C Grubu’nda 3 takımın durumu son maçlara kaldı. Aslında grubun tüm takımları farklı futbol sunumlarıyla renkli bir görüntü çizerek izleyenlerin dikkatini çekti. İtalya, kendi savunma ekolüne 3-5-2 dizilişiyle Pirlo’nun önderliğinde ayrı bir mücadele örneği sunarken; Hırvatistan daha etkin, canlı ve kazanmaya en yakın 90 dakikaları oynuyor. Cassano bazen süratine, Balotelli de vuruşlarına denge katsa kolay kazanacaklar. Pirlo’nun attığı frikik ne kadar güzelse, Mandzukic’in golünde de başarılı savunma oyuncusu Chiellini’nin zamanlaması o kadar hatalıydı. Oyun bu gollerle son karşılaşmaya taşınacak bir skorla 1-1 bitti.

İspanya, 4. dakikada Torres’in kendine özgü stiliyle attığı golle maça başlarken İrlanda karşısında rahatladı. Pas trafiği ve baskıdan karşı kaleye gitmekte zorlanan İrlanda Cumhuriyeti çok hafif kaldı. Ama İspanya çok pozisyona girse de bir o kadar kaçırıyor. İzleyenleri dahi atamadığı goller nedeniyle yoruyor. David Silva, Iniesta, Xavi hatta Pique dahi gol atmak için oynadılar. Given, kalesini çok iyi korudu. Ne var ki farklı ekolün ve üstün top tekniğinin cambazlarına tek başına karşı koyamazdı. Skor, futbolcuların önemsemeyeceği kadar net ve istikrarlıydı. Ama “Şu ana kadar en etkili ve becerili futbolcu kim?” diye sorsanız, önce “Mesut Özil”, sonra da “Iniesta” derim. 90 dakika boyunca baskılı ve baş döndüren pas yüzdesiyle mücadele eden İspanya karşısında İrlandalılar galiba eski Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster’in aklımızda kalan sözünde olduğu gibi 1960’ların futbolunu oynadı.

\n\n