Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk'ü Silmenin Rekor Bedeli
“Sultanahmet Camisi dolmadan, Ayasofya’ya sıra gelmez!” diyerek şaşırttı.
Ama aynı akil tutumu Atatürk Havaalanı için nedense göstermedi.
Her ülkede yeni havaalanları açılıyor.
Ama eskisi hizmete devam ediyor.
Paris’te Charles de Gaulle açıldı.
Ama Orly kapatılmadı. Londra’da Heathrow’dan sonra iki havaalanı daha açıldı.
Heathrow genişletilerek hizmete devam ediyor.
Atatürk Havaalanı çevresi kapasitesi bakımından, yeni alana gerek bırakmayacak kadar hem fiziksel hem de daha ekonomik bir kapasiteye sahip.
Yeni pistler Florya’ya, Güneşli’ye kadar istimlakler yapılarak çok çok ucuza hizmete sokulabilirdi.
Çünkü, 1980’de havaalanının çevresine konulan 400 metre imar yasağı kaçak inşaatlarla delinmişti.
Bugün alanın çevresini saran lüks yapıların büyük bir bölümünün iskân izni yok. Çok düşük bedel ile istimlak edilebilir ve kuzey-güney pistlerine paralel yeni pistler açılabilirdi.
Yakındaki askeri havaalanı da geçenlerde devralındığına göre, ülkenin 25 yılı ipotek altına sokulmazdı.
(Hem bu konuda Apo’nun da nezaketen onayının alınması gerekmez miydi? Gelecek 25 yıldan söz ediyoruz!)
Muhalefet ise “Dev yatırımlara ve hizmetlere karşı çıkıyor!” suçlamasına maruz kalmaktan korkuyor...
Bu akıl almaz savurganlığa nedense sesini çıkarmıyor.
Tayyip Bey ise bu arada “İşi yerli işadamlarımıza verdik!” diye kendine “ulusal paye” çıkartmak istiyor.
Keşke yabancı işadamlarına verseydi!
Hiçbirisi “Atatürk Havaalanı’nı kapatma şartı” koymayı akıl edemezlerdi.
Çünkü ne Paris’te, ne Londra’da, ne de New York’ta yeni alan açılınca eskisi kapansın diye bir şart öne süren çıkmadı!
Ancak bizim yerliler iktidarın ciğerini bildikleri için “Atatürk Havaalanı”nı kapatma şartı ile iktidarın ağzına hemen bir parmak balı çalıverdiler.
Belki biraz masraflı oldu.
Atatürk’ü uluslararası arenadan silmeye ve 26 milyar Avro’ya...
Demek değiyor!
(NOT: Atatürk Havaalanı kapatılacağına göre adının, yeni havaalanına verilmesinde bir sakınca yok. Bu husus şimdiden ilan edilmez ise maksadın planlanan “mega-rant”tan daha karanlık olduğu ortaya çıkacaktır! )
Kahvenin Hatırı Varsa!..
Hürriyet’te köşe de yazan Dr. Mehmet Öz, Amerikan televizyonunda, bizim kahveye “Yunan Kahvesi” diyerek herkesi üzdü.
Doktor olan babası ise oğlunu savundu:
- “Oğlumun TV’de söylediği her sözcük hesaplı kitaplıdır. O programın arkasında en az 150 kişilik kadro var!”
Belli ki, o kadroda sponsorlar da var...
Yani, bir iki Türk işadamı olsaydı, kahveyi kaptırmayacaktık!
- “Pekiyi, kahvemizi ‘Yunan’a peşkeş çeken’ Dr. Öz cezasız mı kalacak?”
Bunu da “Türkiye Türklerindir” sözünü bayrak edinmiş Hürriyet düşünsün.
Dr. Öz’ün köşesinin adını “Kahve Türklerindir!” diye değiştirtebilir.
En az 40 reçeteyi “Yaşasın Türk Kahvesi” diye imzalama şartı koyabilir.
Laf dinlemezse, Dr. Öz’ü kapıya da koyabilir...
Top Hürriyet’te!
Zenginin Malı Maliyecinin Çenesi..
Nankörlüğün gereği yok.
Türkiye zenginleşiyor.
Son on yılda “dolar milyoneri” sayımız Japonya’yı da İngiltere’yi de geride bıraktı.
Ama bizim zenginlerimiz bununla iftihar edeceklerine utanıyorlar.
Ki bu yılın vergi rekortmenlerinden birçoğu isminin açıklanmasını istemiyor.
Yine de umalım ki, milletteki “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz!” inancından olmasın!
Deneyimli (ve emekli) kamu maliyesi ve vergi uzmanlarına göre, bu “mahcubiyetin” nedeni daha da derinlerde.
“Mahcup” zenginlerimizin birçoğu Kürt asıllı işadamlarımız.
Servetlerin cesameti ortaya çıkarsa “Kürtler her alanda ayrımcılık ve sömürüye uğruyor” yolundaki PKK tezleri kendiliğinden çürüyebilir.
Pişirilen “süreç aşı”na soğuk su katılmış olur.
Yani...
Şimdilik ve belki de daha uzun bir süre pazarlık gibi, paranın ve dinle imanın da gizli tutulmasında yarar var.
Harika Çocuk Yasası
Artık yasa ile desteklenecek harika çocuk
çıkmadığı için Harika Çocuk Yasası askıdaymış.
Bir çırpıda 63 akil insan birden çıkartan ülkemiz,
50 yıldır üç beş harika çocuk çıkartamıyormuş!
PKK “aktivistleri” gittiğine, “süreç” de yakında
biteceğine göre akillerin görevi sona erecek.
Tayyip Bey bu kez de Dolmabahçe’de, akil insanların çocukları ve torunlarını toplayıp Harika Çocuklar Yasası’na işlerlik kazandırabilir.
Amerikalı bilim insanlarına göre, “DNA ve genetik miras, insan hayatının en belirleyici unsuru” imiş.
Kültürel ve toplumsal hayatın da belirleyici
unsuru neden olmasın?
Bu konuya da Tayyip Bey’in bir el atması yetecek.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı