"YÖK feshedilmeli"

YÖK'ün 28. kuruluş yıldönümü dolayısıyla konuşan Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet  Gündoğdu, YÖK'ün akıl ve bilim eksenli kurulmadığını, 12 Eylül darbesi sonrası bürokratik oligarşiye öncülük eden kurumlardan biri olduğunu söyledi.

Gündoğdu, "Geçmişte bilim ve özgürlükler YÖK eliyle tokatlanmıştır. YÖK başkanlarına göre iyi icraatlarının sayısı artmış veya azalmıştır. Teziç ve Sağlam dönemleri ile Gürüz ve Özcan dönemleri bir değildir. Ancak, biz kişilere göre değişen bir YÖK değil, demokratik yapısı olan ve özgürlükçü bir YÖK istiyoruz. Kim gelirse gelsin, alanları dışına çıkamayacakları kuralları koymak lazım. Üniversiteler siyaset üstü katma değer üretecek yerler olmalı" diye konuştu.

Gündoğdu, geçmiş dönemlerde YÖK'ün Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli çalışmadığını belirterek, YÖK'ün Milli Eğitim Bakanlığı ile eğitim-öğretimi bütün olarak ele alan ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim koordinasyonunu sağlayan bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Gündoğdu, YÖK'ün yeniden yapılandırılması gerektiğini söyleyerek "YÖK fesh edilmelidir. Üniversite özgürlüğünü sağlayacak ve koordinasyon görevi görecek şekilde yeniden düzenlenmelidir" dedi.

YÖK'ÜN BİR AN ÖNCE KALDIRILMASI GEREKİR

"Akademisyen istihdamında objektif kriterler olmalı"

Gündoğdu, öğretim görevlisi alımında kişisel birikimleri olmayan kişilerin alındığını belirterek, "Bilimde kendini ispat etmiş kişilerin önü açılmalı, akademisyen istihdamında objektif kriterler olmalı, üniversitelere güven o zaman artacaktır" şeklinde konuştu.

"Öğretim üyeleri örgütlenmeye soğuk bakıyor"

Gündoğdu, üniversitelerin özgürlükçü olmaması ve olaylara ideolojik yaklaşması nedeniyle örgütlenmede öğretmenlerin gerisinde kaldığını vurgulayarak, "Üniversitede öğretim üyeleri, talebelerine örgütlenmenin ve özgürlüklerin öneminden bahsediyorlar. Ancak, yetiştirdikleri öğretmen ve diğer eğitimciler örgütlenmede üniversite öğretim üyelerinden önde. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın son verilerine göre öğretmen ve diğer eğitim çalışanlarının yüzde 57'si sendikalı olurken, bu oran öğretim üyelerinde yüzde 20'leri bulmuyor. Üniversiteler özgürleştikçe ve sivilleştikçe bu rakamların değişeceğine inanıyorum"dedi.