Başlığa bakıp önyargılı olduğumu düşünebilirsiniz. Aylardan beri takım oyununu oturtamayan Beşiktaş’ta dün gece Guti sahadaydı. Kâğıt üstünde nereden baksanız favoriydi ev sahibi. Ne var ki fizik gücü olmayan Guti’li orta sahada Ernst yine kulübedeydi. İlk golü yiyene dek Holosko’yu hatırlayan olmadı. Siyah - Beyazlılar önceki maçlarına oranla, Kayserispor ile daha canlı, kora kor mücadeleye girdi. Ancak Sarı - Kırmızılılar planlı oynadı ve kazanma arzusundaydı.

Daha 1. dakikadan itibaren Rüştü’nün sakatlana kadar yaptığı en az 2 kurtarışını gözlemledik. Orta alanı ele geçiremeyen Beşiktaş, Carvalhal’ın korktuğu ve özel önlem alacağını söylediği Amrabat’ı durduramadı. İlk gol, onun pasıyla Furkan tarafından atıldı. Daha sonra Guti’nin yerine gol adamı olarak oyuna giren Holosko’nun takımı kurtarır düşüncesi çok amatörceydi. Çünkü Beşiktaş’ın ana sorunu takım olamama ve buna bağlantılı ikinci bölgede top kazanma gücünün yetersizliğiydi. Kayserispor, bu eksikliği son 20 dakikada değerlendirerek 2. golü bulduğunda; tribündeki Beşiktaşlı taraftarların protestoları yağan yağmura karışıyordu.

İşin gerçeği şu ki; Beşiktaş, futbolcularından yararlanmasını bilmiyor, yıldızlarını takım haline getiremiyor. Bunu sezon başından beri yinelemekten yorulduk. Defansta, orta alanda rakibin çabuk çıkan oyuncularını kontrol eden ve topu kazanmasını bilen düşünce eksikliği; Beşiktaş’ın atak yapma şansını da azaltıyor. Siyah-Beyazlılar herkesin umut ettiği futbolu oynamadığı gibi oynayacağına dair de bir grafik çizmiyor. Bunu sadece Guti’ye bağlamak yanlış olur. Gördüğümüz kadarıyla da Guti ve Ernst, hatta Holosko, kayıp oyuncular kervanına katılmış. Bu saatten sonra Carvalhal’ın Beşiktaş’ı beklenen yere taşıması zor gibi görünüyor. Dün gece Fiyapı İnönü Stadı’nda tribünleri doldurmayan taraftarlar da bu gerçeğin farkına vardıklarını ilan etti.