Aydın Engin

Var giriş yapmak söyleyebiliriz...

15 Mayıs 2016 Pazar

(Dipnot: Bu yazıya kimbilir kaçıncı oturuşum. Her defasında “Ülke bu haldeyken, demokrasi bitti bitiyorken, faşizan bir diktatörlük yönelimi dörtnala kalkmışken, yazacak bunca ciddi konu varken...” diye başlayacak ve “Bula bula bu konuyu mu buldun yazacak behey gafil gazeteci” diye bitecek okur tepkilerinden ürktüm ve erteledim. Ama bunun sonu yok. TV ekranının karşısına her oturduğumda beni sıkıntı basıyor, hatta öfke sarıyor. O yüzden kim ne derse desin bu yazıyı yazacağım. Aha da yazıyorum.)

***

Başlık TV haberciliğinde bir sonraki aşamayı anlatıyor. Yani henüz o aşamada değiliz. Ama yakındır...
Bugüne gelince...
Uçak çoktan inmiş; merdiven yanaşmış, kapısı açılmış merdivenlerden gülümseyerek inen önemli kişi (Mesela Cumhurbaşkanı) karşılayanlarla selamlaşıyor.
TV habercisi işte bu görüntüleri bizim için haberleştiriyor:
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptığını söyleyebiliriz...
Vay be! Uçak inmemiş, iniş yapmış.
Ayrıca ekranda koskoca uçak duruyor; kapısı açık, merdivenden yolcuları inmekte ama haberci ancak uçağın indiğini “söyleyebiliyor”.
Yani emin değil.
Herhalde uçağın yola çıktığı havalimanından yayın yapan bir başka haberci de cümlesini “Uçağın kalkış yaptığını söyleyebiliriz” diye noktalamıştır...

***

Evet, ekranlarımızın, özellikle haber kanallarımızın “kızlı-erkekli” genç habercileri Türkçeyi “tarzancalaştırma” yolunda başarıyla ve sürekli ilerliyorlar.
Artık bir yerlere girilmiyor, giriş yapılıyor; bir yerlerden çıkılmıyor çıkış yapılıyor; bir yerlere iniş yapılıyor; şüpheli bir çanta görüldüğünde bomba korkusuyla paniklenmiyor, panik yapılıyor. Artık heyecanlanılmıyor, heyecan yapılıyor. Hırslanmak fiili de neymiş, artık hırs yapılıyor.
Üstelik “Her konuya, her olguya, her söylenene kuşkuyla yaklaşın” diyen meslek ilkesi biraz “tuhaf” anlaşıldığı için olacak, bütün cümleler “Geldi, gitti, söyledi, yaptı, yürüdü, kalktı, kızdı, güldü, heyecanlandı, hırslandı” gibi yalın fiillerle noktalanmıyor, “Geldiğini, gittiğini, yaptığını, yürüdüğünü, güldüğünü, kızdığını söyleyebilirizdiye bitiriliyor.
Dahası bütün bu dil yave ve yareleri televizyon habercileriyle sınırlı değil; bulaşıcı bir hastalık gibi yazılı medyada da hızla yayılıyor. (Cumhuriyet habercileri, editörleri gözüm üstünüzdedir; biliniz ve korkunuz!)
Olan Türkçeye oluyor.

***

Bir başka örnek: Oldukça.
Geçenlerde genç habercilerden birinin okuduğu bir Tırmık’ı beğeneceği tutmuş. Olanca ciddiyetiyle geldi:
-Abi eline sağlık valla. Bugünkü Tırmık oldukça güzeldi...
Dalga mı geçiyor diye baktım, hayır ciddiydi. Ne diyeyim, ben dalga geçtim:
-Sağol. Büyüyünce daha güzel yazarım merak etme.
Anlamadı. Boş boş yüzüme baktı.
Bir TV habercisinin dilinden aynen aktarıyorum:
-Annesinin cenaze töreninde oldukça üzgün göründüğünü söyleyebiliriz...
Anlaşılan annesinin ardından ağlayan kadın aslında üzülmüş ama çok değil; oldukça üzülmüş...
Kadıncağız oldukça üzülmüş ama bu bile kesin değil. Ekranda kadının yanaklarından sıra sıra gözyaşı damlaları iniyor ve haberci meslektaşımız cümleyi “söyleyebiliriz” diye bitiriyor.

***

Tarzan filmlerini hatırlayan var mı? Orman adamı Tarzan, sevgilisi Jane’e sesleniyor:
-Tarzan var gitmek yapmak, yemek bulmak gelmek. Jane var burda beklemek yapmak, korkmak yapmamak...
Hepinize oldukça keyifli bir pazar yapmak dilediğimi söyleyebilirim...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları