\n\n\n

Şükrü Saracoğlu’nda yine Selçuk’un olmadığı ve Hamit’in de yedek soyunduğu ilk 11’le çok gergin bir başlangıç yaşadık. Estonya’nın sert ve fiziğe dayalı mücadelesi bir ara bizi korkutsa da 19. dakikadaki kırmızı kart (Jaager) oyunun bizim açımızdan en büyük avantajı oldu. Burak-Umut ikilisini sol kanatta Sercan, sağ kanatta serbest Arda ve Gökhan Gönül destekledi. Orta alanda Mehmet Topal ve Emre’nin kazanma arzusu yüksekti. Ne var ki gole dek çok gergin olan takımımız ikinci yarıda rakibin de eksik olmasını değerlendiren bir rahatlık ve bilinçli paz yüzdesinin yüksekliğiyle oynadı. Kaliteli ataklarımız önce Umut, sonra da oyuna giren Selçuk’un Avrupai vuruşlarıyla gole dönüştü. Bu gollerin özelliği kanatlardan gelen bilinçli gol ortalarıydı.

Gerçekçi olmak gerekirse bize rakip olamayacak Estonya’nın 10 kişi kalması sonuç üzerinde etkin rol oynadı. 10 kişilik rakibimizin tek şansı olan fizik mücadele, ikinci bölümdeki tempo ve teknik üstünlüğümüz karşısında zayıf kaldı. Defansına yaslanarak hiç atak yapamayan Estonya, grubumuzun zayıf takımlarından olduğunu gösterdi.

Her şeye karşın ilk yarım saatte Semih ve Ömer’in kademe hataları bizi endişelendirdi.

Beklenen sonuçla grubumuzda Hollanda’dan sonra varız derken bazı eksik ve sıkıntılarımızın da en kısa sürede giderilebileceği umudundayım. Oyunun en ilginç görüntüsü bana göre Emre’nin golden sonraki sevinç seremonisindeki davranışı ve arkadaşlarını kutlamaya davet ediş şekliydi.