Podemos’un ‘Guru’su Juan Carlos Monedero:

31 Ocak 2015 Cumartesi

‘Egemenliği Ele Geçirmeliyiz!’

 

SYRİZA’nın Yunanistan’daki zaferi, gözlerin bu partinin İspanya’daki ruh ikizi Podemos’a çevrilmesine yol açtı.
Obama’nın seçim sloganı “Yes we can/ Muktediriz”in İspanyolca karşılığı olan “Podemos”, bu ocakta 1 yaşına girdi.
Çok genç bir parti olmasına rağmen kamuoyu yoklamalarında yüzde 27.5 civarı oy oranıyla 1. parti konumunda görünen ve SYRİZA zaferi ardından hükümetteki merkez sağ “PP/Halk Partisi” ile ana muhalefetteki “PSOE/İspanyol Sosyalist İşçi Partisi”nin korkulu rüyasına dönüşen Podemos; Yunanlı akranı gibi bir siyaset fenomeni.
25 Mayıs 2014’teki “Avrupa Parlamentosu” seçimlerinde beş aylıkken oyların yüzde 8’iyle 4. parti olan ve o günden beri deprem etkisi yaratan “Podemos” liderleri arasında 51 yaşındaki Juan Carlos Monedero en yaşlısı oluyor…
Podemos’un lideri Pablo Iglesias’ın sağ kolu olan, partinin “guru”su sayılan Monedero, Podemos kadrosunda en uzun siyaset deneyimine sahip lider.
İspanyol komünistleriyle (Izquierda Unida) uzun yıllar siyaset yapan, 2005-2010’da Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in siyasi danışmanı olan Monedero; Podemos ekibindeki çok arkadaşı gibi akademisyen.
Madrid Complutense Üniversitesi’nde siyaset bilimi dersleri veren Monedero’nun 9 baskı yapan “Namuslu İnsanlara Hızlandırılmış Siyaset Dersi” adlı bir kitabı da var.
İspanya’ nın Gezi’si “Puerta del Sol”meydanındaki dört yıl önceki öfkelilerin isyanından kaynağını alan “Podemos”un siyasi-entelektüel gurusu ile Cumhuriyet için Madrid’de görüştük.
Demokrasi-küreselleşme arasındaki bilek güreşinden söz eden Monedero buna karşın siyasi ve ekonomik egemenliği ele geçirmenin şart olduğunu söylüyor. Monedero ile Madrid’de Podemos’a yakın yayın organı Publico’da gerçekleştirdiğimiz söyleşi şöyle:
- Podemos lideri Pablo Iglesias, “Otuz yıl önce sosyal demokrat partilerin söylediklerini söylüyoruz. O söylemler şimdi devrimci oldu! diyor. “Podemos”u nereye koyalım? Otuz yıl öncesi solu ile Çizme öfkelilerinin “5 Yıldız Hareketi” arasına mı?
Sosyal bilimlerde yıllardır paradigmalar değişimi içinde olduğumuzu söylüyoruz. Yok olmakta olan bir dünya var. Ama henüz yok olmuş değil. Bu büyük dönüşümler dünyasında eski kurumlar sosyal mutabakatı sağlayamıyor, yeni kurumları icat etmek gerekiyor. Ekonomiyi, finansı, iş ilişkilerini, ekolojiyi, göçü, gıdayı, toprağı.. yeniden düzenlemek gerekiyor. 19. yüzyıl araçları ile bugünün sorunlarını çözmek imkânsız. Devletler dönüşüm içinde. Devletlerin ifade araçları olan partilerin de dönüşmesi kaçınılmaz. Podemos’un konumuna gelince... Bahsettiklerinizle tanıdık bazı özellikleri paylaşıyoruz. Ama tek başına bunların hiçbiri değiliz. Grillo’nun “5 Yıldız”ı ile yoz siyasi kastı yadsımayı paylaşıyoruz. Ama biz 15 Mayıs Hareketi’nden (İspanya’nın Gezi’si) geliyoruz. Bu kendi öyküsü olan bir hareket ve (5 Yıldızcıların) popülizm riskini bertaraf etti. Sosyal demokrasiyle tabii kucaklayıcılık ve kucaklayıcı toplumu inşa etmek anlayışında birleşiyoruz. Ama devlet dayatmacılığına inanmıyoruz.

‘Vatan’ı sağcılara bırakmak hataydı
- Sizin bir Güney Amerikacı yanınız da var?
Latin Amerika hareketleriyle yeni süreçlerin temelini oluşturmak (toplum modelini yeniden oluşturmak) gereğini paylaşıyoruz. İspanya’nın ne sosyal ne ekonomik yapısı Güney Amerika ile örtüşüyor. Ama sorunlarda benzerlik var. Sorunlara verilen yanıtlar her yerde farklılık gösterecektir. Biz de kendi yanıtımızı inşa ediyoruz.
- Pablo Iglesias demokratik jargonda unutulan bir “vatan” kavramından söz ediyor. Vatansever olmanın sorumluluğunu göstermeliyiz diyor. “Vatanseverliğe” yapılan bu yeni vurgu nedir?
Bizim için vatan Garcia Lorca’nın vatanı; yaşayan, çalışan insanların, halkın vatanıdır. “Vatan”ı uzun zaman sağcılara bıraktık. Bunun sonucunda “vatan” yalnız nefret söylemlerinin aracı yapıldı. Marine Le Pen’lere, “Çay Partisi”ne, aşırı Yunan sağına kaldı “vatan”. Bu çok büyük bir hata. “Vatan”ın özgürleştirici güçlü bir yanı var. “Vatan”, yurttaşlar toplamını siyasi kaderin ortağı yapar.

Avrupa referans olmaktan çıktı
- “Vatanseverlik” siyasi-ekonomik egemenliği ele geçirmek anlamında mı kullanılıyor?
Evet tabii. Diktatörlükten çıkış yıllarında Avrupa, İspanya için bir demokrasi referansıydı. Bugün durum farklı. Zapatero (2004-2011) hükümeti (AB, Avrupa Merkez Bankası, IMF) “troyka”dan aldığı '67izli direktifle anayasa değişikliği yapma dayatmasıyla karşılaştı. Avrupa demokrasi referansı olmaktan çıktı. Türkiye de NATO üyesi... Ama askeri çıkarlarımız her zaman ABD çıkarlarıyla uyuşmuyor. Hatta giderek daha az uyuşuyor. Üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan ve sosyal devlet olmamızı engelleyen finans politikalarını bunlara eklerseniz… Hepsi “Egemenliğimizi yeniden ele geçirelim!” çağrısına temel oluşturan unsurlar. Biz İspanya halkının İspanya’sını geri istiyoruz: İşsiz olmayan, evlerinden atılmayan ve çalışmak için başka ülkelere göç etmek zorunda kalmayan insanların İspanya’sını istiyoruz…

(Sürecek)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları