Demokratik Cumhuriyet: 14 Mayıs ve 23 Haziran

12 Mayıs 2019 Pazar

Tam bu yazının başına oturduğum sırada telefonum çaldı, İsmet Paşa’nın ve Ecevit’in yakın çalışma arkadaşı 92 yaşındaki Orhan Birgit aradı.
Demokrat Parti’yi iktidara getiren 14 Mayıs 1950 akşamı, CHP İl Merkezi’nde telefonlara bakarken İstanbul Birinci Ordu Komutanı’nın İstanbul CHP İl Başkanı Sadi Irmak’ı aradığını ve “Seçime Komünistler nifak soktu” diyerek sandıklara el konulabileceğini bildirdiğini, bunun üzerine Irmak’ın da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü aradığını, Paşa’nın “Sakın ha!” dediğini anlattı.

“İsmet Paşa her şeye rağmen Demokrasiye geçmişti. Milli İrade’nin önünde hiç bir kuvvet duramaz” dedi ve ekledi:
“İstanbul seçimlerinde de Millet Demokrasi için direniyor, 23 Haziran’da kimse önünde duramayacak.”

***

Geçen yazımda anlattığım Atatürk dönemindeki iki girişimden sonra üçüncü darbe, ne yazık ki, İsmet İnönü’nün, Atatürk’ün “Demokratik Cumhuriyet İdeali”ni gerçekleştirmek için geçtiği Çok Partili Düzen sayesinde iktidara gelen Demokrat Parti tarafından yapıldı.
1950’de, İsmet Paşa’nın kurduğu Çok Partili Düzen sayesinde başlayan Dinci/Feodal egemenlerin DP iktidarı, on yıl boyunca başta muhalefet ve basın özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin altını oyarak Demokratik Cumhuriyet İdeali’ni yozlaştırdı ve son darbeyi 18 Nisan’da Meclis’te kabul edip 27 Nisan’da yasalaştırdığı Tahkikat Encümeni Kanunu ile vurdu.
Bu kanun 15 DP milletvekiline, muhalefeti ve basını, temyizi olmayan bir biçimde, sivil ve askeri yargılama usullerine göre, savcı ve yargıç yetkileriyle yargılama yetkisi verdi, kuvvetler ayrımını yok etti ve Parti Devleti Faşizmini ilan etti.

***

Demokratik Cumhuriyet İdeali yine direndi:
1961 Anayasası, toplumun geçirdiği bütün deneyimler çerçevesinde İdeal’e en yakın hukuksal yapıyı oluşturdu.

***

Emperyalist Kapitalizmle işbirliği halindeki toprak ağaları ve din adamları (siz bunu “Siyasal İslam” diye de okuyabilirsiniz) yine devreye girdiler, önce toplumun bütün kesimlerinin Meclis’te âdil temsilini sağlayan “Milli Bakiye” seçim sistemini değiştirdiler. Sonra ortamı askeri müdahaleye hazırladılar ve 1961 Anayasası ile uygulamaya konulmuş olan Demokratik Cumhuriyet İdeali 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi ile dördüncü darbeyi yedi.

***

Demokratik Cumhuriyet ideali yine direndi: 12 Mart Darbesi’nden sonra “Ortanın Solu” 1973 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı ve Ecevit, “Siyasal İslam”la koalisyon kurarak iktidara geldi.

***

Afyon ekiminin serbest bırakılmasından ve Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan tedirgin olan Emperyalist/Kapitalist odaklar “Demokratik Cumhuriyet İdeali”ni engellemek için içerdeki Dinci/Feodal güçleri temsil eden bütün dinci, ırkçı ve sözde liberal sağcı partileri bir araya getirdiler ve Milliyetçi Cephe Hükümetleri kuruldu.
Dinci/Irkçı eğilimler devlete egemen oldu, cinayetler tırmandı; Demokratik Cumhuriyet, üstelik de sandıktan çıkan Faşist İttifakla beşinci darbeyi yemişti.

***

Demokratik Cumhuriyet İdeali yeni direndi:
“Anneler evlatlarınızı oylarınızla koruyun” diyen CHP 1977’de yine birinci parti oldu ve bağımsız adayların desteğiyle 1978 yılında iktidara geldi.

***

Fakat Ecevit hükümeti başarısız oldu; ekonomi çöktü, Demirel’in azınlık hükümeti 24 Ocak 1980 IMF kararlarını aldı; şiddet tırmandı; Demokratik Cumhuriyet 12 Eylül 1980’de askerlerden altıncı darbeyi yedi.

***

31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde ortaya çıkan ve 23 Haziran’da devam edecek olan sonuçların mantığı, Salı günü sürdüreceğim bu “Demokratik Cumhuriyet İdeali Direnişi”nin artık, bugünkü Erdoğan/AKP iktidarını destekleyenler de dahil, seçmenlerin büyük bölümü tarafından özümlenmiş olmasıdır.
DİREN CUMHURİYET...
DİREN DEMOKRASİ...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları