Bindiği dalı kesmede pek yetenekliler doğrusu.

Anladık; enerji gerekli, doğayı kirletmeyen çevre dostu sistemler doğru bir seçenek.

Ancak vur deyince öldürme bari.

İşiniz gücünüz rant, yandaşlara çıkar...

Elle tutulur hangi yanınız var ki ?

* * *

Çeşme, ülkemizin çok önemli üç beş merkezinden beri.

Kaynak sağlıyor, istihdam yaratıyor.

Sen tut enerji diye bir turizm beldesini, kaldıramayacağı ağırlıkta rüzgar enerji santralleriyle (RES) doldur.

Yarımada’nın üçte biri, 5 farklı yatırımcının kabloları ve türbinleriyle sarmalandı.

Neredeyse otellerin, evlerin, pansiyonların dibine, mahallenin kıyısına, yaşam alanlarına, insanların tepesine RES'leri kondur.

Yarımada da, Karaburun'da da öyle.

Doğal yaşamı bozuyorsun, iklimi değiştiriyorsun.

insanları gürültü ve görüntü kirliliğine boğuyorsun.

Haberin var mı, “RES Sendromu” diye bir sorun var. Yaşam alanlarındaki türbinler sinir sisteminde bozukluklara yol açıyor. Vertigo, baş dönmesi, bulantı, kulak çınlaması, uyku bozukluğu da cabası

Ekolojik denge, doğal yaşam umurunda değil.

Bölgenin SİT olmasını bile takmıyorsun.

Toz kaldırıyorsun, tarımı, hayvancılığı öldürüyorsun.

Ne hak ne hukuk dinliyorsun.

Utanmadan, sıkılmadan RES'leri ÇED sürecinden muaf tutuyorsun

Ne anayasayı, ne de uluslararası hukuk kurallarını umursuyorsun...

Mahkeme kararlarına uymuyorsun, sermayenin çıkarına aldığın acele kamulaştırma kararlarıyla coğrafyayı yandaşlarına peşkeş çekiyorsun.

Yarımadayı hem turizm bölgesi ilan ediyorsun, hem de turizmi baltalayacak enerji yatırımlarıyla katlediyorsun.

* * *

Halka sordun mu, eleştirileri dikkate aldın mı, ne diyor, ne istiyorlar?

Kimsenin temiz enerji kaynaklarına sözü olamaz, yıllardır bunu savunuyoruz.

Ama bir plan, doğru seçim birader...

Bu kadar cahil olma, bindiğin dalı kesme.

Olacak iş mi?

Akıl biraz, bilim biraz, insaf biraz...