Türk Dili ve Harfleri… (1)

23 Temmuz 2019 Salı

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin ilanından 9 yıl sonra, “Türk Dil Kurumu’nu (TDK)”, 12 Temmuz 1932’de kurdu.
Gerekçesi şöyleydi:
“*Halkın benimsediği ve olağan şartlarda kullanılan kaynağı ne olursa olsun yabancı kelimelerin temizlenmesi ve bunların yerine öz Türkçe ya da Türkçe kelimelerden türetilmiş yenilerinin bulunması ve bunun toplum içerisinde yaygınlaştırılması…
*Yazı dili ile konuşma dilinin birbirine denk gelecek şekilde geliştirilmesi ve bunun kullanımının yaygınlaştırılması.
*Türk dilinin saygınlığının artırılması ve dünyanın geçerli dillerinden biri haline getirilmesi.
*Türkçeyi hem bilimsel hem de ekonomi dallarında etkin kullanılan zengin bir dil haline getirmek…”

***

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3. maddesi şöyle: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.”
Anayasanın 42. maddesinde ise şöyle deniliyor: “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.”

***

Bugün, Ata’nın koltuğunda oturan, Reis-i Cumhur, AKP Reis-i Umumisi, Vezir-i Azamı, TC Merkez Bankası’nın yeni “patronu” sağ olsun, 15 Mart 2017’de, bir toplantıda, 2017’yi “Türk Dili Yılı” ilan etti. Harika…
Resmi Gazetede yayımlanan “Dilimiz Kimliğimizdir!” başlıklı bir genelge ile “Türk Dili Yılı” ilanı, resmiyet kazandı…
Bakalım, Reis-i Cumhur, AKP Reis-i Umumisi, Vezir-i Azam (Sadrazam), TC Merkez Bankası’nın yeni “patronu”, nasıl konuşuyor?

***

O’nun dilinde, PKK’nin Suriye’deki uzantısı YPG kısaltması, “vaypici” oldu! İlk duyduğumda O’nun “vay piç” dediğini sanmıştım! Meğer Türkçesini değil, YPG’nin İngilizcesini söylermiş!
Başka neler demiş? Rusya’dan alınacak “S-400” uçaklarına “Es 400” ve ABD’den alınacak “F-35” uçaklarına da “Ef 35” diyor. Türkçede “S” harfi “Es” değil, “Se” diye okunmaz mı? Aynısı “F” harfi” için de geçerli değil mi?
İlkokul 1. sınıftaki öğretmeni, her kim idiyse, (Allah rahmet etsin…) “Bu öğrencime, Türkçe alfabeyi öğretemedim” diye, herhalde mezarında “fır” dönüyordur.
Türkçe, O’nun “anadili”… Peki, bu söylediklerini rahmetli annesi Tenzile Hanım, yaşasaydı, örneğin “vaypici’yi” anlayabilecek miydi?

***

Başka ne diyor? “Mutlu, mesut yaşarken…” Bir soru: “mutlu” ne, “mesut” ne? Sanki “türlü, çeşitli” diyenler gibi değil mi?
Açıklama yapıyor:
“Operasyon için, askeri harekât başladı!” Peki, “operasyon” ne, “harekât” ne? Yoksa “türlü, çeşitli” diyenler gibi, değil mi?

***

Gelelim Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun (TRT) Türkçesine… Öncesinde, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile TRT’nin “etkin Türkçe için” öngördükleri işbirliğine…
29 Nisan 2019’da MEB ile TRT Genel Müdürlüğü, “haber spikerleriyle(!)” işbirliği yaparak, öğretmenlerin Türkçenin kullanımı ve “diksiyon (!)” eğitimini içeren “Önce Türkçe, Projesi’ni(!)” başlattı.
Peki, sonrasında ne oldu?
TRT’de, “an be an” sözcüğünü duyar olduk… “An be an” olarak mı yoksa “anbean”mı yazılıyor? Neden “anında” denilmiyor?
TRT muhabirleri “Şimdi, olayın detayına geçiyoruz!” diyorlar. Acaba, o muhabirler doğarken anaları onlara “Sen, bir detay mısın?” dediler? Neden “ayrıntı”, hatta “teferruat” bile demiyorlar?
Kimi sunucular haberleri okurken. ABD’nin “Boston” kentine, her nedense İngilizce telaffuzuyla “Bastın” diyorlar… Acaba, bu kişiler neye yan bastılar?

***

Okurlarımdan, Amerikan ve Avrupa gazetelerinin adlarındaki, (W, Q, X) harflerini kullanmayışım konusunda eleştiriler aldım…
Sayın okurlarım! Türk alfabesinde, (W, Q, X) harfleri var mı?
Dışişleri Bakanlığı’nın resmi yazışmalarında, ABD’deki “büyükelçilik” kentinden söz ederken “Vaşington” ve “başkonsolosluktan” söz ederken her nedense “New York” diyorlar… Birinde “V”, birinde “W”… Ne tutarsızlık!
Yıllarca yurtdışında görev yaptım. Adımı, daima “Ozgen Acar” diye yazdılar ve “Azgın Akar” diye okudular! Çünkü İngilizce de “Ö” harfi yok… Soyadıma gelince… İngilizcede “araba kiralama” sözcüğü “rent a car”daki “a car” sözcüğü “akar” okunuyor…
İngilizcede “Ç, Ğ, Ö, Ş, Ü” harfleri var mı? Hatta “I” harfini İngilizcede küçük '68arflerde kullanamazsınız!
Gazetemizde, bu adları doğru yazıp doğru telaffuz edebilen yeterli miktarda seçkin görevli var. Onları değil, lütfen benim Türkçe yazılarımı eleştiriniz!
Ayrıca 1928’de Latin alfabesine geçerken Atatürk’ün şu sözünü anımsayalım:
“Güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir…”

***

Not: Sürecek…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları