Türkel Minibaş

Otomotiv Sektörü Sallanıyorsa...

25 Kasım 2008 Salı

Korkun! Malum, otomotiv dediğiniz her türlü taşımacılık demek. Yan sanayi ve tamamlayıcı malı petrolle, üstünde gittiği yollarla sürekli talep yaratmakta. Kısacası, dünya ekonomisinin motor sektörlerinden.

Geçen hafta dünya borsalarının General Motors (GM), Ford ve Chryslerden gelen SOS sinyalleriyle altüst oluşu da bunun en somut örneğiydi. Zira, ABD otomotiv sektörünün bu üç büyük devinden en az birinin batması bile otomotivden çelik hisselerine, işsizlikten iç talebin gerilemesine, enerji sektöründeki yatırımlarından azgelişmiş ülkelerdeki yan sanayi üretimlerine ve de dünya otomotiv dış ticaretine kadar bir dizi sorunun kaynağı olmaya yeterli.

Örneğin GM’nin daha şimdiden Taylanddaki fabrikasını 2 aylığına kapatacağını, 250’nin üstünde işçiyi çıkaracağını açıklaması, dünya borsalarını ürkütmeye yetiyor. Kısacası, serbest piyasa ekonomisinin beceremeyen batar mantığı, ancak iktisat kitaplarında geçerli. Dünya borsalarının dikkatini ABD Kongresinden çıkacak yardım kararına odaklaması da zaten bu nedenle!

Aslında, Kongreden beklenen yardım miktarı GM için 10-12, Ford için 8, Chrysler içinse 7 milyar dolar. Toplam 25 milyar dolarlık yardımın verilmemesi ise her 100 ABDliden 10unun otomotivde istihdam edildiği ülkede 2.5 milyon kişinin işsiz kalması demektir ki ABDde iç talebi önemli boyutta geriletir. Lehman Brothers örneğinde olduğu gibi sonradanpardon!demenin faturası ise sektörle birlikte tüm dünyalılara çıkar.

Gelin görün ki Üç devin kurtarılma operasyonuna ABD Kongresi cephesinden bakarsanız ödenecek emekli maaşları ve sağlık yardımlarıyla birlikte hem ağır bir yük hem de benzer durumdaki diğer sektörlere yol açma olasılığı büyük. Globalizmin etkinliği küçültülen devlet ilkesine de ters!

Üç büyük devin battı batacak noktasına gelmesine umut bağlayanlar da var tabii! En başta da BRIC diye bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin gelmekte.

BRIC’te yelkenler fora!

J.D.Power Associatesin araştırmasına göre önümüzdeki 15 yıl içinde dünya otomotiv üretiminin yüzde 46 büyümesi bekleniyor. Hem de dünyanın en büyük üç pazarı olan ABD, Japonya ve AB ülkelerinde durgunluk yaşanırken!

Ne var ki, pazar egemenliği hızla artan BRIC ülkelerinin önümüzdeki beş yıl için satış hedefleri hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin grubunun 2008’deki satış hacmi 14 milyonu hafif araç olmak üzere 60 milyon araca yükselmiş. Örneğin Çin 2010da 16-17 milyonu hedeflerken, Brezilyanın hedefi ise 2013e kadar 5 milyon civarında. Brezilyanın son bir yılda üretimini yüzde 13.8 arttırdığı düşünülürse, 5 milyonluk satış hedefi bu yıl 10 milyon araç satan ABDyle karşılaştırıldığında daha da önem kazanmakta.

Bu örneklere Rusya ve Hindistanı kattığımızda tablo daha da çeşitlenmekte. Yani, ABDnin üç büyük devine karşı enerji kaynaklarına da sahip ülkelerin giderek pazara egemen olmaya başladığını göstermekte. Örneğin Rusyanın satış hacmi geçen yıl yüzde 10.4 artarken Hindistanınki yüzde 14 artış kaydetti. Hedeflerin büyütülmesinde, bu ülke ekonomilerindeki gelişmenin göreli dahi olsa bireylerin kişisel gelir seviyelerini yükseltmesi etkili. Aynı zamanda, bölgedeki otomotiv talebinin artması pazarın da kaymaya başladığını göstermekte.

The Economistin geçen haftaki sayısında yer alan bu verilere bakıp da Türkiye için endişelenmemek tabii ki mümkün değil!

Fırsat rüzgârı Türkiyede de eser mi?

Malum, düşük kur politikalarının kaymağını yiyen Türkiye otomotiv sektörünün satışları hazirandan beri gerilemekte. Ekim ayında gelinen nokta ise toplam pazarın yüzde 37.3, otomobil pazarının da yüzde 39.2 azalması. Ekim ayı üretimi de 2007ye göre yüzde 20.5 azaldı. Otomobil ihracatı ise yüzde 32.5 azaldı.

BRIC ülkeleri kendi iç pazarlarına egemen oldukları için pazarı ABden bu ülkelere ya da bu ülkelerin de yer aldığı pazarlara kaydırması şimdilik gerçekçi gözükmüyor. Sektörün şimdilik önündeki tek seçenek, uzun Kurban Bayramı tatilini ve yılbaşını kullanarak üretime ara verip stoksuz çalışma yollarını oluşturması. Orta sınıfın satın alma gücünün azaldığı şu dönemde ihracattaki daralmanın iç taleple karşılanmasını beklemek de gerçekçi olmayan öneriler arasında. Kaldı ki bizim alıcı marka düşkünü; yerli araba yerine en lüksünden ithal arabayla dolanarak sınıf atlama sevdasında olduğunu da unutmamak gerek!

Kaldı ki, Hindistanın da Çinin de pazar hedefleri arasında ilk sıradaki ülkelerden biri Türkiye! Anlaşılan, otomotivdeki dalgalanmadan korkma sırası şimdi Türkiyede!

[email protected]

www.turkelminibas.net



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları