Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Denizde Kara Notları
Karacı bir millet olduğumuzu gösteren yüzlerce belirti vardır.
\nAma bu belirtilerden en sivrisi, “Ağustosun 15’i yaz, 15’i kış!” gibi bir atasözüne sahip olmamızdır!
\nTürkler karacı değil de, denizci ya da havacı bir millet olsalardı, ağustosu karpuz gibi ikiye ayırırlar, yarısını kış, yarısını yaz ilan edebilirler miydi?
\n***
\nGerçek şu ki, ne denizde kesin bitişler ve başlangıçlar vardır ne de havada..
\nKesin sınırlar hep kara için, karacılar içindir..
\nTürklerin bu kara sevdasını, suyun öte yakasından çıkan o Gökgözlü Komutan’ın ne “İlk hedefiniz Akdeniz’dir!” demesi değiştirebilmiştir, ne de “İstikbal göklerdedir!” diye buyurması...
\nNATO bir yana, dünyanın sayılı kara ordularından birine sahip olmamız da bir rastlantı değildir. (TBMM Savunma Komisyonu üyesi AKP’li bir muhteremin “Çin’de bile bu kadar general yok!” diye önce isyan sonra istifa etmesi ise hiç rastlantı değildir! “Sayın Başbakan’a herhalde, altımı tutamıyorum!” türünden bir pas vermek içindir!)
\nAğustos Kararnamesi’ne şerh koyma sırası bu kez de Genelkurmay’a gelmiştir ya, neyse konumuz bu değildir.
\n***
\nGenelkurmay başkanlarının hep karacılardan seçilmesi ve bu işlemin hep yarısı yaz yarısı kış addedilen ağustosta yapılması da karacı bir millet olduğumuzun bir başka kanıtıdır!.
\n***
\n“Ağustosu, yarısı kış” diye ikiye bölen hangi atamız ise bu konuyu keşke gidip ağustosun ikinci yarısını Akdeniz’de, Ege’de tarlarda çalışan köylülerle tezekkür etseydi..
\n***
\nAtalarımızın bu eksiğini her yıl ağustosun ikinci yarısında tatil dönüşü Ula’da, Köyceğiz’de yol kenarındaki tarlalarda çalışan köylülerle selamlaşıp sohbet ederek sormayı âdet etmiştik.
\nBu yıl biraz erken davrandık.
\nKöyceğiz’de Gülşah Bacı ile İdris Dayı’ya uğradık.
\nGüneş tepedeydi. Ama onlar tarlalarını ayıran toprak yolun ötesindeki bostanda yine çapadaydılar.
\n“Nossun!” dediler ikisi bir ağızdan:
\n“Tallada bostanda debelenep duruyoz işte!..”
\n***
\nİkisi de Köyceğiz Gölü eteklerindeki karşı köyde doğmuşlar. Ama, denize girip serinlemeyi, hele yüzmeyi falan hiç bilmemişler, akıllarından geçirmemişler.
\nYaşı kırkı-elliyi devirmiş köylüler akşam serinliği basınca kıyıya inip banklarda, kahvelerde yerli turistlerin arasına karışıyorlar. Muhtarın Eskişehir’de sosyoloji okumuş oğlu, “Gidin bakın” diyor..
\n“Sırtını denize dönüp oturanların yüzde 90’ı bilin ki muhakkak yerli ahalidendir… Denize bakmayı yaşlılar iyiye yormazlar. Gerçi burada akarsu yok. Ama su akar deli bakar lafından yine de etkilenmişler!”
\nTürklerin yedi göbek karacı bir millet olduğunu denize sırtını dönüp oturmaktan daha iyi ne anlatabilir ki?
\n(Elbette İstanbul’da deniz görür, Boğaz görür dairelerin metrekaresine tonla para ödeyen Türklerin müstesna, istisna denizci elitler olduğu da bir başka gerçektir!)
\nKaracı bir millet olduğumuzun derya deniz başka kanıtları da var.
\nTezgâhları dolduran çiftlik balıkları... İlla da giderek tadı samanlaşan aziz çipuralarımız!
\nÜç tarafı denizlerle çevrili vatanımızda deniz balıkçılığına darbe vuran sorumluların “tespit, teşhis ve teczi edilmesi” hususu da sayın özel yetkili savcıların ilgisini çekecek mi acaba bir gün?..
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi