Eğitim-2017

24 Temmuz 2017 Pazartesi

İlk yedi ayı tamamlanmakta olan 2017 yılının ülke tarihinde çok ayrı bir yere sahip olacağı kuşkusuzdur. Bunun nedeni 2017’nin yalnızca, sonuçları tartışmalı anayasa değişikliğiyle ülke yönetiminin tek elde toplanması ya da 15 Temmuz’un birinci yılı olarak kutsanması değildir.
2017’nin bunları tamamlayan ve uzun dönemli etkileri yönünden en az bunlar kadar önemli bir tarihselliği daha var: 18 Temmuz Salı günü Milli Eğitim Bakanı tarafından açıklanan ilk, orta ve lise eğitiminde kimi derslerin içeriğinde (müfredat) yapılan düzenlemeler.
Artık 2017 tarihe, ülke eğitiminin, AKP’nin iktidara gelir-gelmez başlattığı ve yıllar yılı ısrarla ve inatla devam ettirdiği, anaokulundan üniversite sonrasına dek tüm eğitimi bilimsellikten uzaklaştırma çalışmalarının tamamlanma noktasına ulaştığı yıl olarak da geçecektir.
 
Günlük siyasete tam boy batarken…
Eğitimde yapılan yeni düzenlemelerle çocukların ve gençlerin beyinleri günlük siyasetin en tartışmalı ve karanlık noktalarına çekilmek isteniyor.
Şöyle ki: “2013 Gezi Parkı olaylarının arkasında yer alan iç ve dış güçlerin amaç ve hedefleri ile bu olayların Türkiye’ye etkileri”… FETÖ/PDY’nin amaç ve hedefleri ile 17-25 Aralık ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimlerindeki rolleri ders konusu yapılıyor.
Her iki konuda da bilimsel araştırmalara dayalı kesinleşmiş bilgiler var mı? Yok. Yine, bu konularda AKP’nin tüm yönetimini elinde tuttuğu yargının, bütün aşamalarından geçerek kesinleşmiş, kaç kararı var?
Bunlar olmadığına göre, bu olaylar sırasında yaşamını yitirenler; işlerinden uzaklaştırılanlar; aylardır açlık grevini sürdüren iki eğitimci; hapis tutulan onca gazeteci nesnel ölçülere göre ve tarafsız bir yaklaşımla ders konusu yapılamaz!
Üstelik 15 Temmuz, efsane olarak anlatılacakmış; sözlükler efsaneyi şöyle tanımlıyor: Halkın hayalinden doğarak ağızdan ağıza dolaşan, konusu genellikle olağanüstü nitelikte olan hikâye! AKP ideolojisi, artık büyüleyici bir gerçeküstülük edinmiş bulunuyor!
Bu durumda sormak gerekiyor. Güncel siyasetin bu çok tartışmalı ve çatışmalı konularını anlatabilmek için mi ders programlarına İslam dini için savaşmak anlamına gelen cihat yerleştirilmiş bulunuyor?
 
Bilimden kopuyor!
İnsanın oluşumunu bilimsel olarak açıklayan Evrim kuramının artık okutulmayacak olması, bu ülkenin okullarında eğitim alan genç beyinlerin gelişmesinin önünün kesilmesi, köreltilmesi demektir. Bu, tek başına çok büyük bir eksikliktir. Dünyada, kimi gelişmemiş ülke ve yerel toplulukların dışında hiçbir eğitim sisteminde Evrim kuramının okutulması yasaklanmış değildir.
Daha da önemlisi, Evrim kuramı, günümüzde, hemen tüm bilim dallarının araştırma yöntemlerinde doğru bilgiye ulaşmak amacıyla başvurulan bir yaklaşımdır. Evrimi içermeyen bir bilim dünyası yarımdır; bilimsellik yarım kalırsa hiç ama hiç gelişmez.
Ayrıca insan aklının sağlıklı gelişmesi için kimi görüşleri dışlamayan, yasaklamayan ya da özgürlükçü bir kültür iklimine gereksinim vardır.
Anaokulundan üniversiteye dek ülkenin tüm eğitiminde yaptıklarını, bilim ve araştırma kurumlarına yaklaşımını tamamlayan bir tutumla Evrimin okutulmasını yasaklamakla AKP, bu ülkenin genç kuşaklarını bilimsel iklimden de, bilimden de tümüyle koparıyor; toplum geleceğini karartıyor.
Cumhuriyet, ülke eğitimini bilimsel bilginin yol göstericiliğinde birleştirmişti.
AKP de yıllardır sürdürdüğü eğitimin birliğini tümüyle bilim dışı bir düzlemde birleştirme uğraşlarını 2017’de yürürlüğe koyduğu yeni müfredat düzenlemeleriyle tamamlamış bulunuyor.
2017, ülke tarihine tümüyle bilim dışı bir eğitim düzenlemesiyle geçiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları