Gelin kaynana arasına girilmez

11 Eylül 2022 Pazar

Kraliçe Elizabeth II, 70 yıllık saltanattan sonra “sahiden gözün karnı yokmuş!” diye düşündü. (Bizim 20 yıl ne ki, doyulmaz tabii!)

Ve 74 yaşındaki oğlunu yetim bırakmakta bir mahzur olmadığına karar verdi.

Tacına, tahtına ve dünyaya, huzur içinde 96 yaşında veda etti.

Peki öteki dünyada huzur bulacak mı?

Allah bilir..

Kullar ve gazeteciler sadece tahmin eder.

*

Kraliçe aynı zamanda bir kaynana idi.

Oğlu Charlesin iki eşinin de kaynanası.

Kayınana hayın anadan türemiş bir sözcük değil.

Ama...

Kraliçenin ilk gelini Diana’ya çok haince davrandığına dünya alem tanık oldu. Cumhuriyet okurları dahil.

Gazetenizin 1979-1983 yılları arasında Londra muhabiri idim.

İyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş misali, gazetecilik anlamında o yıllar İngiltere çok bereketli idi.

İşçi Partisi iktidarı, seçimleri kaybetmişti.

Muhafazakâr Parti yıllar sonra, hem de tarihte ilk kez bir kadının başkanlığında iktidar olmuştu.

Demir Leydi diye tarihe geçen Thatcher, eğitim bakanlığı döneminde de çocuklara ücretsiz dağıtılan sütü kestiği için, Süt Tırtıkçısı-Thatcher- Thatcher Milk Snatcher diye şöhret yapmıştı.

Kamusal tasarruf şart” diyerek garip gurebayı perişan ediyordu.

Bu arada ülkede, sadece insanları öldürdüğü ile övülen ama binalara, araçlara zarar vermeyen nötron bombası konferansları düzenleniyordu.

Yeni silahlar üretiliyordu.

İngiltere binlerce mil ötesindeki Falkland Adaları’ndaki egemenliğine toz kondurmamak için Arjantin ile aylar sürecek savaşa tutuşmuştu.

Vs. vs.

Bendeniz, ciddi bir gazetede çalışıyor olmanın vakar ve gururu ile sadece sadece siyasi haberlerle ilgileniyordum.

Oysa hem ülkemizde hem de İngiltere’de çalışan ve çalışmayan sınıfların asıl ilgisi “insani hikâyeler idi.

12 Eylül generalleri şarkıcı Bülent Ersoy’un kadın giysileriyle sahneye çıkmasını yasaklamıştı.

O da bu yasağı aşmak ve “erkek bedenine hapsolmuş kadın ruhumu özgürleştirmek için” diye açıkladığı, cinsiyet değiştirme ameliyatı için Londra’ya gelmişti.

Peşinde de Türkiye'nin en kalburüstü magazin muhabirleri.

Yerli ajansımız nasıl olsa haberi geçer diye ilgilenmedim.

14 Nisan 1981’de Charing Cross Hastanesi’nde ameliyat olup erkekliğini aldırması ve “kadın” olması bizim okuru ne ilgilendirir diye düşünüp hiç oralı olmadım.

*

Günler sonra, efsane genel yayın yönetmenimiz Oktay Kurtböke’den bir telefon:

Şekerim git şu herifi bul. Bir konuş. İşin ucunda siyasi bir tavır da var! Anlarsın bunu sen..”

Bulmak kolay konuşmak zor oldu.

Tüm gazeteler röportaja geldi. Ama Cumhuriyet benim gazetem, ama günlerdir ilgi yok, bir çiçek bile yok!” diye naz yaptı.

Yeni cinsiyetinin gereğini yapıyor diye düşünüp özür üstüne özür diledim. Tüm yazar-çizer ve okurlarımızın geçmiş olsun dileklerini ve bundan sonraki hayatında başarı mutluluk temennilerini sundum.

Annesi vardı yanında:

Maalesef yavrum hamile kalamayacakmış” hayıflanıp duruyordu.

Evlatlık alır büyütürsünüz, daha da sevap olur diye teselli etmeye çalıştım.

Randevuyu sağlayan kıdemli Londralı meslektaşım Faruk Zapcı, “Kesilen parçası bir kavanozda. Onu mutlaka göstermek isteyecektir. Bilesin!” diye uyarmıştı.

Tekrar gelme sözü verip, acele ile ayrılmayı başardım.

Uzunca bir haber yorum ekleyip gazeteye teleksledim.

Ben meslek itibarımı korurken, gazetecilikten öte tevazu, mertlik timsali Oktay Ağabeyimizin gözüne girmiş olmakla kalmadım; Cumhuriyet okurları da Evren diktasına çok farklı boyutta tavır koyan sanatçımızın yeni cinsel kimliğinin ışığında son fikirlerinden haberdar oldular.

*

Aynı günlerde de İngiliz paparazzileri de Prens Charles’ın da kreşte öğretmenlik yapan Diana adlı 19 yaşında 1.78 boyundaki bir hanım kızla flört ettiğini keşfetmişlerdi.

Elbette bizim basınımız da.

Mahallenin namusu olur da Buckingham Sarayı’nın olmaz mı?

Kraliçe, devletin, iktidarın ve daha da önemlisi ülkenin dini olan Anglikanizm’in de maddi-manevi lideri.

900 yıllık İngiliz tahtı onun doğuracağı çocukla devam edeceği için, gelenek gereği bekaret testi yapılması şart.

Sonunda Saray çevrelerinden bu testin yapıldığı haberi sızıyor.

Bülent Ersoy’daki erkekliğe veda sürecindeki gazetecilik zaafımızı örtmek azmiyle

haberi dönemin çok zorlu ve pahalı iletişim şartlarıyla alelacele Cumhuriyet’e yazdırıyorum.

Ertesi gün arka sayfaya tepeden tam sekiz sütun şimşir manşet:

Diana’ya bakirelik testi”.

*

Yıllar sonra Prenses Diana’nın talihsiz kazada feci şekilde ölümü bile bu kadar geniş yer almıyor.

Ölüm de trafik kazaları da ülkemiz ve dünyamız için çok doğal.

Ya bekâret testi?

Asaleti ve zarafeti ile dünyaya racon kesen İngiliz Kraliyet Ailesi’nin bizim doğu kasabalarındaki anlayışla gelin seçmesi elbette sekiz sütunu hak ediyor.

*

Cumhuriyet’i o dönem bu manşet yüzünden kınayanlar oldu.

Ama “İngilizler prenseslerine bile test yapıyorlar. Prenseslere yapılan bu testi öğrenciye, genç kızlara yapmak ayıp niye olsun?!” diye takdir eden muhazakârlar da az değildi.

*

Bekâret testi, devletimizin de derin milletimizin de gündeminden çıkmış değil.

Kadın ve aileden sorumlu muhafazakâr bir rahmetli kadın bakanımız, kız öğrenci yurtlarında gece geç saatte gelen kız öğrenciler bekâret testiden geçirilsin diye talimat vermişti.

Bunu belki de özel yaşamının tutarlılığı gereği yaptı

Zira yaşı hayli ilerice olan o saygın bakanımız Hürriyet’te Ayşe Arman’a hiç evlenmediğini açıklarken, ısrarlı sorusu üzerine halen ve elan bakire olduğunu da beyan etmişti.

Bir zamanki Leydi Diana gibiyim!” de diyebilirdi.

Belli ki tevazusunu israf etmek istemedi.

*

Kayınvalide Elizabeth, öteki dünyada karşılaşacağı eski gelini Diana’dan bekâret testi için özür diler mi, bilemeyiz?

Ama Diana ona, Bak valide hem benim ahımı aldın hem de yaşı geçkin boşanmış bir gelin aldın!” demeyecektir.

Asalet kandan değil ruhtan geçtiği için demeyecektir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Küçükpazarlı Kemal 17 Mart 2024
Vakıa vakası! 10 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları