Adnan Binyazar

Bir Tartışmanın Düşündürdükleri

17 Eylül 2008 Çarşamba

Celal Şengörün yazılarını nesnel bir yaklaşımla izleyenler, onun, yalnızca bilimsel yetkinliğiyle değil, evrensel kültür alanlarına yakınlığıyla da benzerine az rastlanır bir bilim insanı olduğunu bilirler. Dünya bilim çevrelerince tanındığı da yazdıklarından anlaşılıyor.

Orhan Bursalı ise, demek istediğini aklın imbiğinden geçirip konuyu saptırmadan söylemesini bilen, ödünsüz, cesur bir Cumhuriyet aydınıdır.

Evrensel kültürle beslenen bu iki arkadaş, yılların dostluğuyla birbirleriyle bütünleşmiş, bu alanda nice değerli kitaba imza koymuşlardır. Gerçeklik duygusu arkadaşlığı aşar; onlar 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerle şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gülü değerlendirirken aynı görüşü paylaşmadılar.

Kendi aralarında kalsa da, belli ki bir gerilim de yaşadılar.

***

Bilim insanıkavramı, hep elinde kemanıyla Einsteinı canlandırır gözümün önünde. İmge dünyamda, bilimle sanatsal duygunun kaynaştığı canlı bir resimdir Einstein. Şengörle Bursalının birbirlerine yönelik değerlendirmeleri, sanki Einsteinı doğduğu Ulmdan alıp Türkiyeye getirdi...

Ancak aydınlanmış kafa, duyguyu akla dönüştürür. Hoşgörü ise, nesnel düşüncenin dışa yansımasıdır.

Şengörle Bursalı, bu tartışma vesilesiyle, hem duygu yolunun yolcusu olduklarını kanıtladılar, hem yolda karşılaştıkları engelleri bir tarafa itip aralarındaki gerilimi onardılar.

***

Özellikle gazetelerde alışılmış bir durum değildir bu; boş gezenin boş kalfaları, beyinlerinin boş kâğıdına Şengörün fermanını anında yazdılar:

Atın bu adamı Cumhuriyetten!

Oysa onlar yazın ve sanat alanlarına açıktırlar. Kişiliklerini aklın nektarıyla beslemişlerdir.

Erdem yoksunu önyargılı papağanlar, onların, güçlerini bilimin nesnel ahlakından alıp farklı düşünceler arasında en doğruya yakının ne olduğunuarama yolunda tartıştıklarını kavrayamadılar.

***

Bursalıya şu sözleri söyleten, onun bilim ahlakıyla donanmış aklıdır:

Celal ile bilim ve niteliği konusunda derin bir düşünce birliğimiz var. Onu ilk tanıdığım yıllarda, müthiş bir seçkinci ve Osmanlı sarayı hayranı biri vardı karşımda! Çok gülmüş ve kendime Bu adam hangi gezegenden düştü burayademiştim. Hızla Türkiye tarihini öğrendi, Mustafa Kemali öğrendi; bütün bunların yanı sıra Türkiyede bilimin, bilimsel düşüncenin ve düşünmenin gelişmesi için büyük çaba sarf etti.

Celal Şengör, ülkemizin en iyi bilim insanlarından biri, dahası başlıcasıdır. Bizim kaç yıllık yazarımızdır. Celalin dergimizde yazması, CTBye sadece onur verir.

Celal Şengör, Atatürkçü düşünceyi kavramış en iyi bilim insanıolmasının yanında, YÖK Başkanının onu üyeliğe değer bulmamasının onurunu da taşıyor!

***

Şengör de, üç beş cümleyle, insanın nasıl bir bilgi üreticisi olduğunu özetliyor:

Bizler inanmayı öğrenemediğimiz için sık sık birbirimize gireriz. Bu kavgalarbazan haftalar, aylar, hattâ yıllar sürer! Meselâ Orhanla Marksizm hakkındaki kavgamız sağlıklı şekilde on altıncı yaşına bastı. Ama bu on altı yıl süresince ben kavgamızsayesinde aman neler neler öğrendim, Orhanın fikirlerini tepeleyebilmek için yarım kütüphane yayın topladım.

Tüm bu ayrılıklarımız aslında ortak bir temel üzerinde yeşerir: İnsan aklının doğruyu bulma gücüne olan güven...

[email protected]


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları