Hollanda’da çocukların saltanatı sallantıda

Geçen günlerde ünlü gurme Vedat Milor’un başlatmış olduğu “çocuk kabul etmeyen restoranlar” tartışması sonrasında, Hollanda’da yaşayan Türkiye toplumu arasında, özellikle sosyal medyada bir tartışmadır başladı. Kimileri bu konsepti savunurken kimisi de ayrımcılık iddiasında.

Yayınlanma: 19.12.2021 - 02:00
Hollanda’da çocukların saltanatı sallantıda
Abone Ol google-news

Aslında restoran, toplu taşıma, marketler gibi insanlarla kimi zaman kucak kucağa olduğumuz mekânlarda çocuk gürültüsünden rahatsız olan bu denli fazla insan olması beni şaşırttı. Milor’un anketinde katılımcıların yüzde 71’i çocuklardan arındırılmış restoranların varlığını alkışlarken yalnızca küçük bir kesim bu yeni uygulamaya karşı çıkıyor...

Hollanda’da 2015 yılında kurulan bir eylem grubu, çocukların saltanatına karşı çıkıp çocuksuz restoranları desteklemeye başlamış. Özellikle o yıllardan sonra çocuk gürültüsünün olmadığı yerlerin sayısı da artmış. Aslında Milor’un başlattığı anket ve sonrasındaki tartışmaları okuyana kadar ben de Hollanda’da bu tür bir rahatsızlık olduğunun farkında değildim ve hep çocukların olduğu mekânlardan gürültü korkusuyla kaçarken kendi kendimi suçluyordum. Bu denli fazla insanın huzursuz olması beni biraz olsun rahatlattı. Şimdi kimi restoranlar 14 yaşından küçükleri kabul ederken kimileri saat 17.00’den sonra çocuklu müşteri kabul etmiyor.

TURİZME DE YANSIDI...

Hollanda’da yapılan bir anket çalışmasına katılanların ise yüzde 82.8’i çocukların alınmadığı restoranlara gitmek istediklerini belirtiyor. Üstelik bunların yarıya yakını çocuklu yetişkinler. Yapılan araştırmalardan birisinde sorulara verilen bir yanıtta “Restorana çocuk kabul etmemek utanç verici faşizan bir eylemdir, bu restoran sahipleri yargılanmalıdır” denilirken diğer bir yanıt da şu olmuş: “Ben anneyim, çocuk sevmek başka, katlanmak başka bir konu. Çocuğumuz değerlimizdir ancak el niye çeksin? Gelmiş oraya, iki lokma yiyecek, içecek, sohbet edecek. Ana babalar çocuklarıyla her ortama girmeyiversin.”

Çocuk gürültüsünün olmadığı ortamlarda bulunmanın, özellikle Avrupa’da büyük bir hızla yayılan yeni bir trend haline geldiği görülüyor. Her ne kadar bunu ayrımcılık olarak görenler de varsa, bu kesim gün geçtikçe daha azınlık hale geliyor. Restoranlarda başlayan çocuksuz hayat, çok kısa bir sürede diğer alanlara da yayılmış ve bazı oteller de artık çocuk kabul etmemeye başlamışlar. Hollanda’da yayımlanan kadınlara yönelik Flair dergisinde geçen ay yayımlanan bir yazıda otellerdeki durum ele alınmış. Hollandalılar, neredeyse kutsal sayılan yıllık yaz tatillerini, her geçen gün çocukların olmadığı otellerde geçirmeye başlamışlar. 

Hollandalı tur operatörleri de özellikle Hollandalıların sıklıkla gittiği ülkelerde çocuksuz oteller bulmaya ya da oluşturmaya özen gösterir hale gelmiş. Yıllık 2.5 milyon Hollandalı turistin gittiği İspanya’da artık her beş otelden birisi 18 yaşından küçükleri kabul etmiyor. Çocuksuz otel anlayışı, yıllık 3.5 milyon Hollandalı turist çeken Almanya’da da hızla yayılıyor.

Tren, metro, tramvay, otobüs hatlarıyla Hollanda’da son derece gelişmiş toplu taşıma ağı bulunuyor. Toplu taşıma araçlarına binerken günün nadir saatlerinde ayakta gidersiniz. Binerken itiş kakış olmaz. Ben de işim gereği çok sık Rotterdam’dan diğer şehirlere trenle gitmekteyim. Birkaç yıl önce trenlerin bazı kompartımanlarının camında “stiltezone” yani sessizlik bölgesi yazılı olduğunu gördüğümde çok sevinmiştim. Bu bölümlerde telefon konuşmaları dahi yapılamıyor. Araştırmalarım sırasında konuyu açtığım Oslo’daki sınıf arkadaşım karikatürist Süreyya Aydın, aynı uygulamanın Norveç’te de olduğunu söyledi. Diğer ülkelerde acaba durum nedir? Araştıracağım...

Bilim insanları gürültünün her türünün; fizyolojik ve psikolojik dengeleri bozabilen, iş performansını azaltan, çevrenin hoşnutluğunu ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren bir etkiye sahip olduğu söylemekte.

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon