Baleli - ikramiyeli bir yazı

22 Ocak 2017 Pazar

Madem yöneticilerimiz - yazarlarımız içeride..
Madem “Köşedeki bayiden 1’den fazla Cumhuriyet alın, dostlarınıza verin ki gazetemiz bu badireyi de atlatsın” günleri yaşıyoruz...
Madem (Kanal D - Ahmet Hakan) kravat üzerinden reyting kazanmayı deniyor.
İkramiyeli ve kravatlı bir pazar yazısının da belki tiraja bir katkısı olabilir.

***

Google’a falan bakmadan buyurun aşağıdaki birkaç soruyu yanıtlamaya...
Bilirseniz..
Bendeniz, sizin adınıza bayilerden 100 tane Cumhuriyet satın alıp Eminönü’nde Mısır Çarşısı çıkışında dağıtacağım.
Bilemezseniz..
Sizler de yarın sabah 10’ar tane Cumhuriyet alıp, konu komşuya dağıtır mısınız?
Teklif bizden, takdir ve inayet sizden!

***

Sorular:
1- Tarihte, babası ilk kez kravat takan padişahımız kimdir? (Ipucu: Uzun saltanat süresi ve yönetim tarzı ile günümüz sultan mukallitlerinin ağzını sulandırır!)
2- En büyük zevki kızlarının piyanoda çaldığı klasik Batı müziği eserlerini dinlemek ve “icra ettikleri bale ve Ispanyol danslarını seyretmek olan” padişahımızın (halifemizin) adı?
3- Saray’da kızlarına küçük bir orkestra ile temsil grubu kurduran ve hayranı olduğu Fransız sahne yıldızı matmazel Sarah Bernhardt’ın oyunlarını oynatan padişahımızın adı nedir?
4 - Saray’ına yazlık ve kışlık olmak üzere iki ayrı tiyatro salonu yaptırtan ve bu salonlarda temsil vermeleri için Avrupa’dan tiyatro kumpanyaları getirten hangi padişahtır?

***

Daha fazla soru hem sütunumuzu “Kim 500 milyar ister?” programına çevirebilir..
Hem de kıymetli okurlarımızı, 10 fazla gazete uğruna fazla zahmete sokmak olur.
Zahmetsiz de 1’den fazla gazete alıp eşe-dosta dağıttıklarını biliyoruz.

***

Elbette her çağın, her zamanın ve her anın bir ruhu vardır.
Ve o ruh sadece sıradan bireyleri değil, siyasi iktidar sahiplerini de fikren, zihnen ve fiziken biçimlendirir.
Bugünkü muktedirler zihinlerini ve yaşam tarzlarını çağın ruhuna göre değil, geçmiş zamanların zihniyetine göre şekillendirme çabasında.
Tarihi seksek oynarcasına gibi atlayarak okuyorlar.

***

Anayasa oylamaları arasında ve tam da Milli Eğitim Bakanlığı müfredatında Atatürk, Inönü bahisleri “güncellenirken”, nereden ve neden icap ettiyse AKP’li gençler için “II. Abdülhamid Han - Anma Konferansı” düzenlendi.
Başbakan da gidip konuştu.
Dedi ki:
Bize Abdülhamid’i doğru anlatmamak için her şeyi yaptılar!”
- Tıpkı şimdi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Ismet Inönü’ye ve örneğin Lozan’a yapıldığı gibi mi?
Diye soran olmadı.

***

Başbakan’ın “Doğru anlatmadılar!” yakınmasına örnek bulmak gerekiyor.
Yakında tarihe kendi kendini buharlaştıran başbakan olarak geçeceği için bu hizmeti fazlasıyla hak ediyor.
Yukarıdaki sorulu - naçiz tiraj artırma girişiminin yanıtları:
* Sarayına (yani Yıldız Sarayı’na) bir değil, iki ayrı tiyatro salonu birden yaptıran, Avrupa’dan tiyatro kumpanyaları getirten padişahımız ve halife efendimizin adı Ulu Hakan diye de bilinen Sultan 2. Abdülhamid’dir.
* Fransız tiyatro aktrisi Sarah Bernhardt’ın oyunlarını sarayında temsil ettiren de yine Halife Sultanımız 2. Abdülhamid’dir.
* Kızlarına klasik müzik orkestrası kurduran, bale yapmalarını teşvik eden ve bale temsilleri icra ettirten de 2. Abdülhamid’dir.
* Babası Halife Sultan Abdülmecid’in ilk kravat takan ve ressamlara poz veren ilk halife olması de rastlantı değildir. Çünkü kendisi Batı modernizmine hayrandı. Belli ki oğlu Abdülhamid’i de yaşam tarzı bakımından etkiledi.

***

Kravat... Eh, padişah takar da tebaası durur mu?
Önce aydınlar, sonra bürokratlar takmaya başladı.
Kravat, Osmanlı okumuşları arasında pek sevilir, tutulur ve takılırken, mutaassıp çevreler kravatı “medeniyet yuları” diye küçümsediler. Takmadılar.
Bugünkü iktidar önde gelenleri gibi, ne yazık ki muhalefetin kimi önde gidenleri de takmayla takmama arasında gidip geliyorlar.

***

Binali Bey, Anma Toplantısı’nda AKP gençleri için bin dereden su getiriyor.
2. Abdülhamid’in “doğru anlatılmadığından” yakınıyor.
Oysa Abdülhamid’i asıl doğru anlatmayan AKP iktidarı...
Yukarıdaki bilgilerin her satırı, AKP iktidarının yazdırdığı ve bastırdığı “II. Abdülhamid - Modernleşme Sürecinde Istanbul” adlı dev boyutlu 530 sayfalık kitaptan...
Üstelik kitabın bilimsel danışmanı ve redaksiyonunu yapan da Doç. Dr. Abdülhamid Kırmızı...
Doçent Kırmızı kim?
Gerçekten genç kuşağın '79etenekli ehliyetli tarihçilerinden.
Ve halen Külliye danışmanlarından...
Bir süre önce yaptığı şu açıklama dikkatlerden kaçmıştı:
Recep Tayyip Erdoğan, 2. Abdülhamid’e değil, Mustafa Kemal Atatürk’e benziyor!”
Acaba?
Illa bir benzetme olacaksa, asıl Atatürk’e benzeyen Tayyip Bey değil, 2. Abdülhamid’dir!
Nedenlerini, merhum ustamız Hasan Pulur tekrar tekrar yazmıştı:
Tayyip Erdoğan, kendi kızlarının bale yapmasını düşünmediğini söylüyor... “Kızlarımın hamdolsun o tür idealleri, düşünceleri söz konusu değil!” diyor.
Ekliyor:
“Bir balerinin neler yaptığı, neler ortaya koyduğu ve nereye hitap ettiği ortada. Bunu farklı bir yorum olarak değerlendirebilirsiniz. Yani bu benim kendi kanaatimdir. Dolayısıyla çok açık ve net söylüyorum, bu noktada duyarlılığını belden aşağı indirmeyeceği her şeyde varım. Ama indirecek olanın karşısındayım. Çünkü şu anda kültür emperyalizminin en önemli dallarından biri, insanı belden aşağısıyla meşgul etmek.” (20.07.2010 Milliyet)

***

Kim bilir belki de Binali Bey haklı...
Bazı şeyleri “doğru anlatmamak için” her şeyi yapıyorlar!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları