Artık transfer durmak bilmeyen bir hız kazandı. Paran olsun olmasın “Endüstriyel Ustalar” futbolcu ve teknik adam getirip götürmede kulüplerin ihtiyacı olmasa da yaratılacak kamuoyu gücüyle gündem oluşturup kadrolara müdahale edebiliyor. Baskı yüksek tempoda saha dışında daha çok ve hareketli. Bize düşen gördüğümüz ve olasılıkları yansız yorumlamak.
Dünyada oyuna girer girmez topa ilk vuruşuyla gol yapan ve ikinci buluşmasında da ikinci golünü yapan futbolcu görmüş olamazsınız! Ama Beşiktaş, Kagawa ile bize bunu yaşattı. Hepimizin 10 dakikada futbol pasını ve kirini aldı. Fenerbahçe’de Moses takıma hız ve pozisyon üretirken teknik adamın da tekdüzeliğine son verdi. Oyunda yaratıcı ve kalite farkı yaratan futbolcu örneğini şimdi görmek lige heyecan getirecek şampiyon olma şansı getirmese de kimi takımlara! Galatasaray bu konuda Alanyaspor karşısında bekleneni vermese de önümüzdeki haftalar çok şey değişebilir. Ve ama lider yoluna devam edecek görüntü öyle!
Bu transferler teknik adamların bazı futbolcuların da gitmesiyle kadrolarına yeni taktikler getirmesini sağlarken zorlama ile başarı ve doğruların da olabileceği gerçeğini getirdi. Kadro ve kalite değişimi ligin başlangıcıyla ikinci yarı takımlara fark olarak yansıyınca puan olarak da etki yapacak. Skoru değişik sonlar bekliyor bazı süreçlerde takımları. Bunun nedeni örneğin Kagawa gibi oyunun bir bölümünde şık ve zarif unutulmaz görüntülere neden olurken 90 dakikalık süreçte de doyumsuz anlara neden olacak.
Başakşehir’in sahadaki futbol başarısının sadece bu sezonki gücüyle değil, bana göre istikrar ve sabır örneği veren değerli öğrencim Abdullah Avcı’nın da payı ile olduğunu hatırlatmak isterim. Son yıllarda en başarılı bu teknik adamı zorlayan ana neden kadro şişkinliğiyle bazı olması gereken önemli futbolcuların ilk 11’de yer bulamamaları sonucu kaybolma tehlikesidir. Bunu kendisi de bilir ki beraber yaşadığımız geçmiş yıllardaki bazı zorunluluklar ile futbolun içindeki tüm takımları zorlayan doğallıktır. Küsen oyuncu sayısı işi ucundan tutma gerçeğini getirdiği an ihtiyaç duyulduğunda performans düşüklüğü gösterir. Adı geçen nedenle futbolcunun tek gerçeği sadece parası değil takımda ilk 11’de görev alması samimiyetidir. Futbolcuyu teknik adam değil formu ve forma talebi takıma koyar. Maalesef ülkemizdeki çok sesli futbol dışı kakafoni sahibi ortam egoları devreye sokup ani düşüşlere ve tepkilere de neden olup kimi kadroların çökmesine, teknik adamların gitmesine hatta futbolcunun kaybolmasına neden olmaktadır. Bu yolla takım içi bütünleşme veya zıtlaşmayı da bilmeyenler daha sonra medyaya sızan sözcükler ve davranışlarla kimi kafa ütüler, kimi de imtiyazlı formanın güvencesine sahip olur. Bunun VAR’ı yok! Her şeyin skora endeksli olduğu karışık ortamımızda çok saf ve temiz olan kişilerin de harcandığına, bazen de imtiyaz sahibi olma farklılığını görmekteyiz. Özellikle sap ile samanı karıştırmadan hiç olmazsa önümüzdeki süreçte tam bir saha mücadelesi görmek ve futbolun verdiği oyun zevkini yaşamak hakkımızdır. Son haftanın içinde yer alan 10 dakikalık oyundaki Kagawa bizlere bunu yaşatırken aklıma Quaresma’nın son haftalardaki kaprisli kırmızı kart inadı geliyor! Özetim odur ki bazı teknik adamlar zorunlu olarak transfer güdümünde olması gereken yeni taktikleri kullanırken farkında olmadan futbolcuya dayalı bir sistem bilmecesine düştüler ve düşecekler! Göreceğiz hep birlikte!