Şu günlerde basketbolda tempo o kadar yüksek ki düşüncelerimi toparlayamıyorum. Bu durumda tek yapabileceğim şey, aklıma gelenleri sıralamak olabilir. O halde.. Haydi gelin! Bazı sorulara birlikte yanıt arayalım…

Ne dersiniz dostlar? Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Cafe Crown serisi sanıldığı gibi 4-0 mı bitecek? Ben son (Banvit) maçında Galatasaray’ı çok beğendim. Fenerbahçe ise kazanırken bile iyi oynamıyordu. Form ve tempo avantajı Galatasaray’da gözükürken Fenerbahçe kadrosunun üstünlüğü tartışılmaz. Bakalım ne olacak?

Sizce dostlar... Fenerbahçe’nin birkaç gün fazla dinlenmiş olması avantaj mıdır yoksa dezavantaj mı? Ben bu sorunun yanıtını bilmiyorum. Bilen varsa beri gelsin. (Meraklısı için: Arka arkaya oynanan maçlar bir takım için avantaj olabilir. Buna karşın belki size paradoksal gelebilir ama ‘basketbolda dinlenmek çok zordur!’)

Bir soru daha: Bu maçlara rakip takım seyircisi alınmalı mı alınmamalı mı? Yanıt kolay: Kesinlikle alınmamalı! Tamam. Alınmamalı da.. Doğru olanı bu mudur? Söyleyin bana lütfen: Ülkemizde bu güzellikte bir play - off serisi kaç yılda bir oynanır? Benim anımsadığım son seri 26 yıl önce oynanmıştı. Bir 26 yıl daha mı bekleyeceğiz bu maçları canlı ve ‘birlikte’ izleyebilmek için? Fenerbahçeliler kendi sahalarındaki maçlara, Galatasaraylılar da kendi sahalarındaki maçlara gidebilecekler. Ayrı ayrı.. Yani.. Kendin pişir kendin ye! Rekabet bile paylaşılmadıktan sonra yavan geliyor bana ama ne yapalım. Ülkemizin gerçeği bu!

Şimdi de komplo teorisyenlerine bir sorum var: Söyleyin bakalım efendiler! Federasyon bu seriye hakemler eliyle ‘bulaşır’ mı? Eğer bundan önceki maçlara ‘müdahale’de bulunduysa bunlara da kenarından köşesinden ince düdüklerle ‘dalabilir’ ama.. Durun bakalım. Bir yanda Fenerbahçe diğer yanda da Galatasaray varken bu işler öyle kolay olmaz. Evet! Biliyorum: Fenerbahçeliler dışında kimse istemez bu finalin 4 maçta bitmesini ama.. Zor oyunu bozar!. ‘Birileri’nin elinde olsa bu seriyi 4-3’e kadar sürdürürdü belki ama.. Bekleyip göreceğiz.

Neyse! Daha fazla ortalığı bulandırmadan bu yazıya noktayı koyalım. Dedik ya: Bekleyelim ve görelim…

\n\n