Akıllı Tüfek!

10 Ekim 2012 Çarşamba
\n

Tezkere AKP ve onun destek gücü MHPnin oylarıyla kabul edilince genel kanı odur ki, Türkiye büyük bir caydırıcılık kazandı. Kimi caydırıyoruz? Esad rejimini. Nereden caydırıyoruz? Türkiyeye saldırıdan. Böyle bir saldırı hazırlığı var mı? Akçakaleye düşen topları görmüyor musun?

\n

Ama münafık bir aklın açıkta kalan soruları var. En başta geleni şöyledir: Bu Esad aptal mıdır ki, muhaliflerle kıyasıya bir savaşa tutuşmuşken, onları desteklediği apaçık ortada olan bir ülkeye, sınır komşusuna saldırsın.

\n

Diyelim ki aptaldır, diyelim ki çılgındır, gözü karadır, diyelim ki bilinçli bir şekilde komşu kasabayı top ateşine tutmaktadır; peki, bir savaşta bile savaş hukuku gereği büyük bir suç oluşturan sivilleri hedef alması aptallığı kapsamında mıdır?

\n

Herkes de biliyor ki, Esad aptal değildir. Yine herkes biliyor ki, Esad iddia edildiği gibi ülkesinin yüzde 40ını değil, sınıra kadar olan bölümünü denetimi altında tutmaktadır. Bu o kadar öyledir ki, çatışmalar daha çok sınır bölgesinde gerçekleşmekte, Şam, Halep gibi şehirlerde ise yalnızca Türkiyede yakından bildiğimiz patlamalar, canlı bomba eylemleri gerçekleşebilmektedir.

\n

***

\n

Bu gerçekleri bilenler yalnızca Batı kaynakları ve medyası değildir. AKP hükümeti, Dışişleri camiası da bu durumu hiç kuşkusuz biliyor ve değerlendiriyordur.

\n

Peki, tezkere neyin nesidir öyleyse? Ciddiye alınması gereken iddia odur ki, tezkere, yanlış politikalardan vazgeçebilmenin, kaçınılmaz soldan çark manevrası olarak düşünülmüş ve uygulamaya konulmuştur.

\n

Ama tehlikelidir aynı zamanda.

\n

Çehovun dediği gibi, Sahnede duvara bir tüfek asılmışsa, oyunun sonunda o tüfek mutlaka patlar.

\n

***

\n

İşte bu nedenle tehlike büyüktür. Bu nedenle savaşa karşı çıkanların, sokaklarda büyümeleri önemlidir. İşte bu nedenle atılan adımların gözden geçirilmesi için çaba göstermek, savaşçılığın cazibesine kapılmadan yazı yazmaya gayret etmek gereklidir.

\n

Durumun gerçekten de politikada yanlışları düzeltmek için atılmış bir adım olduğuna inanmak ne iyi olurdu. Belki de gerçekten yanlış politikalardan vazgeçmek isteyenler az değildir.

\n

Ama kafaların karışık olduğu da kesindir.

\n

Bir örnek ister misiniz?

\n

***

\n

Muvazzaflığı sırasında herhalde militer duygularını tatmin edemediği için olsa gerek, Suriye meselesinde pek coşkulu açıklamalar yapan emekli general milletvekili Şirin Ünal Beyefendinin pek ilginç düşünceleri var örneğin. Şirin Bey, Terörün çözülemeyeceğini, Batının onları özgürlük savaşçısı olarak gördüğünü, BDPlilerin hain olup Meclisten atılmaları gerektiğini ve Suriye ile savaş, eğer bu kötü ihtimal gerçekleşirse, Şam ne kelime delip geçileceğini hatta Golana kadar gidilebileceğini söylemektedir (Akşam gazetesi; Hakkı Kurban söyleşisi, 9 Ekim)

\n

***

\n

Bana sorarsanız, Şirin Bey duvara asılı tüfektir. Oyunun bir yerinde patlayacaktır. Halka unutturulmaya çalışılan gerçeklere ne olacaktır peki o zaman? Onları gizlemek o kadar zor ki, Şirin Bey bile bu macerada Batı tarafından yalnız bırakılmanın öfkesiyle gözünü kapatamıyor gerçeklere.

\n

Sevdim ben Şirin Beyin gerçekçiliğini. Herkes de bilsin isterim. Gerekirse giriyor, bayrağı Şama dikiyor, isyancıları yönetime getiriyor sonra artık üç ay mı olur altı ay mı, dönüp geliyor. Duvara asılması gereken sözleri ise şöyledir: ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi sömürgecilikten nemalanan ülkeler, orada doğalgaz, petrol olsaydı, çoktan işgal etmişlerdi. Böyle bir kaynak olmadığı için, sorunun bizim üzerimizden çözülmesi onların da işine gelir.

\n

Akıllı bir tüfektir Şirin Bey nereden baksanız!

\n

Akıllı ama tehlikeli...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları