Hamamböceklerinin Egemenliği

27 Kasım 2008 Perşembe

Ben en çok onları seviyorum.

Hani yıllarca ekonomik durumun güzelliğinden bıkmadan usanmadan söz ediyor, kriz geliyor diyenlere kriz tellalı diye kızıyor, sonra birden uyanıp “biz bu krizi önceden görmüştük” türküsüne başlıyorlar ya, işte onları. Zamanımızın Keynezyen iktisatçılarından Paul Krugmanın bu uzmanlarla ilgili özlü ifadesi şöyledir: “Eğer bir uzmanı televizyonda çok fazla görürseniz, -o kişi her şey olabilir- ama muhtemelen uzman değildir. Gerçek uzmanlar o kadar çok programa katılamayacak kadar araştırma yapmakla meşguldürler.”

Ama olsun seviyorum ben onları...

***

Kapitalist dünyanın savunucuları ikiye ayrılırlar.

Bir kesimi uygulanmakta olan politikalara karşı çıkışı temsil ederler. Bunlar politika alanında sosyal demokrat eğilimlere daha yakın, ekonomik politikalar konusunda Keynezyendirler. 60’lardan sonra etkilerini yitirmeye başladılar, 70’lerden sonraysa tümüyle piyasadan çekildiler.

Öteki kesim piyasacıdır, finans sermayesidir, küreselleşmenin sihirbazıdır. Büyümecidirler onlar.

Onlarla birlikte “büyüme” masalıyla kitleleri uyutma esasına dayanan demagoji egemen oldu. Bu sihirli “büyüme” yalanını Keynesçi Paul Krugman şöyle anlatır: “Muhafazakâr iktidarın vaat ettiği şeylerin özü tek bir kelimeyle özetlenebilir: Büyüme. ... Kaygılanmayın, açıklardan büyüyerek kurtulacağız. Zenginle yoksul arasında giderek büyüyen eşitsizlik bir sorun değil miydi? Üzülmeyin büyümeden herkes yararlanacak.”

Oysa muhafazakâr iktidarlar döneminde gelirler arasındaki denge tümüyle bozulur. Dağılım zenginlerin lehine değişir, makas açılır. Tabii bunu gizlemek için “istatistik biliminin” tüm maharetini kullanır “uzmanlar”.

Yine de gözle görüleni nereye gizleyeceksin?

Paul Krugman’ın 2001’de ilk Türkçe çevirisi yayımlanan, sonra unutulan Politika Taşeronları ve Önemsizleşen Refah adlı kitabı 2008 Kasımında yeniden yayımlandı. Televoleci uzmanlar sevmezler Keynesçi Krugman’ı.

***

Keynesçiler krizlerin kapitalizmin doğası gereği olduğunu baştan kabul ederler. Kapitalizmin sömürü mekanizmasının iyileştirilebileceğini, istihdamın sağlanabileceğini, sosyal politikalarla ömrünü sürdürebileceğini savunurlar.

Ama piyasacı kapitalizmin artık onlara ihtiyacı yok. Finans dünyasının bir eli yağda, bir eli balda uzmanları Marksistlerden kurtulmuşlar, işe yaramaz Keynesçilere mi boyun eğecekler.

Banka kurtarıyor, şirket hallediyor, kamu kaynaklarını bu “hayırlı işler” için kullanıyorlar. İktidarlarını terk etmeye niyetli değildirler. Keynezyen yöntemlere dönmeyecekler. Çünkü kapitalizmin finans dünyasına, piyasaya son yüzyıldaki bağlılığı onun bir üst aşamadaki halidir. Artık bundan sonra başka bir yer yok. Bu nedenle insanların iyi düşünmesi gerekiyor. Bundan sonraki zamanlar kapitalizmin varlığını koruyabilmek için daha fazla zorbalığa ihtiyaç duyacağı zamanlardır. Siyahtı, kadındı, iyiydi, halkçıydı, bunları unutun.

Umutsuz Krugman’ın hükümetleri iyileştirmeye çalışan danışmanların çabaları için söyledikleri geliyor aklıma: “Bu iş çoğunlukla kötü fikirlerden kurtulma işidir. Yani hamamböceklerini basınçlı suyla temizlemek gibi bir şey... Ve er geç geri gelirler.”

Hamamböceklerinin doğayı, insanı, her şeyi kemirmeye hız verdikleri zamanlardayız. Kriz onların sonunu değil, zorbalığa başvurmaktan başka çarelerinin kalmadığını gösteriyor.

Peki başka ne gösteriyor?

Tekrar ettim hep, yine tekrar edeceğim.

Ya biz bir çıkış yolu bulacak, yolu tıkayan kayayı yerinden söküp atacağız ya da doğa bizi tarihi içinden, tarihle birlikte söküp atacak.

e-posta: [email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları