Kadınları din sopasıyla korkutamazsınız!

05 Ekim 2017 Perşembe

Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim: Baktılar örtülüydü- açıktı, kapalıydıaçıktı; kadınları zapturapta alamıyorlar, yaşamın her alanından silemiyorlar… Baktılar ki erkek kin ve şiddeti, erkek sömürüsü, kapalı kadına da şortlu kadına da yöneldiğinde bu kadınlar birlikte hareket edebiliyorlar… Baktılar ki dövüp tokatlayıp sindirme, boşanma istedi diye öldürme yeterince tatmin edici değil, şimdi de kadınları yasalarla daha doğrusu dine dayalı yasalarla zapturapta almaya çalışıyorlar…
Sinirlenmeden açıklayalım: Anımsayacaksınız geçen yıl Meclis İçişleri Komisyonu’nda müftülere nikâh yetkisi veren bir tasarı görüşüldü, tartışmalar üzerine alt komisyona gönderildi. “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu raporu” üzerine değerlendirmeler başladı. Kadın örgütlerinin sert tepkisi üzerine geçen yıl geri çekilen rapor şimdi yeniden Meclis gündemine getirildi. Hem de 4 Ekim 1926’da “Türk Medeni Kanunu” adıyla yürürlüğe giren yasanın 91. yıldönümünde…
Bizler, tek eşlilik, resmi nikâh, kız ve erkek çocukları eşit miras, hâkim kararıyla boşanabilme gibi haklar ve kadın-erkek eşitliğini öngören Medeni Kanunu günümüz gerçeklerine ve gereksinimlerine uygun olarak ilerletmeye çalışırken, bir de bakıyoruz tam tersine bu tasarıyla kazanılmış haklardan da vazgeçilip, tam bir karşıdevrim planı öneriliyor. Çünkü alınan tek referans din!
Din kuralları değişmez, “hayat değişir!”
İki gündür kadın örgütleri olsun, komisyonda bulunan CHP ve HDP’li milletvekilleri olsun, rapora itiraz ediyorlar. Rapor uzun uzun hükümetin kadın programlarındaki başarısını anlatıyor. Nitekim ben de CHP Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan’ın sorduğunu sormadan edemiyorum: Şu son yıllarda, hükümet programı bu kadar başarılıysa neden bu kadar çok kadın ve çocuk şiddete uğradı?
Yanıt, ülkeyi yönetme çabasındaki zihniyette aranmalı. Tüm AKP’lilerin bu zihniyeti savunduğunu söylemiyorum. Ama bugün “gücü”, yetkiyi, yasaları, hukuku, her şeyi elinde tutan erk kadınerkek eşitliğine inanmıyor. Tüm referanslarını dinden alıyor.
Din kuralları değişmez kurallardır, oysa hayat akıp gidiyor. Hak hukuk, yasalar onun için var… Ve ne denli muhafazakâr olurlarsa olsunlar artık kadınları din sopasıyla korkutamazsınız!
Sanki Türkiye’de bir boşanma furyası var da buna engel olmaya çalışıyorlar! Yok böyle bir şey. Türkiye’deki evlenme hızı 7.7 iken, boşanma hızı 1.7… AB ve çevresi 44 ülke arasında evlenmede 6. sırada; boşanmada 26 sıradayız. (Eşitİz) Yani eyvahlık bir durum yok! Bütün bu fırtına, kazanılmış hakların da geri alınması için koparılıyor.
Kadınlar ise sonuna dek mücadele etmeye kararlı!

Komisyon kararlarında neler var?
- Rapor, çocuk istismarcısının tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlik öneriyor.
- Cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanmasını öneriyor.
- Yasada kesin olarak yasak olmasına rağmen, boşanma davalarında ve şiddet durumunda uzlaşma ve arabuluculuk yöntemi kullanılmasını öneriyor.
- Rapor, karakolların kapılarının mesai saatleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınlara kapatılmasını öneriyor. (Rezilliğe bakar mısınız! )
- Rapor, şiddet durumunda kadına verilecek tedbir sürelerinin “Kadınlar tarafından kötü kullanıldığı” ve “Erkeklerin mağdur edildiği” iddiasına dayanarak, en fazla 15 gün olarak kısaltılmasını öneriyor. Üstelik, bu karar, kadının “belge ve delil sunması” koşuluna bağlanıyor.
- “Aile mahremiyetinin korunması” bahanesiyle, aile hukukuna ilişkin tüm davalarda duruşmaların gizli yapılmasını öneriyor. Esas olarak kadın örgütlerini sürecin dışında bırakmak, kadınları yalnızlaştırmak ve zorunlu ara buluculuğa giden yolu açmak için bu öneriyi yapıyor.
- Rapor, kadınların nafaka hakkını evlilik süresi ile bağlantılandırarak kısıtlıyor. “Boşanırsam nasıl yaşayacağım” diye düşünecek kadınları boşanmadan caydırmaya çalışıyor.
- Nafaka kısıtlamasıyla yetinmeyen komisyon, kadınların, 1-2 yıl içerisinde mal paylaşımı davası açmazlarsa eğer, haklarını tümüyle kaybedecekleri yeni bir düzenleme öneriyor.
- Rapor, ilahiyatçıların aile danışmanı olarak görevlendirilmesini öneriyor.
(Eşit-İz, Kazete, Ekmek ve Gül’den yararlandım.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları