Hava hızla kirleniyor, birinciliği İstanbul'a verdiler

İstanbul'da azot dioksit oranı yüzde 50 oranında arttı. Uzmanlar hava kirliliğine karşı uyarıyor.

Yayınlanma: 22.12.2015 - 12:59
Abone Ol google-news

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) uydu haritaları ile son 10 yılda kontrolsüz bir şekilde büyüyen İstanbul’daki azot dioksit oranının yüzde 50 oranında arttığı, yani İstanbul’un havasının kirlendiği tespit edildi. Kirlilik artışı, Ankara’da yüzde 30, İzmir’de ise yüzde 10 seviyelerinde gözlemlendi. Göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, hava kirliliğinin kanser başta olmak üzere kalp ve damar hastalıkları, inme (felç) gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını, ülkemizde her yıl 29 bin kişinin hava kirliliğinden yaşamını yitirdiğini vurguladı.

Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Görev Grubu Başkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Derneği’nin hava kirliliğini ağır kansorejen madde olarak kabul ettiği ve akciğer kanserine yol açtığını açıkladığını anımsattı. Hava kirliliğinin ülkemizde sorun olduğunu, yeni yapılacak 80 kadar termik santralle sorunun daha da büyüyeceğini belirten Çalışır şu görüşlerini dile getirdi: “Partikül Madde (PM) 2.5 diye tanımlanan çok küçük partiküller olan bu kirleticiler yüzlerce kilometre uzağa gidebiliyor. Yaklaşık 800 km. alan etkilenebiliyor. PM 2.5 akciğerin en uç noktasına, küçük keseciklere kadar ulaşıyor ve damar sistemine geçiyor. O zaman da kalp damarına gittiğinde kroner kalp hastalıklarına, doğrudan kalp krizine yol açabiliyor. PM 2.5 çok tehlikeli, kokusu yok ancak ölçüm ile anlaşılır. Türkiye’de 200’e yakın ölçüm istasyonunda PM 2.5 ölçülmüyor. Bir de PM 10 denilen kirleticiler var. Bu da genellikle solunum yolunun üstünde tutuluyor, genellikle bronşit, KOAH gibi hastalıklara yol açıyor. PM 2.5, yanmanın olduğu her yerde ortaya çıkabilir. Örneğin kömürlü termik santrallerden, fabrikaların ve evlerin bacalarından, araba egzozlarından...”

Kirlilik ölçümleri, AB kriterlerinden yüksek

Dünyada her yıl 7 milyon kişinin, ülkemizde ise 29 bin insanın hava kirliliğine bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiğini anımsatan Çalışır, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2014 yılındaki “Türkiye’deki Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu”na da dikkat çekti ve şunları kaydetti:

“Raporda, Türkiye’de hava kirliliğinin 1., 2. ve 3. öncelikli olduğu iller harita ile gösteriliyor. Termik santrallerin de özellikle kirliliğin 1. ve 2. olduğu yerlere yapılacağını görüyoruz. Hava kirliliğinde kötü olan ve riskli olan bu bölgelere yapılan termik santrallerle kirlilik bu illerde, özellikle Marmara, Ege’nin bir kısmı, Batı Karadeniz, İç Anadolu’nun birçok kentinde daha da artacak. Haritada İstanbul’da hava kirliliği sorunu yok gibi duruyor. Bu ölçüm istasyonlarının sıklığı ve sayısı, PM 2.5 değerinin ölçülmemesi ile ilgili. Örneğin Bursa’nın hava kirliliği var. Şehir merkezine kömürlü termik santrali yapacaklar. WHO ve AB’nin kirlilikte ölçüm aldığı sınır değerler ile ülkemizin kullandığı sınır limitleri farklı, ülkemizde kirlilik limitleri için çok daha yüksek değerler dikkate alınıyor.”

 

Binalardaki asbest akciğer ve akciğer zarı kanserine yol açabilir

Son dönemde Kentsel Dönüşüm kapsamında yıkılması öngörülen binaların hemen hemen hepsinin kanserojen bir madde olan asbest içermesi başımıza neler geleceği konusunda da endişelerimizi artırıyor. Doç. Haluk Çalışır, hangi binalarda asbest kullanıldığının bilinmediğini belirterek şunları söyledi:

“İstanbul’daki yapı stoğuna baktığınızda, yıkılacak olan binalar genellikle 20-30 yıllık binalar. Binaların yapıldığı yıllarda asbestin bu kadar tehlikeli olduğu bilinmiyordu ve çok kullanılıyordu. Hangi binalarda kullanıldığını bilmiyoruz. Asbest, binalardaki borularda, izalasyonda kullanılıyor. Bu akciğerlere girdiğinde akciğer ve akciğer zarı kanserine neden oluyor. Bu tür binaların yıkımında çalışan işçiler özellikle tehdit altında.”

 

Hava kirliliğinden korunmak için ne yapmalıyız?

- Termik santrallerinden vazgeçilmeli. Yenilenebilir, çevre dostu enerji kaynaklarına yönelmemiz gerekir (rüzgar, güneş gibi)

- Hava kirliliğinin olduğu dönemlerde astım, KOAH, kalp gibi hastalığı bulunanlar, çocuklar, yaşlılar mümkün olduğunca dışarı çıkmamalı.

- Kirli havalarda kullanılan maskeler çok etkili değil, çok koruma sağlamıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler