Zirve Yayınevi cinayetleri davası (08.03.2013)

Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 61. duruşmasında tutuklu sanıklar muvazzaf askerler Adem Gedik ile Murat Göktürk tutuksuz yargılanmalarını talep etti, tutuklu sanık Levent Ercan Gelegen de savunma verdi.

Zirve Yayınevi cinayetleri davası (08.03.2013)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.03.2013 - 13:31

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklarla avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Hüseyin Yelki'nin avukatı Şahin Tezcan, müvekkilinin tüberküloz rahatsızlığı bulunduğunu, bu nedenle serbest bırakılmasını istediklerini belirtti.

Tutuklu sanıklardan Adem Gedik, 15 yıldır uzman çavuş olarak görev yaptığını, 3 kez astsubaylık sınavına girmesine rağmen astsubay olamadığını ifade ederek, ''Örgüt üyesiyim, her şeyi yapıyorum, herkese ulaşabiliyorum. Peki niye astsubay olamadım? Bir kez bile orduevine giremedim. Nasıl her kapı bana açık, her istediğimi yapabiliyor muşum?'' diye konuştu.

Mesleğine ilk başladığında kendisine verilen bir görevi yerine getiremediği için oda hapsine tabi tutulduğunu savunan Gedik, ''Şimdi de amirimin emrini yerine getirip, bir haber elamanını alıp getirdiğim ve söylediklerini not ettiğim için buradayım. Tutuksuz yargılandığım dönemde delil karartma, suçlulara ulaşma gibi bir durumum olmadı. Hiçbir duruşmayı kaçırmadım. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum'' dedi.

Murat Göktürk de ek klasörlerde belirtilen hiçbir belgeden haberi olmadığını öne sürerek, davanın sanığı ve tanığı İlker Çınar'ın varsayımları neticesinde belgelerde Murat isimli kullanıcının kendisi gibi değerlendirildiğini ancak kendisi olmadığını iddia etti.

12 yaşındaki oğlunun kendisine ''Baba sen terörist misin?'' diye sorduğunu aktaran Göktürk, hiçbir illegal yapının içinde bulunmadığını, kimseyi azmettirmediğini savundu. 2 yıldır tutuklu olduğunu anımsatan Göktürk, ''Kızım rahatsız. Aile parçalanması durumuna girmiş durumdayım. Ailemin, kızımın bana ihtiyacı var. Kızımız hayattan kopmak üzere. Tutuksuz yargılanmak istiyorum'' şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık Varol Bülent Aral ise, duruşmalara basın yasağı getirilmesini istedi.

Gelegen'in savunması

Levent Ercan Gelegen de savunmasında, Malatya Kilisesi'nde çalıştığı dönemlerde Malatya'daki Ermenilerin ibadethaneleri olmadığı için kentteki Ermenilere ulaşarak ibadethane yapılması için çalıştıklarını ileri sürerek, ''Malatya'da bir fişleme çalışması yapıldı. Fişleyenler de fişlenenlerin kendisiydi. Ermeniler, kentteki Ermeni vatandaşları bulmaya çalıştı. Ancak proje rafa kaldırıldı. Bu dönemde yapılan listeler Kayra Yayınevi'ndeki bilgisayarlarda kayıtlıydı'' iddialarında bulundu.

Zirve Yayınevi cinayetleri olduğu gün polisin buradan aldığı bilgisayarlardan birinin Mersin'deki Kayra Yayınevi merkezinde kullanılan ve sonra buraya gönderilen bilgisayarlardan olduğunu ileri süren Gelegen, pek çok belgenin bu bilgisayarın içinden çıkabileceğini söyledi.

Kayra Yayınevi'nde çalışmaya başlamadan önce Hristiyan olduğunu belirten Gelegen, ''Ermenileri ve Süryanileri Protestanlaştırmak için uğraşıyorduk. Ermeni Kiliselerinin içinden çok fazla adam çalındı ve satıldı'' ifadelerini kullandı.

Tanık ve sanık İlker Çınar'ın beyanlarının doğru olmadığını iddia eden Gelegen, mahkemeye haber elemanı oldukları iddiasıyla bazı isimler vererek, bunların bazılarının halen dışarda dezenformasyon faaliyetleri içinde olduğunu, davayı dışardan etkilemeye çalıştığını ve şüpheli olarak davaya dahil edilmeleri gerektiğini savundu.

Nefret dolu bir soruşturma yürütüldüğünü iddia eden Gelegen, iddianameyi hazırlayan savcının da görevini yerine getirmeyip bazı iddiaları araştırmadığını öne sürdü.

Gelegen, üzerine atılı suçlamaların ispat edilemediğini savunarak, tutuksuz yargılanmasını talep etti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler