Eski verelim.. Yeni hikâye yok!

29 Mayıs 2022 Pazar

“Yeni hikâye yazmak” lafından geçilmiyor.

Reklamcısı, sanatçısı, yazarı neyse, siyasetçiler de yeni hikâye peşinde.

Valla Reyiz’le ilgisi yok. Hikâye falan da değil. Şarkı.

Ben yazmadım. İsrail Türkü ünlü şarkıcı Linet’in. Hem de Tarkan’dan önce davranmış.

“Böyle de şöyle de bitecek/ Atarım da tutarım da/ Severim de sayarım da/ Kalırım da cayarım da/ Sözümü bile yutarım da/ Bana düşen yeni hikâye yazmak.”

***

İlgisi yok dedik. Ama Reyiz bile “yeni hikâye yazma”yı öneriyor.

“Eyyy AB..” demeden “Avrupa Günü”nde şöyle seslendi:

“AB’nin, Ukrayna savaşıyla birlikte kendine yeni bir hikâye yazmasının zamanı gelmiştir.” (09.05.2022)

***

Tek umudumuz Millet İttifakımız da yeni hikâye akımına kürek çekiyor. Dileyelim reklamcı ve danışman anaforuna fazla kapılmasınlar.

K. Kılıçdaroğlu: “Kendimize ‘yeni bir kuruluş hikâyesi’ anlatmamız gerekiyor.” (21.11.2021)

M. Akşener daha iddialı. Anlatmak değil, yazmak istiyor:

“Amacımız yüz yıl sonra bile hatırlanacak yeni bir hikâye yazmaktır.” (07.07.2021)

A. Babacan mesajıyla emekçi hem de enerjik: “Biz, yepyeni bir hikâye yazmak için kolları sıvadık!” (16.09.2021)

A. Davutoğlu ise zamanı durdurmuş gibi. Sekiz yıl önceki mesajın izini sürüyor: “Yeni bir başarı hikâyesi yazmanın tam zamanı.” (01.09.2014)

***

“Yeni hikâye” reklamcılıkta çok geçerli. Siyasette ise iki ucu keskin kılıç. Bir adım ötesi masal. Siyaset dediysek, siz ekonomi anlayın.

Son yeni hikâye “Faiz sebep, enflasyon sonuç!” diye başladı.

Çarşı pazarda, akaryakıtta, elektrik ve gaz faturalarında pehlivan tefrikasından beter zamlarla sürüyor.

***

Nasıl bir yeni hikâye yazmalı ki korku masalına dönüşen zamların önü kesilsin?

Orhan Pamuk’la İlber Ortaylı keşke el ele verse ve vatan millet aşkına tarihsel bir yeni hikâye yazsa..

Cümle âlemin ağzında “yeni hikâye”!

Reyiz hâşâ, cümle âlem değil. “Yeni bir hikâye yazın” demekte haklı.

Ukrayna’dan önce - Ukrayna’dan sonra dönemi yaşıyoruz..

AB ile yılan hikâyesinden beter, işkilli bir ilişkimiz var.

Bu kez hikâyeyi NATO’ya yazdırmak istiyorlar.

Reyiz’in kurumsallık arz eden yerli ve milli inadı, dileyelim bu kez bir işe yarasın, hayırlara vesile sonuçlar doğursun.

***

“Yeni hikâye” biraz da “eski bir hikâyeyi yeniden yazmak”tır.

Madem Ukrayna gündem. Tam otuz yıl önce Cumhuriyet de dahil aylarca tüm gazetelerin baş sayfalarında yer tutan Sivastopollü Beyaz Balina Aydın’ın hikâyesini yeniden yazmanın da zamanıdır.

***

Tanrı yoksulu sevindirmek isteyince, beyaz balinasını önce kaybettirir sonra buldururmuş.

Sinop Gerzeliler için de öyle oldu. Şöyle yazmışız:

- “‘Aydın öldü’ diye Merkez Camisi’nde sala verildi. Ruhu için Fatiha okunmak üzereyken, haberi geldi ki kıyıda bulunan Aydın’ın naaşı değil bir yunusunmuş. Gerze bayram yerine döndü.

Aydın’ın kıyıdaki dört metrelik görkemli anıtının çevresinde şenlikler düzenlendi.”

Peki, Aydın kimdi?

Terör azalıncaya, demokrasi gelinceye, enflasyon düşünceye dek halkımız oyalansın diye Tanrı’nın gönderdiği küçük bir hoşluktu.

Türk karasularına ilk çıkışı 1992’nin ilk günlerinde oldu. Balıkçıların peşine takılıp limana gelmişti. Kendisini Türk makamlarına kabul ettirmesi kolay olmadı. Sivastopol’deki deniz üssünden kaçtığı için casus olduğundan kuşkulanıldı. Sinop’taki Amerikan üssünün fotoğraflarını çektiği düşünüldü. Gazeteler “KGB’li balina”, “Sevimli mayın”, “Nükleer balina” gibi başlıklarla sundular.

Elbette bu haberleri kimse tekzip etmedi. Sivas olayları henüz yaşanmadığı için de çok şükür, Sivastopollü Aydın ile Sivas katilleri arasında bir bağ kuran çıkmadı. Ama binlerce kilometrelik Karadeniz şeridinde, neden Gerze’yi seçtiğini soruşturan bir yığınla gerzek çıktı.

Asıl adı “İgor” olan beyaz balinanın “hürriyeti seçtiği” ve rengi kadar temiz bir maziye sahip olduğu kabul edildi. Sünnet olması ve kelime-i şehadet getirmesi beklenmeden medyamız adını “Balina Aydın” olarak kayıtlara geçirdi.

***

Aylar sonra Ukrayna makamları kurtarma gemileri gönderdi. Aydın’ı yakalayıp ülkelerine götürdüler. Daha da kendisinden bir haber alınamadı.

Zelenski ile röportajı yapacak ilk Türk gazetecisi eğer Aydın’ın akıbetinden sual ederse ülkemiz adına bu büyük bir kadirşinaslık olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları