Aşkın Bedeli

01 Şubat 2015 Pazar

Mahalleden geçen fiyakalı delikanlıları kaçırmamak için sokaktan gözlerini ayırmayan cam kenarındaki kız kurularına döndük. Ekranın karşısına geçip reytinge kurban giden dizilerin fiyakalı finallerini takip etmeye çalışıyoruz. Nafile. Hangi dizinin bittiğini, yerine ne konduğunu takip edemez olduk.
Beyazcama olan aşkının bedelini hayal kırıklığıyla ödüyor seyirci. Yeniler eskileri aratıyor. Hayallerimiz, aşklarımız vahşice tüketiliyor. Evimizin baş köşesine kurulan kara kutu, kara delik gibi her şeyimizi yutup yok ediyor.
Perşembe akşamları atv’de yeni bir dizi başladı. Adı Bedel. Hikâyesi Ezel çakması. Gerçi Ezel de ‘Monte Kristo’ çakmasıydı, ama hakkını yemeyelim, iyi yapılmıştı. Bedel de klasik bir intikam öyküsü. Dizinin daha başında tüm hikâye anlaşılıyor.
Proje iyi düşünülmüş, lakin fazla hesaplı kitaplı. Eski Yeşilçam klişelerinden yola çıkıp ekranda yeni bir Türk klasiği yaratmak artık imkânsız. ‘Ver acıyı, ver dramı, hem de damardan, gelsin reytingler’ mantığı artık tutmuyor. Seyirci daha fazlasını istiyor. samimiyet istiyor ilk başta. İnandırıcılık bekliyor. Sahicilik arıyor. Bulamadığı zaman da kaçıyor.
Basit bir hikâyesi var Bedel’in.
Yetimhanede büyüyen Begüm (Sedef Avcı) ile Ali (Berk Erçel) birbirlerine deli gibi âşıklar. Üçgenin kötü adamı Vedat (Necip Memili) kardeşi Ali’ye tuzak kurup aşkını elinden alıyor. Yıllar sonra Ali geri dönüyor. İntikam için. Senaristler kötü adam Vedat’a ne kadar klişe kötülük vasıfları varsa hepsini yüklemişler. El insaf. Adam katil. Adam kumarbaz. Pisliğin teki yani. Çocukken abisini öldürüyor. Sanki genetiğine kodlanmış tüm kötülük sıfatları. Vedat her şeye öfkeli. Sevgi ve vicdan yoksunu. İlgisizlik kurbanı. Klasik kötü adam işte. Bir çocuk oyuncağını paylaşmadı diye kardeşini göz kırpmadan öldürebilir mi? Vedat öldürüyor. Abisinin yerine gelen diğer çocuğa da (Senaristlerimizin zekâ fışkıran yaratıcılığından öğrendiğimize göre bu çocuk da öz kardeşiymiş) kıskançlığından yapmadığını bırakmıyor. Hayatını yok ediyor. Sevgilisini elinden alıyor. Lakin Vedat kötü. Tüm kötüler gibi sonunda o kaybetmeye mahkûm. Karısını koyuyor kumar masasına. Eski aşkını kazanıyor Ali kumarda. Ve film yeni başlıyor.
Bildik, tanıdık bir konuyu işliyor Bedel. Eskimiş klişeler ve entrikalarla örülü. Yeni hiçbir şey vaat etmiyor. Oysa Necip Memili, Sedef Avcı ve ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den tanıdığımız Osman Alkaş gibi iyi oyunculardan oluşan castı güçlü. Lakin masa başındaki plan ve programlar samimi ve inandırıcı değilse olmuyor. Türk seyircisi kendisini yormayan, basit ve bilindik hikâyeleri tutar, sahip çıkar fikrinin yanlışlığı reytinglerde ortaya çıkıyor.
Dallas’ı, Lale Devri ve daha nice türevlerini izlemek için ekrana kilitlenen benim seyircim Bedel’e de şans verecektir. Mutlaka.
Dizilerin bir bir ekrana veda ettiği bir dönemde umarım Bedel, klişelerle örülü bilindik bir hikâyeyle yola çıkmanın bedelini erken final yaparak ödemez.
Benim seyircim farklı ve kaliteli yapımlar izleme hayalinden çoktan vazgeçti.
Hayallerini, umudunu ve aşkını yitirdi.
İnşallah bunun bedeli ağır olmaz.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları