Adnan Binyazar

Pilattiler ailesi

16 Temmuz 2021 Cuma

Yoksul ya da varlıklı, insanın ne gibi değişimlere uğrayarak yürek yakan acılar çektiğinin özüne varmak istiyorsanız, elinizdeki ivedi işleri bir yana bırakıp bir kitapçıya koşun, Ayfer Tunç’un son romanı Osman’ı (Can Yayınları) okumaya başlayın. Birkaç sayfa sonra, trafik kazasında ölen Osman’ı tanıyanların tanıklıkları sizi yaşananların ardındaki sarsıcı olaylarla yüzleştirecektir. 

Bu arada, birkaç dakikalığına da olsa, birkaç satır sonra, Osman romanında yer alan, “azınlık”tan saydığımız erdemli bir cam tüccarının onurlu dünyasında yaşatacağım sizi... 

OLUŞUMLAR     

21’inci yüzyılda bile azınlıklara karşı dışlayıcı tutum takınıldığı olaylar yansıyor gazetelere. Türkiye, azınlıkları olan bir ülkedir. Kurtuluş Savaşı boyunca, işgal orduları, yüzyıllarca birlikte yaşadığımız Ermenilerle Rumları kışkırtmaya kalkmıştır. Özellikle Ermeniler, bir dönem, kitlesel eylemlerini, Dışişleri görevlilerini öldürmeye kadar vardırmışlardır. 

1915’te Ermeni -Türk çatışmasını, sözde dostumuz ABD olmak üzere birçok devlet, hiçbir belge ileri süremeden, “soykırım” sayarak Türkiye’yi suçlu duruma düşürmeye çalışıyor. 

Oysa ABD’nin, Kızılderilileri tarihten silmek için giriştiği savaşlarda akıttığı kanlar, insanlığın vicdanında henüz kurumamıştır. Bu çağda bile bir zamanlar kara derililere uygulanan öldürücü işkenceler, ABD güvenlik güçlerince daha ağırıyla sürdürülüyor.

CAM TÜCCARI 

Türkler tarihsel süreç içinde, özellikle Kurtuluş Savaşı döneminde nice ihanete uğranmalarına karşın ülkemizde yaşamı paylaşan azınlıkların koruyucusu olmuştur. Ayfer Tunç’un Osman romanında yaşanan bir olay, Türkiye’deki azınlıkların, işgalcilerin kışkırtmalarına karşın, onların arasında, yaşamsal bütünleşmeyi sağlayanların, güvenlik içinde özgürce yaşadıklarını kanıtlamaya yeter:  

“Pilattiler cam ve ayna ithalatçısıydılar, Venedik aynaları getirirlerdi bilhassa. Dolmabahçe Sarayı’nda onların aynaları hâlâ durur mesela. Sadece Türkiye’de de değil, Mısır, Ürdün, Lübnan, İran, Ortadoğu’nun bütün saraylarında, büyük ailelerinin konaklarında hep onların aynaları vardı bir zamanlar. İngilizler İstanbul’u işgal ettikleri zaman işgal komutanı, onların Pilatti Apartmanı’ndaki dairelerine ziyarete geliyor. Bu şandölyenin altındaki masada oturuyorlar. Baba Edmondo Pilatti İngiliz komutanın maksadının İstanbul Lövantenlerini kendi taraflarına çekmek olduğunu anlayınca, ‘Benim atalarım üç yüz sene önce bu topraklara gelmiş, üç yüz senedir bu topraklarda yaşıyoruz, atalarımızın anayurtları gibi sevdiği topraklara ihanet etmeyiz!’ diyor ve komutanı evinden kovuyor.” (s. 80)

Tarihte büyük başarılara, içinden düşmanlık duygusunu atan yaratıcı kişilerce varılmıştır. Hiç umulmadık dönemlerde toplumlarda Abraham Lincoln gibi üstün yetenekli bir öncü çıkar, eşitli düşüncelerini uygulayarak köleliği tarihin çöplüğüne gömüverir. Bilimde-düşüncede-sanatta-edebiyatta, teknikte de geçerlidir bu. 

Atatürk dehasını ateşleyerek güçsüzlükten güç yaratarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış, bütün devlet adamlarını şaşkına çeviren bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

BARIŞ BİLİNCİ

Ayfer Tunç, Osman’da okuru olaylarla avutmuyor, değişimlerin yarattığı gelişimleri, yaşam boyunca unutulmayacak sahnelerle canlandırarak bilince dönüştürüyor. Pilatti alıntısında da görüldüğü gibi, toplumlarda hiç umulmadık dönemlerde halk arasından Edmondo Pilatti gibi gerçeği görenler çıkar, barış duygusunu yaşamın temel ilkesi sayarak dünyadan önyargıları, kini, nefreti, sevgisizliği, düşmanlığı silip süpürür.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ağıt toplumu 13 Aralık 2024
Anılar yumağı 6 Aralık 2024
Fotoğrafı buzlamak 29 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları