Adnan Binyazar

Oyuncunun mirası...

01 Temmuz 2022 Cuma

Cumhuriyet, aramızdan 85 yaşında ayrılan Cüneyt Arkın’la yapılan son röportajı oyuncunun öldüğü gün ortaya çıkardı. 

Söylediklerinin ne anlama geldiğini ancak değer bilenler, kişiliğinin mimarı olanlar, kendini var etme bilincine erenler anlayacaktır...     

Posta’dan Oya Çınar’ın “Sağlığınız, ruh haliniz nasıl” sorusunu, “Gayet iyiyim, Allah’a şükür. Yaşlılık tatsız bir şey tabii. Uzaklara gidemiyorum, koşamıyorum, yürüyemiyorum ama okuyorum, yazıyorum...” diye yanıtlıyor. 

Çınar’ın sorusu yaşam felsefesine yönelince, bilgece seçtiği sözcükler dökülüyor dilinden: 

“Ben köy çocuğuyum. Tabiatı çok seviyorum. Şu ağaç var ya, bana bir şeyler söylüyor. Dalına bir kuş gelip konsa, onu saatlerce izliyorum, dinliyorum. Benim hayat felsefemin özü sevgi. (...) Ben tabiata aşığım. Güzel bir atım vardı, adı Sevda’ydı. Şu kedi var ya, ona âşığım...”

Sanki o konuşmuyor, Sait Faik’in özdeyişi andıran sözü ona yoldaşlık ediyor... 

“Sevmek, bir insanı sevmekle  başlar her şey, her şey bir insanı sevmekle biter...”

ATATÜRK VAR YA ATATÜRK!..

Örneğine çok rastlanan, onun bunun yalakası olmadı Arkın...

Akil insan olmasını önerenlere yanıtı, insanlık tarihinin sayfalarından süzülüp gelen özdeyiş değerindedir:    

“Valla insan önce kendi söküklerini dikmeyi öğrenmeli, sonra Türk halkına akıl vermeli, ki o da yanlış... Bana teklif geldi. ‘Türk halkına akıl vermek benim haddime değildir’ dedim. Gereksiz bir şeydi, ne demek akil insan! Ben halkımı iyi tanıyorum, yol göstermeni ister, öğüt vermeni değil. Yap demekle olmaz. Senin önce onu yapıyor olman gerek...”

Çınar, milliyetçi olup olmadığını sorduğunda, verdiği yanıt, Atatürk’ü mezarında rahat ettirir! 

“Tabii, milliyetçiyim. Nasıl olmam! Benim babam Kurtuluş Savaşı gazisi. Öyle bir babanın oğluyum ben. İstiklal Savaşı gibi bir savaşımız olmuş. Kahramanlarımız var. Atatürk var ya Atatürk! Onun üzerine insan yok. Dehasının üzerine deha yok. Genel kültürü, siyasi ve askeri dehası... Ecdadımızı bilmeliyiz, tanımalıyız. Onlara sahip çıkmalıyız. Kaç yıllık bir tarihi birikimi var benim ecdadımın. Dünyada Türk milleti kadar tarihi birikimi olan başka bir millet yok. Bunları bilir, özümserseniz, milliyetçi olmanız zaten kaçınılmazdır.” 

İlyas Salman Hızır gibi yetişerek tanıyı koyuyor: 

“Şah damarını kessen Mustafa Kemal akardı...” 

İtalya’da Arkın ile çektikleri bir filmi anlatan birlikte çalıştığı arkadaşı Türker İnanoğlu’nun şu anısı, onun yurtseverlik belgesidir: 

“Roma’da film çektik. Cüneyt, seyirciler arasında ‘çok güzel bir adam var’ diye yayıldı. Yapımcılar ve yönetmenler sete Cüneyt’i izlemeye geliyordu. Cüneyt’e teklifler de geldi fakat o oralarda çalışmayı istemedi. ‘Ben ne yaparsam kendi memleketimde yaparım’ dedi.”

İŞTE İNSAN!...

Sözlerini şöyle sürdürüyor İnanoğlu: 

“Set aralarında, yemek arasında top oynardık. Yine o günlerden birinde top göğsüme geldi, nefes alamaz duruma geldim. Cüneyt yanıma gelerek bana nefes antrenmanı yaptırdı, beni hastaneye götürerek hayatımı kurtardı!”

İNSAN YÜREĞİNE YOLCULUK

Rol aldığı her filmde ustalığını gösterdi. Nice oyuncu onunla oynamaya can attı. Dedikodularla kendini yıpratmadı. Bilim insanı sorumluluğunu ömrü boyunca taşıdı. İnanoğlu örneğinde olduğu gibi, oyunculuğunu bir yana bıraktı, kırk yıllık doktor oldu, soluk aldırarak İnanoğlu’nu cana getirdi. 

Gazete çalışanları, TV programcıları haberi, onun ölümüne gözyaşı dökerek verdiler.

Cüneyt Arkın, toplum vicdanında sanki ölmedi, yüreklerde uzun yolculuğa çıktı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları