Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Hangi Atatürk'ü Yeniden Okurken...
Attilâ İlhan’ın İş Bankası Kültür Yayınları’nca basılmakta olan bütün eserleri arasında yer alan “Hangi…” dizisinde yer alan kitapların ortak özelliği, çok zengin bir belgesel malzeme temeline dayanmalarıdır. Yazar, ele aldığı bütün konuları bu belgelerin rehberliğinde yorumlar.
\nSon zamanlarda, “Hangi Atatürk” adlı kitabın Şubat 2012’de yapılan 10. baskısını yeniden okurken, özellikle bugünün gençleri için tavsiye niteliğinde olmak üzere, kafamda bir üçlü tasarladım. Bu üçlünün ilk iki kitabı olan “Özgürlük Mücadeleleri Tarihimiz / Devrimin İlk Karşıtları” ve “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay”, değerli araştırmacı Alev Coşkun’a ait ve Cumhuriyet Kitapları arasında çıktı. Bu iki kitabın arkasından “Hangi Atatürk” de okunduğunda, 31 Mart’tan günümüze uzanan geniş yelpazede genç zihinlerde şekillenen pek çok soru cevaplarını bulabilecektir.
\nÖrneğin, artık dosyası kapanan “Avrupa Birliği” serüvenimizden kaynaklanan/kaynaklanması gereken sorular gibi.
\nAvrupa Birliği’ne girmek, bizim iklimlerimiz bağlamında daha en başından bir düştü; ama bu düş, yoluna hep yanılsamalarla kuşatılmış olarak devam etti. Örneğin, “Biz zaten Avrupalıyız, o yüzden bu birliğe girmemiz normal ve zorunludur” şeklindeki sav, yanılsama olma niteliğini hep korudu. Çünkü coğrafi konumu açısından Avrupa’nın alt ucuna takılı olan bu ülke, kültürel yapısı bakımından hiçbir zaman “Avrupalı” olmadı. Olamazdı da. Çünkü geçmişinde Rönesans’ın ve Reform’un kıyılarına bile yaklaşmamış, Aydınlanma’yı hiç tanımamış, Sanayi Devrimi’ni ve bugün “Bilimsel Devrim” diye adlandırılan hareketi yaşamamış bir ülkenin ve toplumun “Avrupalı” olabileceğini düşünmek, ancak tarihi hiç bilmemek ya da hep yanlış okumak anlamına gelebilirdi.
\nÖte yandan, 1923’te tarihin sahnesine adım atan genç bir Cumhuriyet’in yapay bir kültürel aşılama ile Avrupalı olması da zaten hiç gerekmiyordu. Ama bu Cumhuriyet, tarihin gördüğü ilk antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’nın, yani “Milli Mücadele”nin ardından, adım attığı dünyada “uygar” olmayı başararak sağlam bir yer edinebilirdi. Çünkü uygarlık, tarihsel kökenlerinin yerine yapay bir operasyonla başka kökenleri geçirmekle değil, fakat ancak insanlığın geldiği noktada nasıl bir düzen kurduğu takdirde “daha insanca” sayılabileceği üzerinde bilimin rehberliği aracılığıyla düşünülerek erişilebilecek bir hedefti.
\nMustafa Kemal, bu yolu seçtiği içindir ki tarihin sayılı devrimcileri arasındaki yerini aldı. Onun yolunu Attilâ İlhan, kitabının ilk satırlarında şöyle özetler: “Mustafa Kemal’in, iç içe üç büyük eylemi var: Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun ümmet aşamasından ‘millet’ aşamasına dönüşümü…”
\nPeki, ilk iki eylemi bütünüyle gerçekleştiren, üçüncüsünün de temellerini çok güçlü biçimde atan Mustafa Kemal’den sonra yolumuz neden bugünlere uzandı? Konuyu sürdüreceğiz.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'