Enver Aysever

Olağanüstü hal ilanı gölgesinde!

20 Haziran 2019 Perşembe

Cumhuriyet tarihinin en ilginç dönemeçlerinden birindeyiz. S-400 meselesi baş ağrıtacak. Yıllardır sosyalistlerin savunduğu “NATO’dan çıkılmalı” tezi, bu kez imanlı ABD’ci İslamcılar/ Ülkücüler tarafından dile geliyor. Ancak gerekçeler hayli farklı. Düşünüyor insan, “nereden geliyor bu cesaret?” diye. Sosyalistler NATO’nun savaş örgütü olduğunu bildiği için itiraz eder. Halkların kanını emerek sermayenin egemenliğini sürdürmek için kurulmuş bir yapıdır NATO. Bizim gibi, yoksul halkın çocukları olsa olsa bu örgüt içinde yem olur. ABD adına iş görmek, kan akıtmak suçtur! Peki, RTE buradan mı bakarak itiraz ediyor?

Güvenoylaması
Çöken “Müslüman Kardeşler” projesi ardından, Erdoğan hesapsız biçimde yeni ortak (!) arıyor. Ortaklık eşitler arasında olur, pusuda bekleyen Putin’in aklından geçenleri tahmin etmek güç değil. İktisadi olarak en zor günlerini yaşayan Türkiye, anlaşılan o ki otokrat yönetimin ağır bedelini temmuz ayında ödeyecek. Aklıma kötü olasılıklar geliyor. Erdoğan’ın pek de umursamaz göründüğü İstanbul seçimi için planı olduğunu sanıyorum. Ya, yasalarla başkanların yetkilerini merkeze alacak ve onları çalıştırmayacak; ya da “beka” söylemini öne sürerek “ABD ile savaşıyoruz seferberlik/ohal ilan ediyorum tüm yetkiler bende” diyerek, başkanları görevden alacak! Diyeceğim, her şeyin güzel olacağı ufukta görünmüyor.
Sözü pazar akşamına getireceğim. Küçükkaya konusunda diyeceğim yok, geçelim. Binali Bey heyecansız, içtenlikten uzak, yorgun, hatta kaybetmek ister gibiydi. Sanki adamı zorla oturtmuşlar koltuğa, zor rakip değildi bence. Ancak seçim önemli! Yukarıda yazdığım gerekçelerden ötürü. Erdoğan’a geçit verilmezse bu pazar işler bir nebze tersine döner. Halkın desteğini yitiren tek adam, yine bildiğini okuyabilir, ancak meşruiyeti kalmaz. Suriye, “Umarım Türk ordusuyla İdlib’ten dolayı savaşmak zorunda kalmayız” diyor. ABD, “S-400’ü al da boyunun ölçüsünü gör” diyen mektup yazıyor, tehdit ediyor. Yunanistan, “Doğu Akdeniz meselesi önemli Türkiye’ye AB yaptırım uygulamalı” diyor. Bunların tümü iktidar kibrinden ve beceriksizliğinden! Pazar günü tüm bunlara karşı da oylama yapılacak maalesef.

Aydınlanma sorumluluğu
Ekrem Bey’e mecburen bu kez oy vereceğim. İçim rahat değil. Cumhuriyet gazetesinde yazmak tarihsel sorumluluk taşımak demektir. Burası radikal laikliği savunmak zorundadır, tam bağımsızlık ilkesinden kopamaz, aydınlanmacıdır. Zaman zaman yalpalama yaşattılarsa da, nihayetinde tarih içinde sol değerleri edinmiş ve bundan vazgeçmemiştir. “Tehlikenin farkında mısınız?” deme cesareti gösteren, toplumu irkilten, uyaran gazetedir. Sözümüzü erteleyemeyiz!
Ekrem Bey’in kullandığı İslamcı dil beni son derece rahatsız ediyor. Eyüp Sultan’da okuduğu Yasin, mazbata mitingini Kuran okutarak açması, Hırka-i Şerif’te titremesi tümü laikliğe aykırı davranışlardır. İşçilerin “Ankara’nın şişmanı işçi düşmanı” dediği Özal güzellemeleri kabul edilemez. Üç Fidan’ı darağacına gönderen Demirel sevdasına katlanmak güç! Bu merkez sağ dili, milliyetçi söyleme dayanmak hakikaten sabır istiyor. Ama, geçen gün ekranda Beylikdüzü başkanlığı döneminde “haremlik selamlık havuz yaptım, içkisiz lokantalar açtım” diye övgüyle anlatması tüy dikti hepsine!

Dost acı söyler
AKP yönetimleri 25 yıldır İstanbul halkına kan kusturdu. Biz bu kente Çelik Gülersoy nezaketi hâkim olsun istiyoruz. Uygar insanlar kimin ne giydiğine, ne yediğine içtiğine karışmaz. Suudi Arabistan’ın Riyad’ına başkan seçmiyoruz. Doğan Kuban okumalı insan, öğrenmeli. Sürekli öne çıkan Karadenizlilik eğer yöre insanının sıcakkanlılığı/dostluğu vurgusuysa, bu İstanbul’a can katar, kan verir. Yok, eğer kent “Laz müteahhitler” eline düşecekse, eyvah ki eyvah!
Bu yazıyı seçimden sonra yazmak “takıyye” olurdu, şimdiden uyarmak istedim. Ben kızların korkusuzca gece sokaklarında dolaştığı bir İstanbul düşlüyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları