Keskin Sirke Küpüne Zarar

02 Aralık 2015 Çarşamba

İktidar çevrelerinin hırçınlığı artık gizlenemiyor. Haziranla kasım arasında korkutularak oylarını değiştirmeye “razı” olan yüzde 9’luk destek bile iktidarın hırçınlığını önleyemedi. Öyle anlaşılıyor ki, AKP beş ay gibi kısa sürede, bir tür “kaos tehdidi”yle elde edilmiş çoğunluğu yeterli, projeye uygun bulmuyor. Bu çoğunluğun sağladığı güvenilmez gücün başka yöntemlerle sağlamlaştırılmasını, güçlükle sağlanmış “meşruiyetin” yasallaşmasını, iktidarın ittifaklara gereksinim duymaksızın, siyasi ideolojik ortaklar olmaksızın tekleşmesini istiyor.

***

Bu türden iktidarların adı herkesin bildiği gibi otoriter -ya da ne dersenizolur. Otoriter tekleşme Meclis’teki çoğunlukla, kurallar silsilesi içinde tam olarak gerçekleştirilemez. Çünkü nihayet çok partili bir Meclis ne kadar uğraşırsanız uğraşın, çoğunluğu ne kadar aktif şekilde kullanırsanız kullanın size gereken hızı, ivmeyi -ki otoriterleşme hız gerektirir- sağlamayacaktır. İktidar partisi hızlı hareket etmek zorunda. Zamana yayılacak bir proje hem içeride, hem dışarıda engellerle karşılaşabilir. Otoriter düzen için harekete geçirilen güvenilir kadrolar bir anda dağılabilir.

***

İttifak istemeyen iktidar tekleşmeyi, otoritesini sağlamlaştırmayı nasıl başaracak? Bunun için hızla hareket etmeyi planladığı ortada. Meclis güçlükle sağlanmış meşruiyetin yasallaştırılması için tempolu bir çalışma içine sokulacaktır, muhalefet partileri de Meclis’e hapsedilecek, orada oyalanacaktır. Oylamalar hızla yapılacak, yasalar hızla geçirilecek, en önemlisi muhalefet partilerinin Meclis dışıyla ilişkisini sıfırlamak için elden gelen her şey yapılacaktır.

***

Otoriterleşmenin önündeki en büyük engel Meclis’in dışındadır. Bu nedenle iç güvenlik yasaları, sulh ceza hâkimliği sistemi kullanılıyor, gerektiğinde yasa masa dinlemeden harekete geçiliyor. Silivri nüfusunun tıpkı Cemaatle işbirliği yıllarında olduğu gibi, hemen hemen aynı yöntemlerle artırılması çabasına hız verdiler. Arkadaşlarımızın, Can ile Erdem’in tutuklanması bu kapsamdadır; arkası gelecektir. Bunu, medyada derin sessizliği sağlamak için atılacak, açık işaretlerini gördüğümüz adımlar izleyecektir.

***

Başarabilirler mi? Evet, Meclis’teki muhalefet kendisine biçilen rolle yetinir, Meclis dışıyla ilişki kurmayı tehlikeli bulursa, dışarı da otoriterleşmenin son adımları karşısında birlik olmak yerine başka, tatlı “meşguliyetlerle” zaman yitirir, “kahramanca direnmenin ve yenilmenin romantizmine” kapılırsa, başarabilirler. Oysa durum AKP’nin heveslerine ters yönde hızla değişebilir. Uluslararası durum da AKP yönetimine çok rahat koşullar sunmuyor. O cephelerde emperyal iştahlar, hevesler kabarmıştır; bu hevesleri kendi otoriterleşme planlarına uygun bir şekilde kullanabileceğini düşünen iktidar, onlarla ilişkilerin sonuçlarının tarihsel bilgisine sahip değil.

***

Sevgili Can, sevgili Erdem, karamsar bir tablo çizmiş olabilirim. Gerçekte kazanmakla yitirmenin bu kadar birbirine yakın olduğu başka bir zaman hatırlamıyorum. Bildiğim şudur; umut her zaman ayakta kalır; hızla zirveye tırmanan güç aynı hızla düşer; taş serttir ama parçalandığında dağılır.
Ve uzak, her zaman uzak değildir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları