Adnan Binyazar

Karayel’den üç kitap

12 Şubat 2021 Cuma

Ali Turgay Karayel, 12 yıl kadar önce, öğretmen olduğu İnebolu’da, Sinop’ta, Kastamonu’da konuşma yapmak üzere beni davet etmişti.

Atatürk’ün şapka devrimini açıklamak amacıyla ziyaret gittiği yerlere gidilmez mi...

İlk gün, İnebolu’da ilçenin değişik okullarından gelen öğrencilere yönelik “Kitap okumanın yararları” konusundaki konuşmayı, öğleden sonra da genişleterek yetişkinlere sunmuştum. Ertesi gün öğleden önce Sinop’ta, öğleden sonra Kastamonu’da da etkinliği sürdürmüştüm.

İnsanımıza aydınlığın yolunu açmaya görün, öğrencisi öğretmeni, konuya ilgi duyanıyla onlarca insan, İnebolu’da Türk Ocağı Salonu’nu, Sinop’la Kastamonu’da geniş alanları doldurmuştu.

O gün, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller” yetiştirmeyi bilinçle kavrayan öğretmenleri karşımda bulunca, onların arasında mutlu günlerimden birini daha yaşamıştım.

KARŞILAŞMA

O günden sonra yazma hazırlıkları içinde olduğunu sezinlediğim Karayel’le bağlantımız hep sürdü. Cumhuriyet’te, Varlık-Çağdaş Türk Dili-Öğretmen Dünyası-Sözcükler-Sincan İstasyonu dergilerinde yayımlanan denemelerini okudukça, bir gencin daha yazı dünyasında yerini alacağını düşünerek seviniyordum.

Yazarlık tutkudur; yazma isteği duyanlar, nereden başlayacağını bilip direnirlerse zaman onları varmak istedikleri yere ulaştırır.

Karşılaştırma (Bilgi Yayınları, Ankara 2019) adlı kitabında yer alan, nasılsa gözümden kaçan öykülerini okuyunca, onun o günlerden bugünlere uzun yolları arkasında bıraktığını anlıyorum.

Öykü olaylarla değil, içeriğinin yanında, yazarının, yarattığı kendine özgü üslubuyla değer bulur. Karayel, abartıdan uzak, okurda durgun akışlı ırmakların sessizliğini çağrıştıran ironili üslubuyla yansıtıyor insan gerçeğini. Dünya yazınında bunu, ancak Çehov gibi anlatı geleneğini yenileştiren öykücüler yapmıştır.

Öykü diye olay sıralayanlar çoğunluktadır, iyi bir yazar ise söylem yenililiğiyle kendini kanıtlar. Karayel, kitabında yer alan 24 öyküden en az 10’unda bu düzeye ulaşıyor.

SU BAŞINDA DURMUŞUZ

Karayel, Su Başında Durmuşuz (Yazılı Kâğıt Yayınları, Ankara 2020) deneme kitabına ad olarak, Nâzım Hikmet’in “Masalların Masalı” şiirinden bir dizeyi seçmiş. Bu seçimle deneme türünün bilgilenme-yorumlamakaynak gösterme gibi kurallarını göz önünde bulundurduğunu vurgulamış oluyor.

Denemenin konu alanının ne denli geniş olduğu biliniyor. Her konunun işlendiği deneme bir yönüyle de okuru bilgiye boğmadan sorunları hayatın içine girerek irdelemeyi öngörür.

Konu alanının ne denli geniş olduğu şundan da belli ki üzerinden yüzyıllar geçse de güncelliğini koruyan Montaigne, Denemeler adlı kitabının önsözünde “Eğer mümkün olsaydı karşınıza anadan doğma çıkardım. Kitapta size asla bir şey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiğince size ‘ben’i anlattım. Bana hak vermenizi ya da yargılarınızı da istemiyorum sizden” diyebiliyor.

Karayel’in, “Her insanda insanlığın bütün halleri vardır” diyen Montaigne’i iyi kavradığı belli.

BİR ÇİÇEK YOLUMU KESTİ

Karayel, yaşadıklarını yansıtan Bir Çiçek Yolumu Kesti (Yazılı Kâğıt Yayınları, Ankara 2020) adlı anılarına ad olarak da Cemal Süreya’nın bir dizesini seçmiş.

Yazar bu kitabında, deneme üslubuyla, belleğine kazınan gözlemlerini, izlenimlerini anlatıyor. Bu bağlamda içeriğiyle, üslubuyla, denemeleriyle anıları, neredeyse algının ürünü.

Umarım Karayel, bundan böyle denemelerinin yanında, onu yazarlığının doruklarına ulaştıracağı izlenimi edindiğim öykülerine öncelik verir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları