Berbat bir gerici şov...

21 Mayıs 2019 Salı

İki gün önce, Atatürk’ün Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’a varışının 100. yılında yapılan resmi töreni televizyondaki canlı yayında izledim.
Önce gençliği temsilen türbanlı bir genç konuştu; kalabalığa hitap eden genç erkeğin adı, nasıl bir rastlantıysa, “Abdülhamit” idi.
Tören baştan sona AKP propagandası için kurgulanmıştı.
Mehteran takımı Osmanlı marşları çaldı.
Bağımsızlık mücadelesinin başladığı gün anılırken, dört kıtanın hâkimiyet altına alındığından söz edildi.
Konuşmalarda din ve saltanat vurgusu belirgindi.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Türkiye’nin bekası için 2023 vizyonu”ndan söz etti. “İ’lây-ı kelimetullah yolunda, şehâdet ve gaza kavramlarını şiar edinen ecdadımızın yolunda yürümekten mutluyuz,” diyerek, Kurtuluş Savaşı’nın da bunun için verildiğini ima etti.
İ’lây-ı kelimetullah”, İslamın yüceliğini ve Kuranı Kerimin üstünlüğünü savunmak anlamına geliyor. Kendisi aynı söylemi, daha önce 18 Mart Çanakkale Zaferi için de dile getirmişti.

***

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında “2023” hedefini anlattı...
Sanki Atatürk, saltanata başkaldırmamış gibi onun adını Osmanlı padişahları ile bir arada saydı. Osmanlı’yı saltanat batağa sokmamış gibi onlarla Atatürk arasında bağlantı kurdu.
Menderes’in demokrasi bayrağını açtığını,
Özal’ın Türkün kendine güvenini ve dünyada söz sahibi olmasını sağladığını,
Kendilerinin de “ülkeyi 17 yıldır muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartarak” bu yoldan gittiklerini söyledi.
Sanki bu sağcı isimler, Türkiye’yi ezen kapitalizme hizmet etmemiş gibi onların yolundan gitmekle övündü. 1950’den beri 19 Mayıs ruhunu yok etmek için neler yapıldığını bilmiyormuşuz gibi bunları duyduk.

19 Mayıs ruhunu çarpıtma girişimi
RTE, sonra da “Gençler, 19 Mayıs ruhunu ilk günkü gibi yaşatmaya var mısınız” diye sordu. 19 Mayıs ruhunun onun saydığı isimlerle ve Osmanlı hanedanlığı ile ilgisi yoktur!
9 Ağustos 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yı askerlikten ihraç edip rütbelerini ve madalyalarını alan irade Sultan Vahdettin imzalıdır. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında verilen gıyabi idam kararını 24 Mayıs 1920’de tasdik eden irade de onun imzasını taşır.
19 Mayıs’ın 100. yılında, Atatürk’ü Yeni Osmanlıcılık ideolojisine eklemleme çabasına tanık olduk, ama herkes bilmeli ki bu asla tutmaz. 19 Mayıs, emperyalist işgale direnip laik bir Cumhuriyet kuran, hilafeti yıkan, monarşiyi tarihe gömen büyük bir devrimin başlangıç tarihidir.

Kılıçdaroğlu’nun katılması hatadır
Takiyye gereği Yenikapı’daki gösteri, Samsun’da da tekrarlanmıştır. AKP, belli ki yeni ortaya attığı ve Cumhur İttifakı’nın bir versiyonu dediği “Türkiye ittifakı” söylemi ile iktidarını güçlendirme amacında.
Sözcü gazetesi dün bu durumu “Samsun Ruhu” manşetiyle haberleştirirken, “Kızgın demir, Milli Mücadele’nin başladığı yerde soğudu” üst başlığını kullanmış. Daha birkaç hafta önce linç girişimine maruz kalan Kılıçdaroğlu’nu suçlayan Erdoğan değil miydi? Soğuyan hiçbir şey yok!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun davete icabet edip Samsun’daki o berbat şovda bu iktidarla yan yana görünmesi yanlıştır. AKP’nin ağzına laf vermemek için gitmiştir diyenler var, ama bu gerekçenin ömrü çoktan doldu.
Ülkenin ve CHP’nin kurucusu Atatürk’ün yaptıklarını tersine çevirmeyi hedefleyen, onun adını binalardan bile silen bir iktidardır bu.
Atatürk’ü sevenler cenazeme gelmesin,” diyen Cumhuriyet düşmanı yobazların cenazesinde saf tutanların içinde yer aldığı bir iktidardır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları