Çiğdem Toker

Çamlıca Kulesi kimleri zengin edecek?

02 Temmuz 2017 Pazar

Çamlıca’da her bakımdan iddialı bir TV/radyo kulesi yükseliyor.

“Her bakımdan” diye vurguluyorum. Zira yüksekliği, teknolojisi, donatıldığı yetkileri ve onun aracılığıyla dağıtılacak parasal kaynaklar bakımından, esaslı bir “iktidar aygıtı” daha yakında AKP rejiminin “alet çantası”na eklenecek.

O sebeple bugünkü köşeyi, farklı konulara değil yalnızca Çamlıca Kulesi’ne ayırıyorum. Yeni iktidar aygıtının “ağırlığı”nı, farklı yönleriyle anlatmak için.

***

Kulenin 221 metrelik beton kısmı tamamlandı. Üzerine parçalar halinde çelik anten ekleniyor. Beton aksamın çevresi, -Osmanlı’ya atfen- lale motifiyle giydirilecek. Bittiğinde, kulenin toplam yüksekliği 369 m’ye ulaşacak.

Bu yükseklikle de Eyfel’i geçeceği gururla takdim ediliyor.

Çamlıca Kulesi tamamlanınca 80 FM radyosu buradan yayın yapacak. “Görüntü kirliliği” yaratan irili ufaklı antenler kaldırılacak.

***

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, iki hafta önce kule inşaatında inceleme yaptı. Gazetecilere ayrıntılı teknik bilgiler verdi.

İnşaat haziranda bitirilecekti. Yetişmedi. Bakan Arslan gecikme nedenini, “Yapının çok özel olduğunu, kullanılan malzemelerin özel seçildiğini, bu çalışmaların ciddi zaman almasıyla” açıkladı. Şöyle dedi:

Yurtdışından siparişler

“80 FM radyo yayını burada yapılacağı için, vericilerin konulması gerekiyordu. Onunla ilgili süreçleri başlattık. Yurtdışından siparişlerimizi yaptık, onların imal edilmesi, gelmesi, yerleştirilmesi işlemi tamamlandı. Vericiler ve combiner’lar da geldi. (...) 10 günlük test süreçleri bittiğinde de 80 radyoya burada yayın yapabilecekleri vericileri kurmuş olacağız. Bunu RTÜK ile birlikte yürütüyoruz.”

Ulaştırma Bakanı, yurtdışına sipariş edilen verici ve combiner’lar konusunda kritik bir bilgi de sunuyor:

“Çıkan maliyete bakanlık olarak PTT’nin kurduğu bir şirket aracılığı ile destek olduklarını, uygun şartlarda ve zamana yayarak radyocuların ödemelerini yaparak yayınları yapabilir hale geleceklerini” açıklıyor.

Geçen sene yaptığı ziyarette, kulenin 170 milyon TL’ye mal olacağını bildiren Bakan Arslan, bu kez maliyet konusunda bir rakam vermemiş. Dolayısıyla 170 milyon TL’nin geçeri olup olmadığından emin değiliz.

Burj El Arab konforu

Bakan Arslan’ın Ulaştırma Bakanlığı olarak destek verdiklerini belirttiği şirketse, Kule Verici Tesisleri İşletim ve Teknolojileri AŞ.

Hani geçen hafta, olağanüstü yönetim kurulu kararıyla, kendi kendilerine imtiyazlar tayin eden bürokrat yöneticilerini duyurduğumuz şirket.

Hatırlatalım: Genel müdür, genel müdür yardımcısı maaşlarına ek olarak 5 bin TL ücret, 1. sınıf uçuş, beş yıldız ve “üzeri” konaklama.Yani misal, anten konulu bir Dubai seyehati çıkarsa, PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratları bu tanıma uyan 7 yıldızlı Burj El Arab’da kalma hakkını kayda geçirmişler, gazetede de yayımlatmışlar.

Bu ayrıcalıkların nedenlerini, yani kamu hukuku açısından hangi özverili hizmetler vererek bu imtiyazlara layık görüldüklerini geçen hafta sordumsa da yanıt alamadım. (Tıpkı Ulaştırma Bakanlığı alanına giren Hazine garantili köprü/otoyol garantileri konusundaki sayısız soruma yanıt gelmediği gibi.)

Sicil kayıtları, tamamı değilse de bazı sorulara kayda değer yanıtlar verir.

Kule gibi yüksek ‘amaç/konu’ listesi

Referandumdan dört gün sonra kurulan kule şirketi 50 milyon TL sermayeli.

Yarısını Türkiye Varlık Fonu (TVF) kapsamındaki PTT vermiş, diğer yarısını EPT Ticaret ve Sanal Mağazacılık AŞ (Bu şirketin ortağı Hakan Çevikoğlu).

- Şirketin “amaç ve konu”ları upuzun bir liste. O kadar ki, alfabenin harfleri neredeyse yetmeyecekmiş. V’ye kadar listelenen amaçlarda; anten sistemleri, kule tesis kurmak, karasal ortamdan lisans veya geçici yayın izni sahibi medya hizmet sağlayıcılara ait radyo ve TV ve isteğe bağlı yayın hizmetleri ile katma değerli hizmetlerin iletimini sağlamak, anten sistemleri ve verici tesisleri, yayın nakline yarayan yayın teçhizatını satın almak, kiralamak, karasal analog ve sayısal TV hizmeti, telsiz radyolink.

Dahası var: Restoran, otopark işletmek, gayrimenkul alıp kiralamak, sosyal mekânlar, AVM’ler kurmak.

Bu “konular”ın ise milyarlarca liralık ciroların akacağı gelir yaratan kaynakların dağıtılması, pay edilmesi anlamına geldiğinden şüphesi olan?

Hem de uzun yıllar boyunca.

Peki kim eliyle? Yöneticileri PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratları olan özel hukuka tabi bir şirket.

Biraz daha açalım: Yüzde 50 ortağı PTT olan bir şirket düşünün: Bir yandan, tereddütsüz kamu hizmeti olan karasal ve dijital TV yayıncılığı radyo yayıncılığına dair sahiplikleri, hakları belirleyecek; öte yandan, falanca restoran işletmesini A şirketine, fişmanca otoparkı da filancanın baldızına verme hakkını elinde tutacak...

Bu büyük kararlara da PTT ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarından oluşan yönetim imza atacak. Bana çok ilginç geldi.

Hani Sayıştay denetimi?

Çamlıca Kulesi’nden çıkacak yeni zenginleşme alanlarının dağıtımında, beş kişilik bürokrat heyetinin tek tayin edici olması beklenemez.

Kararların ardında “siyasi irade” bulunması tabiidir.

Peki kendisi de TVF kapsamında bulunan PTT’nin kurduğu bu şirketin yaptığı harcamalar, aldığı kararlar, dağıttığı kaynakları kim denetleyecek?

Özel hukuka tabi bir AŞ olan Kule Verici Şirketi, Sayıştay denetimine tabi mi? Eğer tabi ise son yönetim kurulu kararında yayımlanan Shen Elektronik’ten satın alındığı belirtilen “FM verici ve soğutucu sistemlerin temini, montajı ve devreye alınması sözleşmesi”nin bedeli nedir?

Bu satın almada Shen Elektronik şirketini kim, neden belirledi? Şirket, bahse konu teknolojik sistemler konusunda yetkin mi? İş bitirme belgeleri var mı?

Şirkete ne kadar ödeme yapıldı? Geçen yıl açıklanan 170 milyon TL’nin ne kadarlık kısmı bu sistemlerin maliyetini oluşturuyor? Bakan Arslan’ın söz ettiği “yurtdışı siparişler” bu şirket tarafından mı tedarik edildi?

Çamlıca’ya Paris’teki Eyfel’i geçecek yükseklikte bir TV/radyo verici kulesi kuruyorsanız, kamusal bir iş yapıyorsunuz demektir. Kamusal bir iş yapıyorsanız, hizmetleri özel hukuka tabi şirket eliyle sunsanız da işlemler hesap vermeye açık olmalıdır.

Zira, şirket eliyle dağıtılacak ve dar bir gruba servet aktaracak bu kaynakların başlangıç finansmanı kamu kaynaklarıdır.

PTT’nin koyduğu sermayeyi kastediyorum. Vergilerimizi yani.

 

MOLA ZAMANI

Değerli Cumhuriyet okurları, Yazılarıma bir hafta süreyle ara vereceğim. Yeniden buluşmak üzere şimdilik esen kalın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları