğunu belirterek, ''Demirel döneminde Yıldırım, Çankaya'ya gitti mi, Çiller ile görüştü mü? Beni getirmek için kimden emir aldı? Kimin emrinde çalıştırıldı? Bilemiyoruz. 1993'te yıldızı parlayan Yıldırım'dır'' demişti.
Kazım Çillioğlu soruşturması
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken 1994 yılında lojmanında ölü bulunduktan sonra dış otopsisi yapılarak ''intihar ettiği'' sonucuna varılan Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturma dosyası, oğlu Gökhan Çillioğlu'nun müracaatı üzerine yeniden açılmıştı.
Gökhan Çillioğlu, 2010 yılı sonunda savcılığa başvurarak babasının suikast sonucu öldürüldüğünü ileri sürmüş, ailenin başvurusu üzerine Erzurum'a gönderilen dosyayı inceleyen savcılık, görevsizlik kararı vererek dosyayı Malatya'ya göndermişti.
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli Valisi olan Atıl Üzülgen ile dönemin Cumhuriyet Savcısı, Kurmay Başkanı, Jandarma Bölük Komutanı, Çillioğlu'nun korumaları ve MİT görevlilerinin de aralarında yer aldığı 700'ün üzerinde kişinin ifadelerine başvurulmuştu.
Savcılık ayrıca, Çillioğlu'nun otopsi raporunu da inceleyerek kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Düzce'de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti. Soruşturmada, Albay Kazım Çillioğlu'na ait silahların ölümünden 3 yıl sonra ailesinden teslim alınmasına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen belgenin de sahte olduğu belirlenmişti.
Çillioğlu'nun mezarından alınan örnekler üzerinde İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, saç köklerinde arseniğe rastlanan Çillioğlu'nun, kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu öngörülen delik ile kaburgalarında kırık olduğu tespit edilmişti.
Öte yandan, savcılığın talebi üzerine Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım ile ''Bozo'' kod adlı Yusuf Geyik hakkında tutuklama kararı çıkarmış, iki ismin kırmızı bültenle aranmasına başlanmıştı.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu