"Yeter ki kendimize güvenelim"

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt sorununa çözüm arayışları çerçevesinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'le görüştü. Atalay görüşmenin ardından "Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Yeter ki öz güvenimiz olsun" dedi. Türk ise "Umut ediyoruz ki bu çabalar bir hayal kırıklığı yaratmaz" ifadesini kullandı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.08.2009 - 07:50

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt sorununa çözüm arayışları çerçevesinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'le görüştü.

DTP Genel Merkezi'nde gerçekleşen görüşmeden sonra açıklama yapan Beşir Atalay, "Başından beri bu çalışmanın yeri Meclis çatısı olsun diyoruz. Bu manada siyasi partilerimizin, ülkemizin bu en büyük kardeşlik ve huzur projesine katkısını çok önemli görüyoruz. Bu ziyaretlerimizde çalışmalarımızı anlatıyoruz. Onların görüşlerini ve katkısını almaya çalışıyoruz. Bütün görüşmelerde, gerek daha önce görüştüğüm üç siyasi partimiz, gerek bugünkü siyasi partimizle görüşmelerimizde, bizim için gerçekten çalışmamıza ışık tutucu önemli görüşler elde ettik" dedi.

"Bu Türkiye'nin büyük kardeşlik ve huzur projesi" diyen Atalay, şunları kaydetti: "Türkiye büyük bir ülke. Kendimize güvenelim, biz bu sorunu çözeriz. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Yeter ki öz güvenimiz olsun, kendimize güvenelim. Biz buna benzer önemli konuları, hükümet olduğumuz süreç içinde gerçekten başardık. Onun için büyük bir katılımla, inşallah bütün partilerimizin, bütün sivil toplum kuruluşlarımızın, bütün kesimlerin katılımıyla kardeşlik ve huzur ortamımızı artıralım istiyoruz. Çabamız bunun içindir."

"Acılar sona ermeli"

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de, Atalay'ın ardından yaptığı açıklamada, 30 yıldır süren acıların sona ermesini istediklerini vurgulayıp şöyle devam etti:

"Biz de bu acıların sona ermesi, barışa evrilmesi, Türkiye'nin normalleşmesi için çaba gösteriyoruz. Umut ediyoruz ki bu çabalar bir hayal kırıklığı yaşatmaz. Umutluyuz. Çünkü artık sorunların silahla, şiddetle, operasyonlarla çözülmeyeceğini herkesin görmüş olmasıdır. Bu bakımdan önemli bir süreçtir. Tabii ki bu konudaki çalışmaları Hükümet, İçişleri Bakanı yürütüyor. Siyasi parti olarak bize de düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.

Bizim amacımız sorunun çözümüdür, birilerinin söylediği gibi Türkiye'yi çözmek değil. Tam tersi Türkiye'de toplumsal uzlaşıyı sağlamaya yönelik bir çabadır. Bütün halkımızı kucaklaştırmak için çaba gösteriyoruz. Yeniden toplumsal uzlaşıyı diyaloğu ortaya koyacak bir mantığın gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Amacımız demokratik bir cumhuriyettir, demokratik bir Türkiye'dir. Kürt'üyle, Türk'üyle her vatandaşın kendini özgürce ifade edebileceği demokratik bir Türkiye'nin yaratılmasıdır diye düşünüyoruz."

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, "Siz Bakan Atalay'dan ne istediniz" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Biz tabiki şu aşamada başından beri söyledik, bir proje ile yola çıkılmamasını biz doğru görüyoruz. Önemli olan toplum ne düşünüyor? 72 milyonunun bütün hassasiyetini göz önünde tutarak bir yol haritası ortaya konulması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle böyle bir proje üzerinde veya çalışmalarla ilgili bir görüşme yapmadık. Sadece burada çözüm niyetinin ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu çözüm niyetinin kalıcı bir noktaya evrilmesi için herkesin hassasiyet göstermesini istiyoruz. Gerçekten bu süreçten umutluyuz, ama Türkiye'nin zemini her zaman kaygandır. Geçmişte de bazı açılımlar oldu, ama hayal kırıklığı yarattı. Ama ben bu dönemde daha ciddi bir çalışmanın yapıldığına inanıyorum"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmayı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Türk, "Toplum olumlu karşıladı, önemli olan toplumun değerlendirmesidir" yanıtını verdi.

İçişleri Bakanı Atalay, DTP’nin ardından Türk-İş Konfederasyonu Barolar Birliği, ve Hak-İş’le de görüşecek.

 

"Umut ediyoruz ki bu çabalar bir hayal kırıklığı yaşatmaz"

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de, Atalay'ın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin önemli bir sürecin içinde olduğunu, siyasilerin 30 yıldan bu yana yaşanan acıların sona ermesi konusunda çaba gösterdiklerini belirtti.

Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz de bu acıların sona ermesi, barışa evrilmesi, Türkiye'nin normalleşmesi için çaba gösteriyoruz. Umut ediyoruz ki bu çabalar bir hayal kırıklığı yaşatmaz. Umutluyuz. Çünkü artık sorunların silahla, şiddetle, operasyonlarla çözülmeyeceğini herkesin görmüş olmasıdır. Bu bakımdan önemli bir süreçtir. Tabii ki bu konudaki çalışmaları Hükümet, İçişleri Bakanı yürütüyor. Siyasi parti olarak bize de düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.
Bizim amacımız sorunun çözümüdür, birilerinin söylediği gibi Türkiye'yi çözmek değil. Tam tersi Türkiye'de toplumsal uzlaşıyı sağlamaya yönelik bir çabadır. Bütün halkımızı kucaklaştırmak için çaba gösteriyoruz. Yeniden toplumsal uzlaşıyı diyaloğu ortaya koyacak bir mantığın gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Amacımız demokratik bir cumhuriyettir, demokratik bir Türkiye'dir. Kürt'üyle, Türk'üyle her vatandaşın kendini özgürce ifade edebileceği demokratik bir Türkiye'nin yaratılmasıdır diye düşünüyoruz.''

''Umuda yolculuk"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, ''görüşmede DTP olarak somut önerilerde bulunup bulunmadıklarına'' ilişkin soru üzerine, bunun bir süreç, bir çalışma olduğunu ifade etti.

Türk, bu çalışmanın farklı yerlerde değerlendirileceğini ve sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, baroların, birçok kesimin düşünce ve önerileri alınarak somutlaşacağını belirterek, ''Biz işin başındayız, umut ediyoruz ki bu umuda yolculuk bir hayal kırıklığıyla sonuçlanmaz'' dedi.
Türk, ''Siz ne istediniz kendisinden?'' sorusuna karşılık, şunları söyledi:
''Biz tabi ki şu aşamada başından beri söyledik, bir proje ile yola çıkılmamasını biz doğru görüyoruz. Önemli olan toplum ne düşünüyor? 72 milyonunun bütün hassasiyetini göz önünde tutarak bir yol haritası ortaya konulması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle böyle bir proje üzerinde veya çalışmalarla ilgili bir görüşme yapmadık. Sadece burada çözüm niyetinin ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu çözüm niyetinin kalıcı bir noktaya evrilmesi için herkesin hassasiyet göstermesini istiyoruz.''

Türk, ''hayal kırıklığı'' ifadesini kullandığı hatırlatılarak ''böyle bir gözleminiz mi var?'' sorusu üzerine de, ''Hayır. Gerçekten bu süreçten umutluyuz, ama Türkiye'nin zemini her zaman kaygandır. Geçmişte de bazı açılımlar oldu, ama hayal kırıklığı yarattı. Ama ben bu dönemde daha ciddi bir çalışmanın yapıldığına inanıyorum'' diye konuştu.
Ahmet Türk, çalışmanın temellerinin ''Best Otel Toplantısı''nda atıldığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de, ''Bu diyaloglar bazen bir saniye içinde gelişebilir, bazen uzun bir süre içinde beklediğiniz o diyaloğu yakalayamazsınız. Gerçekten de Best Otel'de yapılan bir toplantı sonucu mudur, yoksa Türkiye'nin artık farklı bir bakış açısına sahip olması ihtiyacı mıdır? Onu bilemiyorum'' dedi.

''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmayı nasıl değerlendirdiğinin'' sorulmasına karşılık Türk, ''Toplum olumlu karşıladı, önemli olan toplumun değerlendirmesidir'' diye konuştu.

Türk, ''operasyonların durdurulması talebinde bulundunuz mu?'' sorusuna da, bu detayları konuşmadıkları yanıtını verdi.

''MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tavrını nasıl değerlendirdiği'' yönündeki soru üzerine Türk, şu cevabı verdi: ''Tabii ki bu sorun Türkiye'nin sorunudur. Bütün siyasi partilere sorumluluk düşüyor. Gerçekten toplumsal uzlaşıyı sağlamaya yönelik herkesin çaba içinde olması gerekir. Bizim beklentimiz diğer siyasi partilerin de bu acılı sürecin sona ermesi için gereken hassasiyeti, duyarlılığı göstermesidir.''

 

Atalay'ın Türk-İş ziyaretinden notlar

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Demokratik açılım'' çalışması kapsamında Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ile bir araya geldi. Atalay, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş ile Türk-İş Genel Merkezi'ni ziyaret edip Genel Başkan Kumlu ve Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ile görüştü.

Bakan Atalay, ''Demokratik Açılım'' çalışması çerçevesinde sendikalar boyutunda ilk ziyareti Türk-İş'e yaptığını söyledi.

Türk-İş'in gurur duyulan, uluslararası alanda tecrübesi ve kimliği bulunan büyük bir sendika ve sivil toplum kuruluşu olduğunu vurgulayan Atalay, bu neden sendikalarla yapılacak görüşmelerde ilk olarak Türk-İş ile bir araya gelmeyi uygun gördüğünü söyledi.
Atalay, ziyarette çalışmayla ilgili bilgi sunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Türk-İş büyük bir camia. Teşkilatları var, şubeleri var. Çok büyük bir nüfus kesimini, işçi kesimini temsil ediyor. Kendilerinden teşkilatlarının da görüşünü alarak ve bizim mesajlarımızı da buralara ileterek bu konuda olabilecek görüş ve katkılarını istediğimizi ifade ettim. Çalışmamızı, yürüttüğümüz süreci bütün ayrıntılarıyla kendilerine anlattım. Buradaki temel ilkelerimizi, bakışlarımızı kendilerine bilgi olarak sundum. Kendilerinin bugün bize söyledikleri hususlar oldu. Bundan sonra da kendi teşkilatlarıyla paylaşarak, takip eden süreçte görüşlerini verecekler.''

Kumlu şunları söyledi: ''Özellikle ülkemizin bir bölümünde yıllardır hepimizin bildiği gibi kan akıyor. Bu kanın durdurulması lazım. Ülkemizin aldığı yaralar sarılmalı ve yeni olumsuzluklara izin verilmemelidir diye düşünüyoruz. Biz, hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini bozmadan bu soruna çözüm arayacağını ve bu nedenle de bir açılım yaptığını düşünüyoruz.''

Türk-İş'in de bu konuya yabancı olmadığını, 1993 yılında sorunun çözümü yönündeki önerilerini dile getirdiğini hatırlatan Kumlu, 14 Şubat 1993 tarihli ''Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Raporu''nu Atalay'a sundu.

Kumlu, sorunun demokrasi içinde çözüleceğine inandıklarını belirterek ''Özellikle Sayın Bakan'ın huzurunda Sayın Başbakan'a, hükümete, parlamentoda grubu bulunan tüm siyasi partilere Türk-İş olarak şu çağrıyı yapmak istiyoruz, uzlaşma, uzlaşma... Tamam uzlaşma da uzlaşma sözde olmamalı. Özellikle çok hassas bir konu bu. Uzlaşmanın eylemle de gerçekleşmesi gerekir. Buna katkı sağlanması gerektiğini ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.

Sorunun demokrasi içinde çözülmesinin üç koşulu olduğunu belirten Kumlu, bu koşulları şöyle sıraladı: ''Bir, demokrasimiz sorun çözme yöntemi olarak işlerlik kazanmalıdır. Öyle olduğunda sorunlar birikmeyecek ve krize dönüşmeyecektir. İki, demokrasimizi sorun çözer hale getirmek için de bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal hak ve özgürlükleri birbirini destekler hale getirmek gerekir. Üç, ülkemizin bütünlüğü ve bağımsızlığı, milli mücadele ile çizilmiş sınırlarımız her türlü tartışmanın dışında olmalıdır.

İşçi gözüyle baktığımızda biz her sorunun altında işsizliği görürüz. İşsizlik zaten kendiliğinden sorundur. O nedenle işsizliği yok edecek, geri kalmışlığı giderecek sosyo-ekonomik politikalar oluşturulmalıdır. Türk-İş işçinin etnik kimliğiyle kesinlikle ilgilenmez, işçilerin sorunlarıyla ilgilenir."


Atalay'a sigara yasağı tepkisi

Bir grup Sakarya Caddesi esnafı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Türk-İş'e yaptığı ziyaretten çıkarken sigara yasağını protesto etti.

Kendilerini "Sakarya Caddesi Esnaf Dayanışması" olarak adlandıran grup, Bakan Atalay'ın Türk-İş'ten çıktığı sırada alkışlarla ve taşıdıkları "Sigaraya da yasağına da karşıyız", "Sigarama dokun, ekmeğime dokunma", "Sigaramın dumanı, yok mu Recep'in imanı?", "Yüzde yüz insansız hava sahası" gibi dövizlerle 19 Temmuz'da kahvehane, bar gibi mekanlarda da uygulanmaya başlayan sigara yasağını protesto etti. Bakan Atalay'ın Türk-İş'ten ayrılmasının ardından grup olaysız dağıldı.


TBB'ye ziyaret

Bakan Atalay, ''demokratik açılım'' çalışmaları kapsamında Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok'u birlik merkezinde ziyaret etti. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş'in de katıldığı ziyaret, yaklaşık 45 dakika sürdü.

Atalay, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, yürütülen çalışma hakkında bilgi sunduklarını, çalışma ile ilgili görüş ve katkı istediklerini belirtti. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu dile getiren Atalay, ''Bizim bu çalışmada en önemli hassasiyetimiz, Türkiye bir hukuk devletidir. Bütün çözümler hukukun içinde olur. Bütün sorunların çözümü daha fazla demokratik açılım, daha fazla insan hakkı ve mutlaka hukukun içinde olmak'' diye konuştu.

Türkiye Barolar Birliğinin, yargının önemli parçalarından birisi olduğunu ifade eden Atalay, şunları söyledi:
''Bize önemli tavsiyeleri, katkıları olacak. Sayın Genel Başkan bize daha önce Barolar Birliğinin çalışması olan bu konudaki bazı hazırlıkları da şimdiden verdiler. Biz onları da inceleyeceğiz. Bu projenin temelinde demokrasi ve hukuk var. Her sorunun çözümünde biz hükümet olarak da hep öyle dedik. Toplumsal sorunların çözümünde daha fazla demokrasi daha fazla insan hakkı mutlaka hukukun içinde kalmak.''

Atalay, kendilerine randevu veren Özok'a da teşekkür ederek, çalışmanın her safhasında kendilerine bilgi verip katkı isteyeceklerini söyledi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özok ise Atalay'ın, kendilerini son günlerde Türkiye'nin gündemini oluşturan konularla ilgili bilgilendirmek için ziyaret ettiğini bildirdi.
Önemli bilgiler sunan Bakan Atalay'a teşekkür eden Özok, ''Türkiye Barolar Birliğinin temel ilkeleri, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletidir. Türkiye'de eğer barışla ilgili, kardeşlikle ilgili, huzurla ilgili, insan haklarıyla ilgili, demokrasiyle ilgili, hukukun üstünlüğü ile ilgili bir adım atılıyorsa Türkiye Barolar Birliğinin onu yadsıması mümkün değildir'' diye konuştu.

TBB'nin, kurulduğu günden bu yana bu ve benzeri hareketlere destek verdiğini de anımsatan Özok, şu açıklamalarda bulundu:

''1999'da Türkiye Barolar Birliği'nin Doğu ve Güneydoğu Raporu diye bugün birçok arkadaşın yeni yeni dillendirdiği birçok konuyu Barolar Birliği o gün kamuoyu ile paylaşmıştır. Biz ülkemizde barışı, kardeşliği, huzuru istiyoruz. Gerçekten eksiksiz bir demokrasinin gerçekleşmesini istiyoruz. Hukukun bütün incelikleri ile her insanın güvencesi olmasını istiyoruz. O nedenle Türkiye Barolar Birliği bu tür girişimlere duyarsız kalamaz, her türlü desteği verir. Barış, huzur ve kardeşlik hepimizin istediği temel hedeflerdir. Bu tür ve benzeri çalışmalara, ülkemizin demokrasi, hukukun üstünlüğü insan hakları gibi çok ihtiyacı olan bu ilkelere katkı sunan herkese Türkiye Barolar Birliği yardımcı olacaktır, katkı sağlayacaktır. Çünkü Türkiye Barolar Birliği'nin kuruluş nedeni budur.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler