Yurtdışında darbeyle ilgili şüphelerin nedenleri
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Yurtdışında darbeyle ilgili şüphelerin nedenleri

14.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir ay geçti. Başarılı olması halinde ülkeyi büyük bir felakete
sürüklemiş olacak bu kanlı, canlı askeri darbeyi pek ciddiye almayanların, iktidarın olağanüstü yetki elde etme bahanesiyle yazdığı bir oyun olduğunu iddia edenlerin veya söylemeseler de böyle düşünenlerin sayısı, özellikle yurtdışında az değil. Bunun birçok nedeni var.
Birinci ve en önemli neden, 15 Temmuz öğleden sonra ile gece yarısı arasında yaşananlar konusunda rivayetin hâlâ muhtelif olması. Darbe girişiminin açığa çıkmasından itibaren tam ne yaşandığı, darbecilerle pazarlık yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa bunu kimlerin yürüttüğü, Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminden tam ne zaman ve kimin aracılığıyla haberdar olduğu gibi konularda, çoğu iktidar partisi kaynaklı farklı, hatta birbirine zıt bilgiler gelmeye devam ediyor. Darbe mağdurluğunu mutlaklaştırmak ve tek bir günah keçisi yaratmak için kasıtlı biçimde üretilen bir muğlaklık bu. Ama iktidarın darbeyi önceden haber alıp mahsus engellemediği inancını besliyor. Bu muğlaklık devam ettiği sürece de beslemeye devam edecek.
İkinci neden, darbecilerin askeri kanadında gözaltına alınan, tutuklanan, ordudan atılan subayların hepsinin FETÖ damgasıyla damgalanmaları. Darbenin sivil kanadında Gülen cemaati örgütünün bazı kilit isimleri dışında pek kimsenin yer almamış olması güçlü bir olasılık. TSK içinde darbeye doğrudan ve bilerek katılmış veya uygun zamanda katılmak üzere süreci yakından izlemiş subayların önemli bir kısmının Gülen cemaatiyle bir ilişkisinin olmaması da bir o kadar güçlü bir ihtimal. TSK içindeki darbe zanlılarının istisnasız hepsinin, merkezinde Fethullah Gülen’in olduğu teşkilatla bir ilişkisi olduğuna inanmak çok zor. Bu, darbenin önemini, ciddiyetini, vahametini azaltmıyor. Tersine arttırıyor. Buna karşılık iktidarın toptancı FETÖ yaklaşımı, darbenin hazırlanması ve eyleme geçmesi konusunda birçok karanlık nokta bırakıyor. Soru işaretleri çoğalıyor.
Üçüncü neden, darbe sonrasında başlatılan çok büyük temizlik operasyonu ve hemen ortaya çıkan listeler. Gülen cemaatinin yasadışı eylemlerine ve örgütlenmesine yönelik bir terör örgütü soruşturmasının darbeden takriben bir yıl önce başladığını bilmeyen çoğu yabancı, gözaltına alınacak veya görevden uzaklaştırılacak kişiler, kapatılacak kurumlar listesinin hazır olmasına şaşırıyorlar. MİT başkanının tutuklanması girişiminden hatta ondan da önce, TSK’nin elindeki dinleme aygıtlarının hangi kuruma devredilmesi kavgasına kadar geri gitmek gerekiyor.
Bununla beraber, kamu kurumlarını ve sivil toplumu FETÖ’den arındırma operasyonunun, barış bildirisini imzalamış akademisyeni, Alevi öğretmeni, demokrat hâkimi, solcu memuru kolayca işten atma vesilesi olarak kullanması da, darbe ile ilgili soru işaretlerinin artmasına neden oluyor. Bu arındırma operasyonunun, Gülen cemaati ile ilişkisi somut bir suç teşkil etmeyen kişileri esas olarak kapsıyor olması da başarısız darbe girişiminin vahametini gölgeliyor.
Dördüncü neden, Gülen cemaatinin yurtdışında medya ilişkilerinin devam ediyor olması. Ancak bunun etkisi abartıldığı kadar büyük değil. Diğer nedenlerin varlığı, bu medya ilişkilerinin göreli etkili kalmasına neden oluyor. Türkiye’de medyaya düzenli sızdırılan itirafçı tutanaklarındaki abartılı ifadeler, bazı ifadelerin işkence veya kötü muamele sonucu alındığına dair ipuçları, kısıtlanan savunma hakları gibi gerekçeler, darbeyle ilgili FETÖ suçlamasını yurtdışında kısmen itibarsızlaştırmaya yarıyor. Aslı Aydıntaşbaş’ın belirttiği gibi, Gülen cemaatinin devlet ve toplum içinde elde ettiği konumu Batılı gözüyle anlamak ve buna inanmak zaten imkânsız. Sızma kadar iktidardaki güçlerle elbirliği içinde adam yerleştirme, ayrıcalık elde etme, maddi ve manevi destek alma olarak gerçekleşen bu uzun sürecin açıkça ortaya dökülmesi gerekiyor. Bunun hukuki sorumlularının yargı önünde hesap vermesi kadar, siyasal sorumlularının da kamuoyu önünde hesap vermesi, yaşananların Da Vinci Şifresi kıvamında bir fiksiyon olmadığının anlaşılması için şart.
15 Temmuz darbesini savuşturduktan sonra AKP iktidarının bunu fırsat bilip, normal koşullarda gerçekleştirmesi mümkün olmayan veya çok zor olan devletin baştan ayağa kendi siyasal-toplumsal tahayyülüne uygun biçimde yeniden yapılandırması projesini paldır küldür hayata geçirdiği bir gerçek. Ama bu gerçek, başarısız kalmış darbe girişiminin iki tarafın elbirliğiyle sahneledikleri bir tiyatro piyesi olduğu anlamına gelmiyor.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018