\n

Oyunun başından itibaren gol yediğimiz ana kadar hepimiz galibiyetten emindik. Çünkü oyunun kontrolü devamlı bizdeydi. Özellikle Onur’un müthiş kurtarışı ve direkten dönen toptan sonra ilkyarının son 5 dakikasında akıl almaz goller kaçırdık. İkinci yarıya daha hırslı başlayan takımımız, tüm umutlarını Arda’nın getirdiği toplara ve Burak’ın vuruşlarına bağlamıştı ve golü de bu şekilde buldu. Ne var ki o ana kadar sadece Szalai ile gol arayan Macarlar, oyun anlayışını değiştirerek kalemize gelmeye başladı ve çok çabuk da skoru eşitlediler. Yediğimiz bu gol, gruptaki tüm umutlarımızı sona erdiren bir darbe oldu.

Şenol Güneş’ten sonra ulusal takımımız, dünya kupasına katılamama tersliğini yine aşamadı. Kendi sahamızda kâğıt üzerinde güçlü olan kadromuz, temposu düşük oynadığı için ve golü de sadece Burak’tan bekleyen bir taktikle mücadele ettiğinden, rakiplerimiz hata yapmadıkları sürece gol atma şansımız ne yazık ki çok zor. Kanatlarda ve orta alanda hiçbir top kullanımıyla ve rakibi çökertecek agresif baskıyla oynamamamızın bedelini, kaygan sahada daha ustaca değerlendiren genç Macaristan, istediği puanı alırken Abdullah Avcı’da dahil bizleri dünya kupasından uzaklaştırarak umutlarımızı kararttı. Tribünlerdeki heyecan sahada yoktu. Normal bir lig maçı temposunda orta alanda sadece Selçuk’un gayretiyle ve atakta da Arda’nın yaratıcılığıyla maç kazanma arzumuz bir taktik cılızlık gösterdi. Sadace Burak’ın bilinen pozisyonlarındaki gol şansı Macar savunmasının ve dikkatli ve şanslı hamleleriyle bize dram olarak yansıdı. Söylenecek fazla bir şey yok. Biz ağıtlar yakarken atı alan Üsküdar’ı geçiyor...