Şeriat Cumhuriyetine Doğru!

27 Aralık 2016 Salı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinde yer alan “laiklik” kavramı değiştirilemeyecek temel ilkelerden biridir.
Recep Tayyip Erdoğan da bu anayasanın 103. maddesi gereği şöyle ant içti:
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve LAİK CUMHURİYET İLKESİNE BAĞLI KALACAĞIMA, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Lütfen ilk iki resme göz atınız! Birincisinde, bu andı içen Cumhurbaşkanı, bir imam hatip okulunda kız öğrencilerle görülüyor. Kızlar mezuniyet sonrasında “imam” olabilecekler mi? İkinci resimde bir başka okulda eşi de kız öğrenciler arasında...
Her iki resimde de sanki giysiler velilerince değil, belirli bir kaynaktan sağlanmış izlenimini yaratmıyor mu? Anayasanın 58. maddesi de “gençliğin Atatürk ilkeleri doğrultusunda korunmasını” öngörüyor. Bu resimlerde “laiklik” ve “Atatürk ilkelerinin” korunduğuna inanabilir misiniz? Yoksa “anayasayı ihlal” olayı mı geçerli?
Şu anda TBMM’de olan yeni anayasa taslağında cumhurbaşkanının andı şöyle değiştiriliyor: “İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalacağıma; devletin bağımsızlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma ant içerim”
Nerede “Atatürk” ve nerede “laiklik ilkeleri”? Hedef, “Türkiye Şeriat Cumhuriyeti” değil mi?
Atatürk ne demişti? “Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın Müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyetindedir.”

Kızıl Ordu Korosu
Türkiye’de de konserler veren Rusya’nın görkemli “Kızıl Ordu Korosu” artık yok! Koro üyelerini Suriye’ye götüren Rus uçağı Karadeniz’de düşünce 64 kişilik koro üyeleri ile birlikte 92 kişi öldü.
Koroyu dinlemiş ve “Kalinka (Uğurböceği) ile “Oçi Çorniya (Kara gözler) şarkılarını çok sevmiştim. İlginç bir olay da koro, Türkiye’den giden “Mehter Takımı” ile Kremlin Sarayı’nda birlikte konser vermişti. Koronun Türkiye bağlantı konserlerini izlemek ve dinlemek için tıklayabilirsiniz...
https://www.youtube.com/ watch?v=KdyvIxveMhg
https://www.youtube.com/ watch?v=LMYVSb7teug
https://www.youtube.com/ watch?v=NI5UM0P5rLE
https://www.youtube.com/ watch?v=DVnjcsHn-YQ

‘Vivace (Canlı)’ = Cansız!
TRT-3 Radyo’da perşembe günleri, İzmir Radyosu yapımı “Vivace (Canlı) adlı klasik müzik yayınının sesi yılbaşında kesiliyor. Oysa İzmir Gazeteciler Cemiyeti 2015’te “Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Yarışması’nda” ödüllendirilmişti.
Bu programın sunucuları, yalnızca klasik müzik parçaları çalmıyorlar, yapıtın bestecisi ve özellikleri hakkında dinleyiciyi aydınlatan bilgilere de yer veriyorlardı.
Bu köşede zaman zaman, TRT-3 Radyo klasik müzik yayınları hakkında yazdığımı bilen okurlarımdan da iletiler alıyorum. Bir keresinde “dinlenmiyor” gerekçesi ile Güneydoğu Anadolu’da TRT-3 Radyo yayınına son verildiğini, TRT’nin görevinin, dinlemeyenleri de eğitip dinletmek, olduğunu yazmıştım.
Eğitim görevini de başarıyla yerine getiren “Vivace’nin” en büyük günahı, sanırım Atatürk’ün devrimlerine de sıkça yer vermiş olmasıdır. “Vivace” artık canlı değil, cansız!

***

Her gün onlarca şehit haberinin yaşandığı Türkiye’de “Yeni yılınızı kutlayamayacağım” için üzgünüm. 2017’de acılı, kanlı günlerin yaşanmamasını dilerim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları