Olaylar Ve Görüşler

Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun uygulanması - 2

18 Haziran 2019 Salı

“Mahiyetleri gereği Atatürk heykellerinin ve anıtlarının bulunduğu yerler, umuma açık yerlerde olduğu için bunlara karşı işlenen suçlarda, cezaların tayini sırasında artırım yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır.”

5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun, Atatürk’ün anısına açıkça hakaret eden veya söveni cezalandırdığı (m. 1) gibi heykel, büst ve anıtlarını, kabrini tahrip etmeyi, kırmayı, bozmayı veya kirletmeyi de cezai yaptırıma bağlamaktadır. (m.1/2) Bu suçları işlemeye başkalarını teşvik etmeyi de aynı şekilde cezalandırmaktadır. (m. 1/3)
Suçun ağırlaştırıcı halleri ise ikinci maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, iki veya daha fazla kimse tarafından toplu olarak işlenmesi ile umuma açık ya da umuma açık mahallerde veyahut basın vasıtasıyla işlenirse cezaların yarı oranında artırılacağı öngörülmektedir. Öte yandan heykel, büst ve anıtları ile kabrine karşı suçlar zor kullanılarak işlenirse veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa cezalar bir misli artırıma tabi tutulmaktadır.
Açıklık anlamına gelen aleniyet, hakaret ve sövme de suçun unsurudur. Hukuksal anlamda, belirsiz sayıda kişinin öğrenmesi imkânının bulunmasında aleniyetin varlığı kabul edilir. Açıklıkta, öğrenilme olasılığı yeterlidir. Kişilerin bulunması gerekli değildir. Bu nedenle belirsiz sayıda kimsenin öğrenmesinin gerekmemesi karşısında ihtilat aranmaz. Yargıtay’ın 13.06.1960 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “5816 sayılı Kanun’un 1. maddesine temas eden Atatürk’ün hatırasına hakaret veya sövme suçlarının tekevvününde aleniyetten başka ayrıca ihtilat unsurunun aranmayacağı” kararlaştırılmıştır. (1959/6 E, 1960/11 K.)
Kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re’sen soruşturma yapılır. (m. 3) Bu düzenleme karşısında özel soruşturma usulüne bağlı olanlarla ilgili düzenlemeler nazara alınmaz. Sözgelimi 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun Hükümleri (m. 3 vd.) uygulanamaz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu yönde karar vermiştir (CGK. 28.05.1979/171, 1979/249).

Kanunun gerekliliği
Yasama sorumsuzluğu-yasama dokunulmazlığı bağlamında Yargıtay’ın kararı bulunmaktadır. Mutlak dokunulmazlık olarak da ifade edilen yasama sorumsuzluğu, anayasanın 83. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Bir milletvekilinin, arkadaşlarıyla birlikte TBMM Başkanlığı’na vermiş olduğu Meclis Araştırması Önergesi içeriği mutlak dokunulmazlık kapsamında görülmemiş, yasama dokunulmazlığı olarak ele alınıp dokunulmazlığın da kaldırılmış olması Yargıtay tarafından yerinde görülmüştür. (9. CD. 01.06.1995 tarih, 1995/2996 E., 1995/3844 K.)
Hakaret ve sövme suçları aleniyet arz eden herkesin gelip geçtiği cadde, herkesin bulunduğu alışveriş merkezinde vb. işlenirse yasanın unsuru olan aleniyet gerçekleşir; ancak, örnek olarak belirttiğimiz yerler aynı zamanda umuma açık yer olduğu için verilecek cezanın da artırılması söz konusu olacaktır.
Mahiyetleri gereği Atatürk heykellerin ve anıtlarının bulunduğu yerler, umuma açık yerlerde olduğu için bunlara karşı işlenen suçlarda, cezaların tayini sırasında artırım yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Suçların örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ayrıca örgütten de ceza verilmesi gerekmektedir.
Dünyanın değişik ülkelerinde Atatürk anıtlarının mevcudiyetine karşın, anısına, anıtlarına, büstlerine münhasıran Türkiye’de saldırı yapıldığı gözetildiğinde Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun gerekliliği zorunludur. Yürürlüğü evrensel hukuka da aykırı olmadığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları eşliğinde ayrıca değerlendirilecektir.

Hamdi Yaver AKTAN
Yargıtay Onursal Daire Başkanı  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları