Aydın Engin

Enis’in cep telefonu

03 Eylül 2017 Pazar

Kıdemli meslektaşım, kadim arkadaşım Enis Berberoğlu Maltepe Cezaevi’nde volta atıyor. Gün saymayacak kadar deneyimli. 25 yıllık mahkûmiyetin günü mü sayılır.
Müebbetten 25 yıla çevrilmiş bir mahkûmiyet kararının ciddi gerekçeleri olması gerekir değil mi?
O gerekçelere bir göz atalım mı?
Korkmayın, anlamsız belgelerle, bilirkişi raporları ile yapay olarak şişirilmiş, kalın mı kalın bir dosyanın derinliklerine dalıp sizlere aktaracak değilim. Dosyayı didik didik okudum. Çok yalın, anlamsız ayrıntılardan arındırılmış birkaç paragrafla “gerekçe” sergilenebilir.
Ama önce hatırlayalım:
Cumhuriyet “MİT TIR’ları” diye anılan bir haber yayımladı.
Habere Hükümet (Devlet) kanalından cevap geldi: “O TIR’lar insani yardım malzemesi taşıyor”.
Video ile belgelenmiş haberinde Cumhuriyet ısrar etti: “TIR’larda süt tozu, bebek maması, ağrı kesici ilaç filan değil, silah, cephane, roketatar taşınıyordu”.
Hükümet (Devlet) kanalından bir açıklama daha geldi: “Evet TIR’larda silah, cephane vardı ama onlar MİT’in bir istasyonundan (deposundan) bir başka istasyonuna aktarılıyordu...”
Cumhuriyet ısrar etti: “Hayır, MİT’in yurtiçinde ve dışında silah deposu kurma yetkisi yoktur”.
Hükümet (Devlet) kanalından açıklama geldi: “Tamam, silah, cephane, roketatar vardı ama, onlar Suriye’de rejime karşı savaşan Türkmen soydaşlarımıza destek olarak yollanıyordu.”
İtiraz o gün MHP Genel Başkan Yardımcısı, bugün AKP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’ten geldi. Türkeş, CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın konuğu olduğu programda konuştu:
“...Bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum. Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu.”
Suçüstü yakalandıklarını ve bunun kanıtlandığını gören sorumlular (kimler olduklarını tahmin ediyorsunuz) küplere bindiler. Can Dündar ve Erdem Gül arkadaşlarımız tutuklanıp hapse konuldu. Bu bilgiyi Cumhuriyet’e kimin aktardığı üstüne devletin olanakları seferber edildi.
Bula bula ne bulundu?
O sırada tahliye edilmiş olan Can Dündar, tutuklanma serüvenini anlatan “Tutuklandık” adlı bir kitap yayımlamış, “27 Mayıs Çarşamba günü öğleden sonra solcu bir milletvekili dostum getirdi görüntüleri” diye yazmıştı.
27 Mayıs 14.32’de CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun telefonunun Cumhuriyet’in binasının yakınından sinyal verdiği belirlendi.
Savcıya da, mahkemeye de bu güçlü kanıt(!?) yetti ve Enis Berberoğlu arkadaşım apar topar ömür boyu hapse mahkûm edildi ve ceza 25 yıla indirilerek hapishaneye tıkıldı.
Bu kadar...

***

Cumhuriyet bu. Konuğu eksik olmaz. Konukları arasında milletvekilleri, aydınlar, yazarlar, okurlar vardır. Hele Enis Berberoğlu, CHP’nin medya ile ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak sık sık, hem de pek sık Cumhuriyet’e uğrardı.
Ancak MİT TIR’ları olayı AKP’nin Reis’i ve tayfası ile Cemaat (FETÖ’cülüğe sonra terfi etti) arasındaki amansız iktidar kavgası sırasında açığa çıkmış bir “devlet suçu” idi. Bu suçun ise ne pahasına olursa olsun örtbas edilmesi gerekiyordu.
MİT TIR’ları denen, “devlet sırrı” filan değil, “devlet suçu” olduğu besbelli bir olaya CHP’yi de karıştırmanın suçu örtmek için iyi bir bahane olduğu belli.
Nitekim öyle de oldu.

***

Bugün akla da hukuka da aykırı gerekçelerle hapishaneye tıkılmış pek çok aydın, gazeteci, akademisyen siyasetçi var. Enis Berberoğlu da bunlardan biri.
Pekiiiii, Enis cep telefonu kullanmasaydı ya da o gün Cumhuriyet’e uğramasaydı ya da Cumhuriyet gazetesi yakınlarında bir yerlerde bulunmasaydı savcı, mahkeme, AKP tepeleri, devletin istihbarat kurumları, AKP’nin Reis’i ne yapacaktı?
Cevap: Amaaaaan, boşverin... Bulurlardı bir şeyler.
Hatta belki Enis Berberoğlu’nu mahkûm ettiren gerekçe kadar saçma ve temelsiz olmayan bir şeyler bulurlardı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları