Tek adam olmadılar... Seküler damarın zaferi

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Tunus İhvan’ı Ennahda’nın (Uyanış hareketi) lideri Raşit Gannuşi, ‘siyasal İslam’dan vazgeçtiklerini’ duyurdu. Bu Ennahda’nın 2011’den bu yana siyasal serüveninde ‘yenilginin’ teslimi olduğu kadar Tunus’un güçlü ve örgütlü seküler geleneğinin direnişinin de tezahürü. Gannuşi’nin ‘Müslüman Demokratlık’ vurgusu ise en başta AKP deneyiminden hareketle sınanmaya muhtaç.
 
Talihin azizliği mi, yoksa tarihi kıvranış mı? Dünyada “siyasal İslam’ın demokratik sistemle var olabileceğine” dair gösterilen tek örnek Tunus’tan “sıradışı” bir çıkış geldi. Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Tunus versiyonu Ennahda’nın (Uyanış Hareketi) lideri Raşid Gannuşi, “Siyasal İslam’dan vazgeçtiklerini” ilan etti.

Beyanı çok çarpıcı. Lakin baştan söyleyelim, bu; 2011’de Arap isyanının kıvılcımını çakmış Tunus’da siyasal İslam’ın “yenilgisinin” geçici olarak teslimi olduğu kadar; 1956’da Fransa’dan bağımsızlığı sağlamış ‘Tunus’un babası’ lakaplı kurucu lider Habib Burgiba’nın siyasi geleneği, seküler modernleşme deneyimi, eğitimli orta sınıf, sendikal yapı ve sivil toplumun direnişinin tezahürü. Samimiyetini ise zaman gösterir…

‘İslam alimi’ vasfı da taşıyan Gannuşi, ironiktir, beyanını tıpkı AKP’de olduğu gibi bu haftasonundaki partisi Ennahda’nın düzenlediği kongre vesilesiyle Le Monde’la söyleşisinde yaptı.
 
‘DİNİ SİYASE REHİN DÜŞMEKTEN KURTULUR’

Artık ‘dini ve siyasi faaliyetleri ayıracaklarını’ belirtip “Bu siyasetçiler için hayırlıdır çünkü bu sayede dini siyasi amaçlar için manipüle etmekle suçlanamazlar. Din için de iyidir çünkü siyasete rehin düşmekten kurtulur” sözleri çarpıcı. Diyor ki, “Bizler artık siyasal İslam’ı temsil etme iddiasında olmayan Müslüman Demokratlarız.”
 
AŞİNAYIZ..

Yani “aşinayız”. AKP’nin 2000’lerin başında gücü ele almadan önceki söylemi. Ve AKP’den farklı olarak Ennahda beş senelik serüveninde gücü tek başına ele almadı/alamadı.
 
YASEMİN KOKULARININ SEBEB-İ HİKMETİ

2011 Ocak’ında 23 yıllık diktatör Zeynel Abidin bin Ali uçakla Riyad’a yollandıktan hemen sonra Tunus’taydım. Yasemin kokulu isyanı izledim. Selefi azınlık dışında ‘dinsel söylemle’ temellendirene rastlamadım. Nepotik/kleptokratik rejime karşı hak ve adalet arayışıydı. Ennahda Ekim 2011’deki seçimleri yüzde 39.7 ile kazandı.
 
SOFT İHVAN’IN ROTASI…

1981’de nüveleri atılmış 1989’da partileşmiş Ennahda,“İhvan’ın en soft versiyonu”. Nitekim o kargaşada koalisyonu seçtiler. Ancak ellerindeki güçle dini siyasete alet ettiler. Selefilere hızla alan açıldı, eli bıçaklı/sopalı ‘Devrimi Koruma Birliği’ de kuruldu. Tunus Suriye’ye cihatçı yatağına döndü.
 
DÖNÜM NOKTASI MISIR

Dönüm noktası Mısır İhvanı’nın 2012’deki ihtirası oldu. Muhammed Mursi’nin toplumun tüm kesimlerini dışlayıp katı şeriat dayatan anayasayı ‘firavun’ lakabı da alarak getirmesinin maliyeti, Temmuz 2013’teki Kahire isyanı ve darbeydi.

Aynı yıl Tunus’ta Selefilik tam gaz devam ediyor, iki seküler siyasetçi, (Şükrü Belayid ve Muhammed Brahmi) öldürülüyor, Ensar el Şeriat turistik tesisleri vuruyordu. Halk sokağa döküldü. UGTT, LTDH ve UTICA ile Barolar Birliği gibi güçlü sendikalar ve sivil toplum kuruluşları da isyan bayrağı açtılar, daha ötesi arabuluculuğa soyundular. Ennahda, yeni anayasanın kabulü, referanduma sunulması ve yeni seçime dek teknokrat hükümete onay vermek zorunda kaldı.  
 
ZİHNİYETİ ORTAYA SEREN TARTIŞMALAR

Ennahda zihniyetini seren ise Ocak 2014’te onaylanan anayasa tartışmalarındaki tavrıydı: “Şeriat’ın yasaların temel kaynağı olması, uygunluk ölçüdü getirilmesi; “blasphemy” denilen dine hakaret yasası, ifade özgürlüğünün dinle sınırlandırılması; Ramazan’da yemek yemenin suç kılınması; idam cezası, çocuk evlat edinmenin yasaklanması; kadınların erkeğin “bütünleyicisi” diye tanımlanması, evlilik yaşının 14’e indirilmesi.”
 
TUNUS DİRENDİ, MISIR’I ANIMSAYAN ENNAHDA DURDU

Ennahda vekilleri seküler siyasileri ‘kâfir’ ilan etmeye de girişti. Seküler Tunus direndi, Mısır’ı anımsayan Ennahda durdu. Böylece ‘hukukun üstünüğüne dayalı sivil cumhuriyet’ vurgusuyla ‘inanç, vicdan ve dini ibadet özgürlüğünü koruyan’ laik anayasa çıktı.

Ekim 2014’te Ennahda 10 puan yitirerek yüzde 31’e düşerken, , Cumhurbaşkanı Beci Caid Essebsi’nin seküler Tunus’un Çağrısı bloğu yüzde 39’la birinci olmuştu. Ennahda yine koalisyona katıldı.
 
‘KONSENSÜS OLUŞMAMIŞTI’

Gannuşi bugün arzuladıkları şeriat anayasasının çıkmamasını “Konsensüs oluşmamıştı, bu yüzden gündem dışı bıraktık” diye yorumluyor. Bu sölerden imkansızı istemek yani “şeriat’ı rıza ile getirme” arzusu çıkar. Lakin yine de 22 yıl Britanya’da sürgün yaşamasının farkı mı bilinmez. Toplumun kendi siyasal ideolojilerine itiraz eden geniş kesimlerini dikkate alarak diyalog ve tavizi seçmesi, tek adamlık taslamaması dikkat çekici. Tabii bunu pragmatizmine yorup sabırla güçlü iktadar yolu açılmasını da beklemek olarak görmek de mümkün.
 
YA TÜRKİYE’DEN BİHABER YA…

Geçen kasımdaki Türkiye ziyaretinde yaptığı söyleşisi ise AKP ve Tayyip Erdoğan nezdinde “demokrasi anlayışını” gösterir. Batılılara “Erdoğan’a neden diktatör diyorsunuz’ diye çok sorduğunu anlatmış, “Darbe ile mi gelmiş, seçimde hile mi yapmış, bazı olayların üzerini örtüp yasaklamış mı, Batı’ya düşmanlık mı yapmış, rakiplerini mahkum etmek için hapishaneler mi kurmuş” demişti. Yani en iyi ihtimalle ‘bihaber’...

Peki Ennahda ‘siyasal İslamcılığı’ terk eder mi? İşte orada durmalı. Zira süreç bize siyasal İslam’ın asıl yüzünü muhalefette değil iktidarda gösteriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları