Büyük gözaltıdır yaşamımız

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Hikâye bu ya, içeri tıkılmışlardan adamın biri dayamış yüzünü parmaklıklı hapishane penceresine, bir yudum dışarı havası solumaya çalışıyor.
O sırada yoldan geçmekte olan biri bu yürek yakan sahneyi görüp seslenmiş:
- Orada kaç kişisiniz?
- Sen onu bırak da demiş içerideki, siz orada kaç kişisiniz?
Öykü, Türkiye veya benzeri yaşamın herkes için büyük bir gözaltına dönüştüğü ülkeleri ne güzel yansıtıyor.
Günümüzde, Türkiye gibi, insanların içerideki gözaltındakiler ve dışardaki gözaltındakiler diye ikiye ayrıldığı daha kaç ülke kaldı bilmiyorum.
Ama bilin ki bütün bu kategoride kalanlar, aynı zamanda çağın nal toplayanları ülkeler grubunu da oluşturmaktadırlar.
Son yıllarda özgürlüklerimiz sürekli kısıtlanıyor, iktidarın tasallutundan masun yaşam sahalarımız küçülüyor.
Artık beşikten mezara, yaşamımızın her alanında iktidara egemen olan zihniyete uygun davranmak zorundayız.
Siyaset yaşamında muktedirin düşünceleri doğrultusunda hareket etmek, siyasi hak ve özgürlüklerinden vazgeçmek yetmiyor, özel yaşamında da aynı doğrultuda davranmak gerekiyor.
Toplumda yaygınlaştırılmak istenen ideal vatandaş modeli, yaz sıcağında kana kana su içtikten sonra, şükranlarını “yarabbi şükür iktidar” diyerek dile getirmeyi unutmayan kuldur.

***

Bırakın bireyi, artık vatandaşlıktan bile aşağı kayıp, kul düzeyine itilmiş kişinin kulluğun koşullarına uygun davranıp davranmadığının iktidar tarafından bilinmesi için devamlı kontrolünü sağlayacak mekanizmalar geliştiriliyor.
Şu günlerde bu alanda yeni bir adım daha atıldı ve İstanbul’da ita ksi uygulaması başlatıldı. Şu anda İstanbul trafiğinde, ita ksi yazılımı ile donatılmış ilk arabalar dolaşıma çıktı bile.
Müşterilerin taksi yolculukları sırasında kamera ile davranış ve konuşmalarının kontrolünü de içeren uygulamanın kolaylık ve güven sağlayacağı ileri sürülmekte.
Ne var ki benzeri girişimler, bazı demokratik ülkelerde, yurttaşın özel yaşam alanına müdahale gerekçesiyle engellendi.
İnsanların büyük bir gözaltı düzeni altında, içerideki gözaltındakiler ve dışarıdaki gözaltındakiler diye ikiye ayrıldıkları rejimi kimilerinin otoriter olarak tanımlamasına karşın, onu geride bırakıp totaliter aşamaya çoktan geçmiş olan Türkiye’de ise bu tür savlar hiç kale alınmıyor.
Aslında ortada şaşacak bir durum yok. İnsanların yaşamlarının her alanına egemen olan totaliter rejimlerde, özel yaşam diye, kamunun müdahalesinin dışında bırakılmış en küçük bir parsel bile söz konusu değildir.

***

Totaliter toplumun insanlarının, yalnız siyasi alanda iktidarın direktiflerine uygun davranmaları yetmez, ama onlar aynı zamanda, nasıl giyinecekleri, ne yiyecekleri, nasıl düşünecekleri konusunda da kendilerine dayatılana uymak zorundadırlar.
Totaliter toplumun kullarının takside nasıl davranıp, hangi konuda ne söylediğini iktidarın yakından denetlemesi onları her an dinleyip gözlemesi, rejimin güvenlikle gerekçelendirilen gereğidir.
İtaksi uygulamasına karşı çıkan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, yaptığı basın toplantısında, özel yaşamın dokunulmazlığı gibi totalitarizmin kabul etmediği savları bir kez daha yinelerken, olayın bir başka yönünü daha ortaya koymuştur.
Yarkadaş ita ksi uygulamasının aynı zamanda bir rant projesi olduğunu belirtirken, bu yolla taksici esnafından her yıl 200 milyon lira toplanacağını ve bunun bir bölümünün bir AKP milletvekilinin oğluna ait olan yazılımcı firmaya aktarılacağını söylemiştir.
Belli ki Yarkadaş, sistemin özgürlüklerini hiç anlamamış, kul ideolojisinin gereklerini yerine getiren herkesin ticaret ve girişim özgürlüğünü bir türlü içselleştirememiş.
Zaten iktidar da, muhalefetin özgürlükler rejimini kavrayamadığını, hep söylemiyor muydu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları