"Yolsuzluk bulma merakı içinde değilim"
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ''Türkiye'de toplumun ayrıştığı alanları, toplumun birleştiği alanlar olarak insanımızın önüne koyacağız'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, partisinin Trabzon İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin, yapmış olduğu kurultayla birlikte artık tek başına iktidar hedefini Türkiye'nin gündemine koyduğunu söyledi.
Bugüne kadar tek başına iktidar olarak bir hedefi bu kadar açık ve net bir şekilde ifade etmediklerini belirten Hamzaçebi, ''Ancak sayın genel başkanımız, CHP'nin hedefinin yüzde 40 oyla iktidar olduğunu açık ve net bir şekilde ifade etmiştir. Biz buna kilitlendik. Hedefimiz Türkiye'nin çaresiz olmadığını, AKP dışında da alternatif üretecek çözümleri olduğunu Türk halkına göstermektir'' diye konuştu.
CHP iktidarının yolsuzlukların sona erdiği, yoksulların, işsizlerin gelirinin olduğu, işinin olduğu bir iktidar olacağını savunan Hamzaçebi, ''Türkiye ekonomisinin ürettiği bir iktidar olacaktır. Türkiye'nin her sene çok yüksek oranlı bir büyümeyi gerçekleştirmiş olduğu ve bu büyümeden herkesin pay aldığı bir iktidar olacaktır'' dedi.
Türkiye'de işsizliğin önemli bir sorun olduğunu ifade eden Hamzaçebi, ''İşsizlik fonunda işsizlikle mücadele amacıyla kullanılacak 25 milyar dolar para var. Türkiye, tarihinin en büyük işsizliğini yaşıyor ancak 25 milyar dolarlık kaynak işsizlerimize hizmet için, onların iş bulması için, onlara yeni olanaklar yaratmak için mesleki eğitimi artırma amaçlı kullanılmıyor'' diye konuştu.
''Güç kaybeden hükümetler, şiddete başvururlar"
''Kimlik siyasetini Türkiye'nin başına sorun yapan AKP hükümetidir'' diyen Hamzaçebi, ''Bunu yapan bizzat sayın Başbakan'ın kendisidir'' iddiasında bulundu.
Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu topluma kimlik siyasetini sokarak toplumu ayrıştırmaya götüren sayın Başbakan, bugün CHP'yi de o kimlik siyasetini güderek, bir dönem teröre hoş gözükme amacını taşıdığı, o terörün kaynağı olan gruplarla, oluşumlarla beraber göstermek gibi bir yanlışın, gafletin içine düşmüştür. Bu çözümsüzlüğün itirafıdır.
Güç kaybeden hükümetler, şiddete başvururlar. Güç kaybeden siyasetçiler, siyasi anlayışlar güç kaybettikçe daha çok sertliğe, baskıya başvururlar. Türkiye'de bugün yaşanan budur.''
Hamzaçebi, bugün toplumun özgürlükler konusunda baskı altında olduğunu öne sürerek, ''İnsanımız özgürce konuşamamakta, demokratik haklarını kullanamamaktadır. Bu hakkı kullanma konusunda insanımız eğer tereddüt gösteriyorsa o ülkede, o toplumda baskı var demektir. Biz bu baskılara son verme amacıyla yola çıktık. Türkiye'de toplumun ayrıştığı alanları, toplumun birleştiği alanlar olarak insanımızın önüne koyacağız. Bu bir onarım, restorasyon projesidir aynı zamanda. CHP'nin 2011 projesi, toplumu kaynaştırmaya yönelik, insanımızı birbiriyle barıştırmaya yönelik bir barış projesidir'' dedi.
''Yolsuzluk dosyalarıyla uğraşayım diye bir merak içinde değilim"
Akif Hamzaçebi, bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup başkanvekilliği yaptığı dönemde yolsuzluklarla ilgili dosyalarla basının karşısına çıktığını anımsatarak, ''Şimdi o misyonu siz mi üstleniyorsunuz'' şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
''Grup başkanvekilliği görevi neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. 'Özellikle yolsuzluk dosyalarıyla uğraşayım' diye bir merak içerisinde değilim. Ama öyle olayları fark edersem tabi ki bunları Türkiye Cumhuriyeti'nin bir siyasetçisi olarak, halk adına değerlendirmek zorundayım. Ama özellikle yolsuzluk bulma merakı içerisinde değilim, yolsuzluğu bulmamaktan memnun olurum. Yolsuzluk olmasın, yolsuzluğu da bulmayalım. Bu beni daha mutlu eder.''
''Kıyafet meselesi politize edildi''
Bir gazetecinin ''Güneydoğu ve başörtüsü'' konularında görüşlerini sorması üzerine Hamzaçebi, şunları söyledi:
''Bu iki alanda toplum maalesef ayrışmaya doğru götürülmüştür. Bunlar 1980 öncesi Türkiye'de ayrışmanın olmadığı alanlardı. Türkiye'nin gündemine bu sorun 1980 sonrasında özellikle bazı hükümetler tarafından getirildi. Bu kıyafet meselesi politize edildi. Türban, başörtüsü gibi konulara vatandaşımızın özgürlüğü çerçevesinde bakarız. Bunları insanımızın özgürlük anlayışı içerisinde, istediği gibi takabileceğini, kullanabileceğini düşünürüz. Ama iktidar partisi bunu bir siyaset yapmanın aracı olarak algılıyor. Bu, siyaset yapılacak bir alan değildir. CHP iktidarında çözülecek olan bir konudur.
Kürt sorunu olarak isimlendirilen konu ise hükümet tarafından, AKP tarafından Türkiye'nin başına sorun yapılmıştır. Çözümü vardır. Hiçbir zaman bu politika bizi bir ayrıştırmaya götürmemelidir. Türkiye içerisinde bir özerk bölge, federatif bir yapı, (üniter yapıyı muhafaza edelim ama bir federasyon olabilir, bir özerk bölge olabilir) dediğiniz zaman Türkiye başka yerlere gider. Bunu Kürt kökenli vatandaşlarımızın da kabul edeceği kanaatinde değilim. Bir ayrıştırma siyaseti gütmek çözüm değildir. Bu noktalarda hükümet yanlış yapmıştır. Çözüm, güçlü demokrasi, ekonomi olmalıdır, güçlü insan hakları kavramı olmalıdır. AB'ye imtiyazlı üyelik şartları altında değil hiçbir kısıtlaması olmayan, tam üyelik hedefi olmalıdır. Politikamız budur. Refahı artmış, milli geliri artmış, demokrasisi güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti. Böyle bir ülkede insanlarımızın, Kürt kökenli olsun, başka kökenli olsun (biz ayrılalım) diyeceği kanaatinde değilim.''
Sümela Manastırı'nın ibadete açılması
Hamzaçebi, Trabzon'un Maçka ilçesinde bulunan Sümela Manastırı'nın bu yıl ilk kez bir günlüğüne toplu ibadete açılacak olmasına ilişkin ise, ''Sümela'nın yılda bir gün ibadete açılmasına hiç karşı değilim, bunu 'olabilir' görüyorum. Bir kere kendi kültürümüze ve dinimize güveneceğiz. Sanki onlar gelecek bizi dinimizden uzaklaştıracak, vazgeçirecekler gibi hava oluşturuluyor. Kendimize güvenelim. Türk toplumu güçlü toplumdur, manevi bağları güçlüdür, dini duyguları son derece güçlüdür'' diye konuştu.
64 ton altınla ilgili iddia
Akif Hamzaçebi, bir gazetecinin, ''Varlık Barışı Kanunu kapsamında Türkiye'ye geldiği bildirilen 64 ton altının ilgili kamu kuruluşlarının kayıtlarında gözükmediği'' iddiasını gündeme taşımasıyla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
''Elimde basın toplantısında açıkladığımın dışında hiçbir bilgi yok. Kimliklerini bilmiyorum. 4 kişi olduğunu biliyorum. Maliye Bakanı 'inceliyorum' dedi. Mutlaka bakacaktır. Sonuçta 64 ton altın beyan edilmiş. Türkiye'deki bir vergi dairesine beyanda bulunulmuş. Kayıtlarda altının Türkiye'ye girişini görmüyorum. Bu acaba bir kara para aklama operasyonunun kalkanı olarak mı kullanılıyor? Sorularım buydu, 'bunu açıklayın' dedim.''
''Berberim diyor''
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, bir gazetecinin, ''Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tahliyesine karar vermesi ve bu süreçte ortaya çıktığı iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''Ses kayıtları yasa dışı kayıtlar. Düşünün ki bir ülkede yargı mensupları dahil herkes dinleniyor veya herkes dinlendiğini düşünüyor. Kamuoyunda hangi dava var, ona dair bir ses kaydı anında internete düşüyor. Onların içeriği ile ilgili hiçbir değerlendirme yapmam. Yapanları ayıplarım, kınarım. Bir mahkemenin hakimini, savcısı dinletiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Berberim bana (abi galiba benim telefonumu dinliyorlar) diyor. Herkes bu psikolojide, düşünün.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza