Gülengül Altınsay

‘VAR eyyamı’ da oldu

09 Mayıs 2019 Perşembe

Battıkça batıyoruz. “Bundan daha kötüsü ne olabilir” diyoruz ama her gün daha da derine düşüyoruz. Hep söylüyorum; futbolda göz önünde olanlar hakemler diye. Onlar üzerinden bütün bu tükenmiş düzeni anlayabiliriz diye. Aslında bizde hakem yetişmiyor değil, yetişiyor. Her genç hakem önce ümit vadediyor, iyi bir izlenim veriyor ama sonra varlığını sürdürebilmek için önce eyyamcı sonra tetikçi haline gelebiliyor. İşin garibi bunlar da genellikle FIFA kokartı olmayan hakemler oluyor. Ne zaman bir kulüp bir camia çok gürültü patırtı yapıyor, daha da önemlisi perde gerisi güç ilişkilerini devreye sokuyor, sahada işi bitirmek için bu tür hakemlere görev veriliyor.

Bülent Yıldırım’ın kerameti
Geçen hafta sonu “FIFA kokartı olmayan” Bülent Yıldırım’ın Galatasaray- Beşiktaş derbisindeki icraatını izledik.
Sahadaki futbol oyunu değil bir eyyam başyapıtı gibiydi. Uyduruk faullere ve sarı kartlara artık değinmiyorum. İş öyle ayyuka çıktı ki, dünyanın ilk “VAR eyyamı”na bile tanık olduk. Maçın 2. yarısında Diagne, Beşiktaş yarı alanında topu kapıyor, ceza alanında karşısında Vida’yı görünce ayağını takıp kendisini yere atıyor. FIFA kokartsız hakem Yıldırım orta yuvarlaktan penaltıya hükmediyor. Sonra bu pozisyon için üç dakika VAR’la konuşuluyor. YSK gibi “ne yapalım ne edelim, nasıl bir gerekçe uyduralım” diye herhalde. Oysa ki görüntü bir kez izlense Diagne’nin kendini attığını zaten net bir şekilde görecekler ama o zaman bu futbolcuya sarı kart gösterilecek. Anlaşılan bu tercih edilmiyor. Pozisyon iyice geriye alınıp ofsayt olmadığı net biçimde görülen görüntüden, uydurma çizgilerle ofsayt yaratılıyor. Hem Yıldırım kurtarılıyor hem de maçta 2 sarı karttan zaten kurtarılmış olan Diagne.

Albayrak vakası
Aslında bunlar saha içindeki iş bitiriciler. Ama asıl, bu ortamı yaratanlar ve hakemler üzerinde böylesi baskı yaratanlar önemli. Saha dışında kendilerine üstünlük arayan bu güç odaklarına futboldan el ayak çektirilmedikçe bu işler böyle yürüyecek anlaşılan. Abdurrahim Albayrak’ın hangi bilgi ve beceriyle Galatasaray yöneticisi olduğunu en iyi Galatasaraylılar bilir sanırım. İki hafta önce bir takımın kayrıldığı konusunda elinde belgeler olduğunu, gerekirse açıklayacağını söyledi, hakemden şikâyetçi oldukları bir maçın ardından. Başakşehir kulübü de bu iddialar nedeniyle kendisini mahkemeye vereceğini açıklayınca baltayı biraz yukarılara vurduğunu anladı ki sonra büyük bir telaşın içine düştü. Beşiktaş galibiyeti başarısının hemen ardından mutlu mesut TV’de sahur programına çıktı. Kendisini anlattı. Ne kadar dindar olduğunu, ne kadar iyi insan olduğunu açıkladı. Maşallah iyi insan, dürüst insan, adil insan bolluğundan geçilmiyor etrafımızda. Yalnız bunları hep kendileri söylüyor bir şeyleri ispat etme telaşıyla. Bu tür vasıflar ancak başkaları söylerse bir gerçeklik kazanır, benden hatırlatması...

Orman da şaşkın
Fikret Orman da Galatasaray-Beşiktaş maçının yanlı yönetimine şaşırmış. Sürekli tribünden geldiğiyle övünen başkan, geçmişte Sabri Çelik ve Muhittin Boşat’ın yönettiği derbileri hatırlamıyor öyleyse. Şimdi o Çelik’ler, o Boşat’lar MHK’nin başında. Orman sormamış mı, “Bu kişiler hangi geçmişle, vizyonla ve bilgiyle oradalar” diye. Bu zaten başlı başına büyük bir skandal. Asıl itirazınızı o zaman yapacaktınız Beşiktaş Kulübü olarak. Bugün şaşırmamak için. Velhasıl, tencereler kapaklar yuvarlanmış, birbirlerini bulmuşlar. Çıkardıkları ise kuru gürültü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Süper kriz 11 Nisan 2024
Semih vakası 28 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları